Bir yandan üç aşamalı barış planını masaya koyan Biden yönetimi öte yandan Netanyahu’nun eline silah tutuşturuyor. Tel Aviv, son parti mühimmatı içeren sevkiyatın yolda olduğunu duyurdu. İç ve dış kamuoyunu oyalamaya çalışırken katliama da ortaklık yapan ABD’nin bu tavrının, Gazze’deki soykırımın 8 aydır sürdürülebilmesindeki en belirleyici faktör olduğu belirtildi.
TEL AVİV’E SERT MESAJLAR SADECE BİR STRATEJİ ÜRÜNÜ
Washington'un söylemi başka eylemi başka... Gazze'de 38 bin insan katledildikten sonra bir ateşkes planı açıklayan ABD 'Kalıcı ateşkesi destekliyoruz' açıklamaları yaptı. Beyaz Saray kaynakları Netanyahu kabinesine bu yönde sert mesajlar verildiğini belirtti. Ancak soykırımın durdurulmasına dönük arayışlar devam ederken küresel kamuoyu önünde 'ateşkes' diyen Joe Biden yönetimi arka planda İsrail'e silah desteğini daha da artırarak sürdürüyor.
SİLAH VE MÜHİMMATA ONAY ÇIKTIĞINI İSRAİL DUYURDU
İsrail Başbakanlık Ofisi ‘Made in USA’ etiketli silah ve mühimmatın teslim sürecinde olduğunu duyurdu. Sevkiyat açıklaması, Netanyahu’nun ABD Dışişleri Bakanı Blinken’a dönük “İran ve diğer ortak düşmanlara karşı savaşıyoruz” sözlerinden sonra geldi. Washington’un silah gönderirken ateşkesten bahsetmesinde kapıdaki başkanlık seçimlerinin etkisine işaret edildi. Amerika’daki protestoların kürsü söylemleriyle yumuşatılmaya çalışıldığı kaydedildi.
ABD’DEN VAHŞETE SİLAH AKIŞI SÜRÜYOR
Gazze’deki insanlık dramı sürerken, ABD’nin, sunduğu ateşkes teklifine rağmen bir yandan da İsrail’e silah ve mühimmat akışının teslim sürecinin devam ettiği ortaya çıktı. Kasım’da yapılacak başkanlık seçimleri öncesi Başkan Biden’ın aslında tepkileri hafifletmek amaçlı ateşkes önerisinde bulunduğu ve silah kısıtlaması kararının ise göstermelik olduğu yorumları yapıldı.
İsrail’in Gazze’de 7 Ekim’den bu yana devam eden insanlık dışı saldırılarına en büyük desteği veren ABD yönetimi, son dönemlerde Başkan Joe Biden’ın ağır bombardıman uçaklarına yasak kararı ve üç aşamalı ateşkes planıyla barıştan yana ağırlığını koyar bir görüntü sergilemişti. Ancak bu politikaların ülkede Gazze savaşına verilen desteğin sert protestolara yol açtığı bir dönemde tepkileri hafifletme amaçlı açıklandığına dair eleştiriler var. Kasım ayındaki başkanlık seçimleri öncesi Demokrat seçmen tabanının oylarının Biden’dan uzaklaşmasını istemeyen yönetimin bu hamleleri göstermelik olarak yaptığı değerlendirmeleri ağırlık kazanıyor. Zira İsrail ateşkes teklifine uyacağını resmen olarak açıklamazken, İsrail Başbakanlık Ofisi, ABD’nin İsrail Büyükelçisi Jack Lew’in Başbakan Binyamin Netanyahu’ya, mühimmat ve silahların İsrail’e teslim edilme sürecinde olduğunu söylediğini belirtti. Açıklamada ayrıca, Netanyahu’nun teslimatın gerçekleşmesini beklediği ve İsrailli yetkililere ABD’li mevkidaşlarıyla çalışma talimatı verdiği kaydedildi.
