Sığınmacılara yönelik nefret ve bu nefretin sonucu olarak şiddet olaylarının artmasını "çift başlı yozlaşma" olarak nitelendiren Araştırmacı Yazar Bahadır Kurbanoğlu, gelinen noktada ırkçılığın cezasızlıkla ödüllendirildiğini, bu duruma gelinmesinde de hem muhalefet hem de iktidarın sorumluluğu olduğunu söylüyor.
İkitelli, Altındağ, Torbalı, Güzelbahçe son olarak da Kayseri ve Kayseri’den başka kentlere sıçrayan şiddet olayları… Türkiye’deki mülteci karşıtlığının geldiği nokta, şiddet ve linç olaylarını da beraberinde getirmeye devam ediyor.
Araştırmacı ve yazar Bahadır Kurbanoğlu, tüm bu yaşananların çift başlı yozlaşmanın bir sonucu olduğu kanısında. Ana muhalefet ve ayrımcı ulusalcı partilerin iktidarı yıpratmada yabancı düşmanlığını konforlu alan olarak gördüğünü belirten Kurbanoğlu, "Sığınmacıları Kurban Vererek Göçü Yönetemezsiniz" başlıklı yazısında bu partilerin 12 yılın ardından bir söylem üstünlüğü ele geçirdiklerini söylüyor.
Kurbanoğlu’na göre bu durumun tek müsebbibi muhalefet partileri de değil… Kurbanoğlu’nun yaşananları “çift başlı yozlaşma” olarak niteledirmesinin sebebi geldiğimiz noktada iktidarın kendi zaaf ve günahlarının bedelini göçmenlere yükleyen bir siyasi yol izlemesi.
Irkçılığın cezasızlıkla ödüllendirildiğini belirten Kurbanoğlu, iktidarın bu konudaki tutum ve eylemlerini şu sözlerle eleştiriyor:
Konya’daki Halep lokantasının taşlanarak yerle bir edilmesi ya da Antalya Serik’te yaşayan, YPG’den kaçarak ülkemize gelen 17 yaşındaki Ahmet El Naif’in linççi güruhlarca katledilmesi bir başarısızlık olarak önümüzde duruyor. İçişleri Bakanı’nın böylesi bir trajedinin ardından Kayseri’de bir tane bile sığınmacının evini ziyaret etmeden, linççi güruhlara burada iki çift söz söylemeden ayrılmış olmasının da bu güruhları cesaretlendirmekten başka bir anlamı bulunmuyor.
