İstanbul’da okul müdürünü, Balıkesir’de motokuryeyi öldüren 17 yaşındaki iki genç üzerinden ergenlerdeki şiddet eğilimini değerlendiren İstanbul Psikomod Akademi’den Klinik Psikolog Hatice Keltek: “Madde bağımlılığı, akran zorbalığı, çeteleşme, kumar bağımlılığı, sanal bağımlılık küçük yaşlara indi. Bilgisayar oyunları şiddeti normalleştiriyor. Okullar ailelerin farkındalıklarını arttırmalı, çocuklarına nasıl davranmaları gerektiği konusunda psikoeğitimler vermeli.”
HATİCE KELTEK
İstanbul’da bir okul müdürünün öğrencisi tarafından silahla vurularak öldürülmesi geçtiğimiz haftalarda okullarda giderek artan şiddeti yeniden gündeme getirdi. Bu haberin ardından da Balıkesir’de motorlu kurye olarak çalışan 20 yaşındaki bir üniversite öğrencisi, 6 suç kaydı bulunan 17 yaşındaki bir saldırgan tarafından 25 bıçak darbesiyle öldürüldü. Yaşanan bu iki üzücü olay, ergenlik dönemindeki şiddet eğilimine dikkat çekiyor.
FİZİKSEL GÜÇ ARTTIKÇA ŞİDDETE EĞİLİM ARTIYOR
Ergenlikte fiziksel güç arttıkça çevre koşullarına bağlı olarak şiddete eğilim, sağlıksız aile ve çevre, sosyal medyada şiddet içerikli etkileşimler nedeniyle de saldırganlıkta artış görülebilmektedir. Şiddet, ergenliğe doğru giderek sosyal açıdan daha organize hale gelmeye başlar. Ait olunan gruplar birbirlerinin saldırgan davranışlarını pekiştirerek çeteler oluşturabilirler. Erkek oyunları saldırganlığı zamanla normalleştirebilmektedir. Son zamanlarda bağımlılık derecesinde oynanan bilgisayar oyunları şiddeti normalleştirmekte, çocukların ve gençlerin bu oyunlara saatlerce maruz kalması, problemler ve çatışmaların çözümünde şiddet kullanmaya eğilim oranını arttırmakta, öğrenci gruplarının yaşla birlikte fiziksel kavga etme oranları açısından anlamlı farklılaşmalara yol açmaktadır.
SİLAH TESTOSTORON DÜZEYİNİ ARTIRIYOR
Özellikle testosteron hormonu saldırganlık ile doğrudan ilişkilidir. Yapılan bir çalışmada iki grup erkeğin eline 15 dakika boyunca normal bir oyuncak ya da bir silah verilmiştir. Oyuncak alan grupta değişim görülmezken, silah alan grubun testostoron düzeyinde artış gözlemlenmiştir. Bir silahın varlığı saldırgan bir işaret olup agresif düşünceleri tetikleyen bir uyarıcıdır. Saldırgan bireylerde öz denetimin zıttı olarak dürtüsellik görülmektedir. Dürtülerini engellemek, öz denetimini sağlamak normal bir durumda bile zorken silah taşıdığında bahsettiğimiz çalışmanın sonucuyla durum daha sarpa saracaktır.
İŞSİZ ERKEKLER DAHA SALDIRGAN
Öte yandan boşta kalan işsiz erkeklerin daha saldırgan olduğunu gösteren çalışmalar da vardır. İstanbul’daki okulda yaşanılan olaya yönelik yapılan haberlere göre zanlının öncesinde sabıkası olduğu, daha önce ruhsatsız silah bulundurduğu için para cezasına çarptırıldığı, iki yıl içerisinde disiplin suçundan üç farklı okul değiştirdiği ve o sıralar boşta kaldığı yer almaktadır. Fakat ‘Su testisi su yolunda kırılmadan’ alınan tedbir davranışları felaketleri önleyebileceği gibi, toplumu geniş ölçekte daha sağlıklı kılacaktır. Balıkesir’deki cinayet olayında da 6 suç kaydı olan 17 yaşındaki fail ortalıkta rahatça gezinebilmektedir. Hem fail hem de ailesinin devlet tarafından psikolojik rehabilitasyondan geçirilmesi ve bilgilendirilmesi, kontrol süreçleri tedbir kapsamında yapılması gerekendir.