Netanyahu önceki gün, ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’ın, ABD yönetiminin İsrail’e bazı silah ve mühimmat vermeme sorununu çözmek için çalıştığını doğruladığını belirtmişti. Blinken’a, ABD’nin son aylarda İsrail’e silah ve mühimmat sağlamamasını “mantıksız” olarak nitelendiren Netanyahu’nun, “ABD’nin en yakın müttefiki İsrail, canı için savaşıyor, İran ve diğer ortak düşmanlarımıza karşı da savaşıyor.” dediği aktarılmıştı. ABD, İsrail’e 7 Ekim 2023’te Gazze’ye yönelik saldırılarının başlamasından bu yana milyarlarca dolar yardımda bulunurken, ABD Temsiciler Meclisi ise 8 Mayıs’ta, İsrail’e yaklaşık 250 ila 1000 kilogram ağırlığındaki bombaların tedarikinin durdurulduğunu bildirmişti. Öte yandan ateşkes teklifinin masada kalmasına İsrail’de tepkiler artıyor. İsrailli esirlerin aileleri ve bir grup aktivist, Gazze Şeridi’ndeki esirlerin geri getirilmesi için Hamas ile esir takası anlaşması yapılması talebiyle başkent Tel Aviv’de yolları trafiğe kapattı. İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberinde, “Kaçırılanların (esirler) aileleri ve diğer aktivistler Tel Aviv’deki Ayalon Kavşağı’nı kapattı ve kaçırılanların tamamının geri getirilmesi konusunda bir anlaşma yapılması çağrısında bulundu.” ifadeleri kullanıldı. Haberde, ülkenin çeşitli yerlerinde başka yol ve kavşakların da esir aileleri tarafından trafiğe kapatıldığı belirtildi. Ülkenin kuzeyindeki Kayserya’da yolu kesenler arasında bulunan esir annesi Einav Zangauker, Başbakan Binyamin Netanyahu’ya hitaben “Kaybettin. Suçluluktan kaçmanın hiçbir yolu yok. Bu seninle birlikte mezara gidecek.” dedi.
İSRAİLLİ BAKAN’DAN LÜBNAN AÇIKLAMASI: BÜYÜK CENAZELERE HAZIRLANIYORUZ
İsrail Din Hizmetleri Bakanı Michael Malchieli, Bakanlığının Lübnan ile olası bir savaş nedeniyle büyük cenaze törenlerine hazırlandığını söyledi. Bakan Malchieli, İsrail’in Kanal 14 televizyonuna yaptığı açıklamada, “Cenaze defin sisteminden sorumlu olan Din Hizmetleri Bakanlığı, kuzeydeki senaryolara hazırlanıyor.” dedi. İsrail ile Hizbullah arasında son haftalarda Lübnan’ın güney sınırında artan gerilime işaret eden Malchieli, “Her şey stüdyolarda söylenemez ama kuzeyde daha büyük şeylere hazırlanmak için ofiste toplantılar düzenliyoruz.” ifadelerini kullandı. Malchieli, kuzey cephesinde olası bir savaş nedeniyle Bakanlığın toplu cenaze töreni hazırlığı yapıp yapmadığı yönündeki soruya ise ayrıntıya girmeden “olumlu” yanıt verdi.
HİZBULLAH LİDERİ: İSRAİL’E ÜS AÇARSA KIBRIS’I DA VURURUZ
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail’le topyekûn bir savaşa hazır olduklarını söyledi. Nasrallah ayrıca Lübnan’a olası bir saldırıda İsrail uçaklarına üslerini açması halinde Kıbrıs Rum kesimini hedef alacakları uyarısında bulundu. Nasrallah, bu durumda Kıbrıs Rum kesimini “savaşan bir taraf” olarak göreceklerini ve buna göre tutum sergileyeceklerini belirtti. İsrail’in Kıbrıs’ta sürekli askeri tatbikat yaptığını vurgulayan Nasrallah, Lübnan’a yönelik olası bir saldırıda Kıbrıs’ın havaalanlarının ve üslerinin kullanılacağı yönünde istihbarat ve duyumlar aldıklarını kaydetti. Hizbullah lideri, Avrupa Birliği üyesi ülkeyi ilk kez böylesi bir açıklamayla tehdit etmiş oldu.
