Dijital çağda köksüz ve sahte kişilikler: Sosyal medya fenomenleri

Bilgi teknolojilerinin gelişmesi ve İnternetin hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmasının ardından sosyal medya platformlarının yaygınlaşması, bilgiye erişim, iletişim ve etkileşim biçimlerini kökten değiştirdi.

Gazete, radyo ve televizyon gibi kitle iletişim araçlarının toplumu etkileyen ana yayın kaynakları olduğu İnternet öncesi dönemde; gazeteciler, televizyon yorumcuları ve uzmanlar gibi merkezi kanaat önderleri bilgiyi üretip kitlelere aktarıyor, halk da bu bilgileri pasif bir şekilde tüketiyordu.

Dijital çağın, akıllı cihazlar ve sosyal medya platformları üzerinden kişilere içerik üretme ve kendi kitlelerini oluşturma fırsatı sunmasıyla, merkezi yayın otoritelerinden bağımsız yeni tür toplumsal etkileyici figürler ortaya çıktı:

“Sosyal medya fenomenleri...”

Bu figürler, kendi hikayelerini, hayat tarzlarını ve düşüncelerini doğrudan sosyal medya platformları aracılığıyla paylaşarak üzerlerinde güçlü bir etki oluşturdukları geniş takipçi kitlelerine sahip oluyorlar.

Bu yeni model, bilgiye ulaşımı demokratikleştirirken, bireysel etkileyicilerin manipülasyon potansiyelini arttırdı ve toplumun algı, kanaat ve davranış biçimlerini yeniden şekillendirdi. Bilginin ve popülerliğin ölçüsü artık bir televizyon programındaki görünürlük değil, dijital dünyanın hız ve yüzeyselliğini yansıtan bir “X” paylaşımı veya YouTube programının altındaki etkileşim ya da beğeni sayısı oldu…

Dijital iletişim ve medya jargonunda sosyal medya fenomeni, genellikle “birikimi ve uzmanlık alanı çerçevesinde izleyicilerine ilham veren, bilgi aktaran veya onları eğlendiren kişi” olarak tanımlanıyor.

Sosyal medya fenomeni olmak, özgün içerik üretme, sürekli yenilik yapma ve izleyicilerle duygusal bir bağ kurma becerisi gerektiriyor. Bu bağlamda bu kişiler, bir bakıma kitle toplumundaki medya figürlerinin yerini alarak “dijital evrenin kanaat önderleri işlevini” önemli ölçüde üstlenmiş bulunuyorlar.

Ama gerçekte bu böyle mi?

Tüm sosyal medya fenomenleri her zaman bu tanımın gerektirdiği kişilik yapısı, yetkinlik ve becerilere sahipler mi? İnsanları aydınlatma, bilgilendirme ve toplum üzerinde olumlu yönde etki sağlama işlevini yerine getiriyorlar mı?

Hayır?

Ne yazık ki bu, hep aynı olumlu fonksiyon ve işleyiş yapısıyla ortaya çıkmıyor. Çoğu defa manipülasyona, yüzeyselliğe ve sahte bir imaj oluşturulmasına dayanan çarpık bir fenomen modeli üzerinden şekilleniyor.

Toplumun duygusal ve bilişsel zaaflarını istismar ederek “sahte kahraman” figürünü oynayan bazı fenomenlerin temel amacının, geniş bir takipçi kitlesi edinmek ve “popülerliklerini maddi kazanca dönüştürmek” olduğunu görüyoruz.

Bu tür fenomenler, bir anda ortaya çıkıyorlar ve takipçileri hızla milyonlara ulaşıyor.

Herkes, “ideal ve başarılı insan” profilini simgeleyen bu kişiler gibi olmak, onların yansıttıkları hayat tarzına kavuşmak istiyor.

Önce, gerçekte olumlu değerlendirme kriterlerini taşımayan ve asıl kişiliklerini dışarıya yansıttıkları sahte ve yüzeysel bir imaj ve başarılı bir algı yönetimiyle perdeleyen bu fenomenlerin temel özelliklerini ortaya koyalım:

-Dışarıya yansıttıkları sıcak, sevecen ve alçakgönüllü tavırların altında genellikle “örtülü narsist bir kişilik” yatıyor. Ancak, bunu gayet ustaca saklayabiliyorlar.

