Dr. Hasan Mesut Önder ve İstihbarat Uzmanı Serkan Yıldız, Lübnan’da çağrı cihazları ve telsizlerin patlatılmasıyla yaşanan saldırının perde arkasına dönük değerlendirmede bulunuyor.
HASAN MESUT ÖNDER / SERKAN YILDIZ
Özel operasyonlar yapılırken, atılan adımın hangi sonuçları doğuracağı iyi hesaplanır. Yapılan operasyondan, operasyonu düzenleyen servisin ne kazandığı sorusu önem taşımaktadır. MOSSAD, bu operasyonla Hizbullah unsurlarının birçoğuna erişebildiğini ve onlara zarar verebildiğini gösterdi. Ancak bu psikolojik etkinin ötesinde bu operasyonun başka bir amacı olduğu da görülmektedir. Bu konuyu, istihbarat ve özel faaliyetler konusunu Türkiye’de en iyi bilen ve uygulayan Serkan Yıldız ile konuştuk. Yıldız’ın , bu operasyonun, nasıl yapıldığı, operasyonun teknik detayları ve amacı hakkındaki görüşleri şöyle:
17 Eylül günü Lübnan’da, Tayvan markası Gold Apollo marka çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar meydana geldi. 10 kişi hayatını kaybederken 200’ü ağır olmak üzere 3000’in üzerinde yaralı olduğu haberleri yayıldı. Kullanılan cihazların menşei Tayland. Ancak ilgili şirketin şirket yetkilisi cihazları kendilerinin üretmediğini ve bu konu için İsrail’e ciddi davalar açmaya hazırlandıklarını söyledi. Şirket yetkilisi, “cihazlarımızı Macaristan / Budapeşte’deki anlaşmalı oldukları bir firmanın ürettiğini ve yasal olarak markalarını kullandıklarını söyledi. İsrail ile Macaristan arası son zamanlarda Macar Hükümetinin Filistin’e karşı gösterdiği tavır nedeniyle oldukça sıcak ve samimi.
BU BİR SABOTAJ OPERASYONUDUR
Bu operasyona bir “siber saldırı” diyemeyiz. Çünkü “siber uzay”da gerçekleşmiş bir harekât türü değildir. Bu tam olarak bir “sabotaj”dır. Hatta “Elektronik Harp Tekniklerine bile girebilir. Çünkü bir fünye sistemi ile bir patlayıcı maddenin ateşlenmiş olduğu açık kaynaklarda yer aldı.Bu saldırıyı yapanın MOSSAD ve AMAN’a bağlı Birim 8200 olduğu zaten oldukça açık. Ancak asıl merak edilen bu saldırının nasıl gerçekleştiği, kullanılan sabotajın tekniği ve elde edilmek istenen sonuçlardır.
Bu tip sabotaj teknikleri, istihbarat servislerinin zaman zaman başvurduğu bir yöntemdir. Yani bu MOSSAD’ın icat ettiği, oturup düşünüp – planlayıp – kurduğu bir teknik değildir. Hatta geçtiğimiz yıllarda Türk İstihbarat Birimleri, Reyhanlı saldırısını düzenlemekten sorumlu Mihraç Ural’ın da laptopu bu şekilde patlatılmıştı. Yani MOSSAD’ın bu operasyonun abartmanın bir anlamı yok.
PATLAMALAR PETN KAYNAKLI
Bu tip sabotajlarda kullanabileceğiniz patlayıcı maddeler kısıtlıdır. İlk ve en önemli şey kullanacağınız maddenin oldukça güçlü ve patlama etkisinin yüksek olmasıdır. Herhangi bir nitroglisirin temelli patlayıcıları o tip küçük cihazların içine etki edecek gramajda yerleştiremezsiniz. Bu sebeple az yer kaplaması mühimdir. Ve fünye olmadan, herhangi bir katalizör etkileşimine girmeden basit ve temel bir yolla infilak sağlamanız gerekir. Bunun için kullanılabilecek en uygun madde ise; “Pentaeritritol Tetranitrat”tır. (PETN) Nitrat esterler grubundan olan kimyasal bir bileşiktir. Uygun sıcaklığa maruz bırakıldığında reaksiyona girip patlayıcı etki gösterir. Bu da onu diğerlerine göre bir adım öne çıkartır. Küçük dozlarda kullanılıp, büyük etkiler elde edebileceğiniz bir maddedir. Yani herhangi bir pille çalışan elektronik cihazın içine enjekte edildiğinde, dışarıdan oluşabilecek etki ile piller ısınıp, hassasiyeti tetikleyen sıcaklığa ulaştığında ciddi patlama etkisi oluşturabilir. Lübnan’daki çağrı cihazı saldırılarında da hiç şüphe yok ki PETN kullanılmıştır. Çağrı cihazı gibi küçük bir aparatın içine yerleştirebileceğiniz en uygun madde budur. Asıl soru bu PETN o cihazların içine nasıl enjekte edilmiştir?
