Burası saray değil, Taşkent metrosu! Giden dışarı çıkmak istemiyor, gören yer altında bir saray sanıyor! Böyle metroyu ilk kez göreceksiniz...
Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te bulunan metro sistemi, benzersiz mimarisi ve sanatsal dekorasyonuyla adeta bir yer altı müzesi gibi ziyaretçilerini büyülüyor. Sovyetler Birliği döneminde, 1972 yılında inşasına başlanan ve halen genişlemekte olan Taşkent Metrosu, toplamda 70,8 kilometrelik dört hat ve 50 istasyonuyla günlük yarım milyondan fazla yolcu taşıyor.
FARKLI DÖNEMLERİN MİRASI: TARİHİ VE MODERN HATLAR
Taşkent Metrosu'nun ilk hattı "Çilanzar", 1977 yılında açıldı. Bunu, 1984'te hizmete giren "Özbekistan" hattı takip etti. Özbekistan'ın bağımsızlığından sonra yapılan "Yunusabad" hattı 2001'de, "Özbekistan’ın Bağımsızlığının 30. Yılı" hattı ise 2020'de yolcularla buluştu. Metro ağının 2030 yılına kadar 150 kilometreye ulaşması planlanıyor.
SANAT VE MİMARİ ŞAHESERİ İSTASYONLAR
Taşkent Metrosu, farklı dönemlerin mimari tarzlarını yansıtan estetik istasyonlarıyla dikkat çekiyor. Orta Asya camilerine özgü kubbe tekniği ve milli desenlerle süslenmiş kolonlar, her istasyona özgün bir görünüm kazandırıyor. İstasyonlar, Yunusabad, Çilanzar ve Almazar gibi yer isimlerinin yanı sıra Emir Timur, Biruni, Uluğbey, Ali Şir Nevai, Abdulla Kadiri, Gafur Gulam, Aybek, Hamid Alimcan ve Yunus Rajabiy gibi önemli şahsiyetlerin isimlerini taşıyor.
DEPREME DAYANIKLI VE ESTETİK BİR YAPI
Mimar Alişir Sabirov, Taşkent Metrosu'nun inşa sürecinde karşılaşılan zorlukları ve 9 büyüklüğündeki depreme dayanıklı yapısının altını çiziyor. Sabirov, Orta Asya'da ilk kez metroda kullanılan kubbe tekniğinin başarılı bir şekilde uygulandığını ve istasyonlara estetik bir görünüm kazandırdığını belirtti. “Taşkent'e gelen herkes, mutlaka Taşkent Metrosu'nu ziyaret etmeli” diyen Sabirov, bu sanat harikasını yerinde görmenin önemini vurguladı.