TABİATTAN UZAKLAŞMAK İNSANLIKTAN DA UZAKLAŞTIRIYOR
Tarihçi İlber Ortaylı’nın sosyal medya hesabında Balıkesir’deki olayla ilgili “Azmettirenlerin ve katillerin toplum dışı oldukları birçok kriminoloji ve ceza hukuku üstadının reddettikleri İtalyan *Lombrosso’nun tipolojisini maalesef haklı çıkarmaya başladı; ama bunu doğal nedenlere bağlamaktan çok toplumsal yapıyla izah etmek gerekir” yorumu işin biyolojik yönüne vurgu yapıyor; fakat diğer toplumsal etmenleri göz ardı etmeden. Şehrin aşırı büyümesi, göç, kontolsüzce yapılan imar faliyetleri, tabiatın yok edilmesi gibi etmenleri sıralıyor. Çünkü insan tabiattan uzaklaştıkça insanlığından da insanlık bilincinden de uzaklaşıyor.
AKRAN ZORBALIĞI KÜÇÜK YAŞLARA İNDİ
Toplumun geleceğini oluşturacak gençlerimizin gerek fiziksel gerek psikolojik sağlığının oluşturulması, sürdürülmesi son derece önem taşımaktadır. Henüz orta kademe de eğitim gören gençlerimize olumlu kimlik oluşturabilecekleri alanlar açmak, belli bir sanat, devamlılık sağlayacağı bir spor dalıyla ilgilenmelerini destekleyecek zaman ve mekânsal destekte bulunmak kendilerini değerli ve yeterli görmeleri anlamında önemlidir. Madde bağımlılığı, akran zorbalığı, çeteleşme, kumar bağımlılığı, sanal bağımlılık küçük yaşlara inmiş durumdadır. Okullar bu konulara eğilerek ailelerin farkındalıklarını arttırmaları sağlanmalı ve bilinçli bir şekilde çocuklarına nasıl davranmaları gerektiği konusunda psikoeğitimler verilmelidir. Burada vurgulanması gereken aidiyet duygularıyla kendini inşa eden, kimlik oluşturmaya çalışan köklenmeye çalışan genç bireylerin ailelerin koşulsuz kabul ve sevgi göstermesi, diğer taraftan hep onun yanında ve destek olduklarını hissettirmesidir.
ANNE BABALAR SANAL DÜNYA KULLANIMINDA ROL MODEL OLMALI
Sanal dünyada çokça vakit geçiren ebeveynler başta kendileri çocuklarına yanlış model olmaktadır. Çocuğu onunla konuşurken gözünü telefonundan ayırmadan konuşan ya da kestirme şeyler söyleyip başından savan, göz temasının öneminin bilincini taşımayan anne ve babanın büyüttüğü çocuklar bağlanma modeli olarak neyi alacaklar? Ailelerin birbirine olan bağlılığını çözülmesi toplumun çözülmesi demek değil mi? Toplum çözülürse, yozlaşırsa neler yaşanmaz ki! En başta değerler sisteminin altı boşalır, sonra suç ve kaos kaçınılmaz olur.
NELER YAPMALI?
Çocukların ve ergenlerin saldırganlık ve şiddetin doğası konusunda eksik veya çarpıtılmış bilgileri eğitim kurumlarında verilecek doğru bilgilerle anlatabilmek, çocukların ve ergenlerin okulda, ailede, arkadaş çevresinde başarılı hissetmesini sağlamak bunun için hangi alanda başarılı olacağını keşfetmesine destek olmak, okulda, ailede ve arkadaşları arasında özyeterlilik öz denetim duygusu kazanmasını sağlamak, (sadece Türkçe ve matematik derslerindeki başarıyı tek başarı kriteri olarak değerlendirme klişesinden vazgeçmek) Bireyin baş etmekte zorlandığı bir sorunla karşılaştığında destek alma ve arama davranışına teşvik etmek, (olumsuz durumla başa çıkmadaki yetersizlik oranı, sağlıksız davranışlar ve şiddete eğilime sebep olabilir) çocukların idol alabilecekleri başarılı insanlarla tanışmalarına ortam oluşturmak, okuldaki rehberlik ve psikoloji birimlerinin çocuklara dürtü kontrol, hazzı erteleyebilme, sağlıklı baş etme gibi öz denetim becerilerini kazandırma çalışmaları yapılması, bu konuda mesafe alamayan öğrencilerin devlet kontrolünde ailelerine ve kendilerine bireysel ve aile terapilerinin uygulanması sağlıklı psikolojinin sürdürülebilmesi açısından yapılabilecekler arasındadır.