PETN MACARİSTAN’DA YERLEŞTİRİLMİŞ OLABİLİR
Bu istihbarat operasyonunu başarılı kılan parametreler işte burada başlamaktadır. İlk aşamada MOSSAD ve AMAN, Hizbullah’ın çağrı cihazı ihtiyacını, nerden ve nasıl tedarik edeceğine dair bilgileri elde etmiştir. Ardından hangi fabrikadan hangi ürünlerin sipariş edildiğinin öğrenilmesi gerekir. Bu iki işlem çok ciddi alan ve saha istihbaratı gerektirmektedir. MOSSAD ve AMAN’ın Hizbullah’ın lojistik işleri ile ilgilenen organizasyonunda ajanlarının olması güçlü olasılıktır.
Hangi cihazların hedeflere gideceğini net bir şekilde öğrenmek için sipariş verilen Macaristan’daki fabrikaya sızılmıştır. Yanlış cihazlara koyulacak yanlış PETN çok ciddi sıkıntılara yol açabilir. Ardından gönderilecek cihazların kargo bandına ulaşılması gerekir. Bu yüzden tekrar söylüyorum, hangi cihazın nereye gideceğinden %100 emin olmanız gerekir. Cihazların içine (ki burada sayıca binlerce cihazdan bahsediyoruz) fabrikada bu tip bir patlayıcıyı enjekte etmek pek güvenli ve akıllıca bir yöntem değildir. Bu sebeple ben bu enjeksiyon işleminin nakliye bandında olduğunu düşünüyorum. Cihazlar uçakla gönderilmişse havaalanında, gemiyle gönderilmişse limanda bu işlemin yapıldığını sanıyorum. Açık kaynaklara göre cihazlar şubat ayında Hizbullah’ın eline geçmiş.
PETN MESAJLARLA ISITILARAK PATLATILDI
Basına yansıyan bilgilere göre Lübnan’daki Amerikan Üniversitesi personeli çağrı cihazlarını yanlarına almamaları hatta kullanmamaları konusunda ilgili makamlar tarafından uyarıldığını belirtelim. Operasyon tarihi belirlenmiş ve düğmeye basılmış. Önce cihazlardaki PETN’i aktif hale getirmek için ortalama bir ısı yayacak mesajlarla uygun sıcaklık sağlanmıştır. Ardından hedeflerin cihazları ellerine alacakları ve PETN’nin infilak etmesini sağlayacak sıcaklığa ulaşmasını sağlayan diğer mesajlar cihazlara gönderilmiştir. Piller, cihazı uygun ısıya çıkartmış ve cihazlar infilak etmiştir. Bu infilak sırasında pillerin oluşturduğu zarar yok denilecek kadar azdır. Asıl zararı ve yaralanmaları PETN maddesi sebep olmuştur. Ve oldukça da ciddi sonuçlar doğurmuştur. Bu tip analog cihazların pillerini ısıtmak için oldukça karmaşık ve cihazı zorlayacak, daha fazla enerji tüketmesine sebep olacak algoritması karışık mesajlar gönderildiğinde cihaz onu çözümlemek için daha çok efor sarf etmeye başlayacaktır. Bu da daha fazla enerji ve daha fazla ısı yayar ve belli sıcaklıkta PETN maddesi patlar.
MOSSAD’IN SALDIRIDAKİ AMACI
Burada amaç nedir? Ben MOSSAD ve AMAN’ın Sinyal İstihbaratından sorumlu olan Birim 8200 adlı bölümü, ilgili hedefleri imha ve etkisiz hale getirme amacıyla bu sabotajı gerçekleştirdiklerini düşünmüyorum. Hayati bölgelere yakın duran cihazların patlaması bazı ölümlere ve ciddi yaralanmalara sebebiyet vermiştir ancak asıl hedefin bu cihazları kullananların kimler olduğunu tespit etme amacı olduğunu düşünüyorum. İçinde ortalama 3 ila 20 gr arası PETN olan bir cihazlar, patladığında ciddi yaralanmalar olması kaçınılmazdır. Bu yaralanmalar ilkel ve temel sağlık birimleri ile tedavi edilemez derecede ciddi yaralanmalardır. Yani kazazede tam teşekkülü bir hastaneye gitmek isteyecek hatta mecbur kalacaktır. Batın ve göğüs kafesine yakın yerlerdeki patlamalarda ciddi açıklıklar ve doku bozulmaları oluşur çünkü. Bu yaralı hastaneye gittiğinde orada onu bekleyen sadece sağlık çalışanları olmayacaktır. Mutlaka İsrail istihbarat unsurları civardaki hastaneleri takibe almıştır. Bu tip yaralanma ile hastaneye başvuran herkes çok yüksek oranda hedeftir. Ve artık onların kimler olduğu bilinmektedir. İşte bu sabotajı başarılı bir istihbarat operasyonuna dönüştüren bir diğer etkende tam olarak budur. Hedefler tek tek ve koşarak hastaneye gelmişler ve fotoğraf vermekten asla çekinmemişlerdir. Çünkü can tatlıdır. O sırada siz ideoloji, din, ülke, bayrak düşünecek durumda olamazsınız. Üstelik motivasyonunuz da yetersiz ise.