Gazeteci Mehmet Ali Tekin toprağa verildi

Gazeteci Mehmet Ali Tekin toprağa verildi

Kalp krizi nedeniyle hayatını kaybeden Gazeteci Mehmet Ali Tekin'in cenazesi ikindi namazına müteakip Fatih Camii'nden kaldırıldı.

Geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Gerçek Hayat Dergisi yazarı gazeteci Mehmet Ali Tekin son yolculuğuna uğurlandı.

Fatih Camisi'ndeki cenazeye Tekin'in ailesi ve yakınlarının yanı sıra AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan, Bayrampaşa Belediye Başkanı Atilla Aydıner, KARAR Gazetesi Ankara Temsilcisi Yusuf Ziya Cömert, Ankara Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, Gazeteci Yazar Ekrem Kızıltaş, Yazar Selahaddin Eş, İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Fatih Akıncıları Derneği Onursal Başkanı Mehmet Şahin ve Bosna Savaşı komutanlarından Harun Hodziç de katıldı.

Fatih Müftüsü Hüseyin Baş’ın kıldırdığı cenaze namazının ardından konuşan Turan, Tekin ve arkadaşlarını 40 yıl önce İstanbul’a geldiğinde tanıdığını, şehit Metin Yüksel başta olmak üzere bütün şehitlere olan tutku ve bağlılığının onun sayesinde oluştuğunu söyledi.

Tekin’in her duasında Yüksel'i eksik etmediğini belirten Turan, Mehmet Ali Tekin’in Afganistan ve Bosna Hersek başta olmak üzere İslam dünyasındaki mazlum coğrafyalarda mücadeleler verdiğini, Türkiye'de Kudüs’ü kurtarmak için örgüt kurmak suçlaması ile yargılandığını söyledi.

Turan, "Çeçenya’da mücadele vardı, gitti. Maddi ve manevi yardımlarda bulundu. 1 yıl boyunca Rus zindanlarında hayatını geçirdi. Kudüs sevdalısıydı, Kudüs için bedel ödemenin en büyük izzet, onur ve şeref olduğuna inanırdı. Kudüs sevdasından dolayı mahpus damlarında çürüdü, hayatını geçirdi." dedi.

İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım da Tekin’in örnek kişiliğine vurgu yaparak, tuttuğu arşivi ile İslam dünyasının hafızası olduğunu kaydetti.

Hodziç ise Tekin’in arkadaşlarıyla savaşta Bosna halkına yardım için geldiğini dile getirerek, Bosna savaşında savaşan askerlerin selamını getirdiğini söyledi.

Silahlı terör örgütü FETÖ’nün Selam Gazetesi çalışanlarına düzenlediği Selam Tevhid kumpasında cezaevine giren Tekin, yeniden yargılama sonucunda 2017'de tahliye edilmişti.

MEHMET ALİ TEKİN KİMDİR?

Gazeteci-yazar Mehmet Ali Tekin 1955’te Konya’da doğdu. 1986 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden mezun olan Tekin, 1990 yılından itibaren bir grup arkadaşıyla Tevhid dergisini çıkardı. 1992 yılında iki ay Bosna Hersek’te gazeteci olarak bulundu. 1993 yılında yayımlanmaya başlayan Selam gazetesinin 1995 yılından itibaren sorumlu yazı işleri müdürlüğünü üstlendi. 1996 yılında Selam gazetesinin sorumlu yazı işleri müdürü olarak hakkında yirmi beş dava açıldı. Bir yazıdan dolayı bir yıl hapis cezası aldı. Cezası 1999 senesinde çıkarılan bir kanunla ertelendi.

SELAM-TEVHİD KUMPASI NEDENİYLE BİR DÖNEM CEZAEVİNDE KALDI

28 Şubat yargısının, Selam Gazetesi çalışanlarına yönelik operasyonunda gözaltına alınıp tutuklanan Tekin, 5 yıllık yargılama sonucunda, Tevhid Selam Terör Örgütü’nün lideri olmakla itham edildi. 29 Temmuz 2005’te 6 yıl 3 ay hapse mahkûm edildi. İnfaz yasası gereği tutukluluk sürecinde 5 yıl cezaevinde kaldığı için tahliye edildi.

2013 Mart ayında FETÖ şüphelisi hakimlerin yeniden verdiği mahkûmiyet cezası sonucu 15 Temmuz 2016’da Metris cezaevine konuldu. Ancak yeniden yargılama sonucunda 17 Ocak 2017 Salı günü tahliye edildi. Tahliye olduktan sonra Gerçek Hayat Dergisi’nde ve çeşitli mecralarda yazmaya başladı.

NASIL HEDEFE ALINDIKLARINI KENDİSİ ANLATMIŞTI

Gerçek Hayat dergisinde yaşadığı karanlık günleri anlatan Tekin nasıl hedef alındıklarını şu şekilde özetlemişti;

“Biz 1990 Ocak ayından, 1992 Aralık ayına kadar Tevhid dergisini haftalık olarak çıkarttık. Bu süreç içerisinde zaman zaman Fetullah Gülen ve o yapının zihin dünyasıyla ilgili yayınlar yapıyorduk. Bunlarla ilk mücadelemiz o yıllarda başladı. Daha sonra 93 yılında Selam gazetesini çıkartmaya başladık. Sükûti Memioğlu isimli yazarımız 31 Ağustos 1997 tarihinde “Din ve devlet arasında Fethullah Gülen” başlıklı bir yazı dizisi hazırladı. O yazı dizisinde Gülen örgütüyle ilgili eleştirdiğimiz her şey vardı. Devletin çeşitli kademelerinde yaptıkları çalışmalardan bahsediliyordu. Oraya ne maksatla girdiklerini deşifre eden bir yazı dizisiydi. O dönemlerde yaptığımız yayınlardan hakkımda 34 dava açılmıştı. Mahkemeye gitmekten gazeteye uğrayamıyordum. Fakat normal hukuki yollardan üzerimize suç isnat edecekleri bir şey bulamadılar. İşte o zaman bu kumpası uydurdular.

BAŞARILI OLSA ÖLDÜRÜRLERDİ

Savcının 6-7 aylık süre zarfında bir iddianame hazırladı. İddianamede İran’dan beslenen terör örgütü olduğumuzu ve Ankara’dakilerin siyasi kanat, bizim ise kültürel kanat olduğumuz iddia edildi. Hukuki yollarla bir dayanak bulamadıkları ve bir önceki senaryoları çöktüğü için en son bu yola başvurdular. Bana da örgüt üyeliği suçundan ceza verdiler. O dönemler Fetullahçı oldukları aklımıza gelmiyordu. Savunmalarımızda “karanlık güçler ve derin devlet yapılanması bize kumpas kurdu” diyorduk. 2005 yılında mahkeme heyeti bana örgüt üyeliği cezasını az bularak örgüt liderliği cezası verilmesini istedi. Topluma kazandırma yasasından da yararlandırdı. Cezaevinde yatma sürem dolduğu için tahliye edildim. Dışarı çıktıktan sonra Yargıtay’a müracaat ederek bizzat uğraştım. Fakat her çaldığım kapıda artık Fetullah’ın savcı ve hâkimleri çıkıyordu. Eğer darbe teşebbüsü başarıya ulaşmış olsaydı muhtemelen öldürülecekler listesindeydim.”

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN