6 Şubat depremlerinden en çok yara alan il olan Hatay'da olası depremlere yönelik önlem çalışmaları ve araştırmalar devam ediyor. Antakya Fayı ile Ölüdeniz Fayı'nın kuzey segmentlerinden Yesemek, Narlı, Sakçagöz faylarında araştırmalar gerçekleşirken Antakya'nın güneyinde ve doğusunda fayların birlikte kırılmasıyla 7.6-7.7'ye varan büyüklükte deprem üretme potansiyeli bulunduğu açıklandı.
6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüklerindeki depremlerin üzerinden neredeyse bir yıl geçmiş olacak. Bölgede depremin izleri hala silinemezken Hatay ise adeta hayalet şehre dönmüş durumda.
Bölgede depreme yönelik çalışmalar devam ederken yeni olası depreme karşı da tedbirler alınıyor. Afyon Kocatepe Üniversitesi Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Çağlar Özkaymak, ekibiyle birlikte Antakya Fayı ile Ölüdeniz Fayı'nın kuzey segmentlerinden Yesemek, Narlı, Sakçagöz faylarında araştırma yapacaklarını ifade etti.
Özkaymak, son bir yıl içerisinde deprem bölgesinde 44 binin üzerinde artçı yaşandığını, açıklayarak bu artçıların 3-4 yıl devam edeceğinin öngörüldüğünü söyledi.
Prof. Dr. Çağlar Özkaymak
Bölgede yaptıkları çalışmalarda, depremler nedeniyle 450 kilometreye yakın bir yüzey kırığının oluştuğunu gözlemlediklerini aktaran Özkaymak, şöyle konuştu:
"6 Şubat'taki depremler bize, bilimsel anlamda beklemediğimiz durumları da öğretti. Aynı anda birden fazla fay segmentinin kırıldığını gördük. İlk depremde 4, ikinci depremde 2 fay segmenti kırıldı. Bu segmentlerin aynı anda kırılması da bizim beklediğimiz büyüklüğü de artırdı. Bizim Kahramanmaraş'ta beklediğimiz deprem 7,2-7,3 büyüklüğündeydi, 7,7 ile 7,6 değil. Yine, aynı gün 9 saat arayla iki büyük deprem, bölgedeki yıkımı oldukça artırdı."
Gelecek yıllarda kırılmanın meydana geldiği alanlarda yeni bir kırılma beklemediklerine işaret eden Özkaymak, sismolojik ve deprem davranışları açısından Hatay ve güney bölgesindeki fayları çok iyi tanımadıklarını dile getirdi.
'7.6-7.7'YE VARAN BÜYÜKLÜKTE DEPREM ÜRETME POTANSİYELİ VAR'
Ölüdeniz Fayı'nın kuzey kolları üzerinde 1800'lü yıllarda yıkıcı deprem kayıtlarının olduğuna dikkat çeken Özkaymak, şöyle devam etti:
"O depremlerin hangi faylar üzerinde meydana geldiği, şu ana kadar bilinmiyor. Dolayısıyla Antakya'nın güney tarafına yoğunlaşarak bu bilinmeyen fay üzerindeki konuları ortaya çıkarmaya çalışacağız. Çünkü, Antakya'nın güneyinde ve doğusunda gelecek yıllarda 7,3-7,4 ve hatta faylar birlikte kırıldıklarında 7,6-7,7'ye varan büyüklükte deprem üretme potansiyeli olan büyük faylar var. Ölüdeniz Fay Zonu, Doğu Anadolu Fay Zonu'yla Antakya bölgesinde birleşme eğilimi gösteriyor. Güneye doğru da Kızıldeniz ve İsrail'e doğru devam eden çok büyük bir kırık. Bu kırık, Arap ile Afrika plakasının arasındaki tektonik sınırı da oluşturuyor. Antakya Fayı ise güneybatıya doğru devam ederek Kıbrıs Adası güneyinden geçen ve Afrika okyanusal litosferinin Anadolu plakası altına daldığı Kıbrıs yayına bağlanmaktadır."
Özkaymak, Kıbrıs Adası ve doğusundaki bu alanda da özellikle deniz altında yıkıcı deprem ve tsunami oluşturma potansiyeline sahip kırıkların olduğunu sözlerine ekledi.