-“Benmerkezci” bir tavrı ve dili yaygın biçimde kullanıyorlar. “Ben yaptım,” “Bunu daha önce söylemiştim,” “Benim adımı kullanıyorlar,” “Benim ağzımdan duymadığınız şeylere itibar etmeyin!” gibi sıkça kullandıkları özgüven ifadesi taşıyan söylemlerle insanların kendilerine bağlanmasını sağlıyorlar.

-Tanınmalarını, halkın zaaf sahibi olduğu çok basit konular ve popüler kavramları araçsallaştırarak sağlıyorlar. “Vatan,” “millet,” “kahramanlık,” “ortalama dindarlık,” “bayrak,” “futbol…” üzerinde en çok durdukları ve en çok ilgi uyandırdıkları konular.

-Halkın “düşük” ve en fazla “ortalama” zekâ seviyesine hitap ediyorlar.

-İnsanların ilgisini belli bir noktaya çekmekte ve yoğunlaştırmakta çok mahirler. Mesajlarını basit ve etkili bir anlatımla veriyorlar.

-Tanıtım video ve kliplerinde yüksek etki sağlamak üzere, profesyonel araç ve yöntemleri kullanarak uygun müzik parçaları ve ezgiler eşliğinde yerine göre hüzünlü ve duygusal bir atmosfer oluşturuyor, yerine göre hamaset ve kahramanlık coşkusu uyandırıyorlar.

-Yüksek öğrenim görmüş olsalar da eğitim düzeyleri genelde düşük oluyor.

-Türkçeyi kullanma becerileri zayıf olsa ve belli sözcükleri kullanırken bariz hatalar yapsalar da yüksek özgüven, düzgün bir diksiyon ve çekici bir ses tonuyla konuşuyorlar.

-Karmaşık konuları değerlendirebilecek, özgün çözümlere ve sonuçlara varabilecek derin bir kavrayış ve analitik zekâdan genellikle yoksunlar.

Ancak, basit ve yüzeysel klişeler üzerinden yalın ve etkileyici bir akıl yürütme ile bilinen gerçekleri çok özgün ve dahiyane bir sonuç gibi sunmada oldukça başarılı bir performans gösteriyorlar.

Mesela ekonomik bir krizi veya siyasi bir kargaşayı, “Milletimiz güçlüdür, bunu atlatırız” gibi basit bir cümle ile yorumlamak veya “Bu devlet sahipsiz değil” şeklinde gizemli çağrışımlar uyandırmak suretiyle çevrelerinde derin bir analiz yapıyormuş algısı oluşturuyorlar.

-Son derece rasyonel ve faydacı bir yaklaşım sergiliyor ve her zaman güçten yana tavır alıyorlar. İktidardaki siyasi yapıya karşı olsalar da siyasi ve tartışmalı olaylar karşısında muhalif bir tutum takınmaktan ve söz sarfetmekten özenle sakınıyorlar.

-Temelde, köken olarak düşük ve orta gelir grubundan geliyorlar. Yeterli sermayeye veya sürdürülebilir bir mali kaynağa sahip olmamaları halinde, bunu hiç belli etmiyorlar.

-Aslında en büyük sermayeleri, takındıkları imaj ve sergiledikleri gösterişli hayat tarzı…Sosyal medya üzerinden sergiledikleri gösterişli hayatlarının, “esaslı ve köklü bir zenginliğe dayandığı” algısını oluşturuyorlar.

-Rezidanslarda oturuyor ve en lüks arabalara biniyorlar. Çok pahalı yerlerde yemek yiyor ve eğleniyorlar.

-İstikrarlı bir ticari hayatları ve elle tutulur bir organizasyon yapıları olmadığı halde, güçlü şirketlere sahiplermiş gibi ifadeler kullanıyor ve tavırlar sergiliyorlar. “Şirketlerim…” “Menajerimle konuşun,” “Danışmanlarıma söyledim” gibi…

-Şefkat, ilgi, yardımseverlik ve sosyal destek konularında kendilerini tanıtmaya yönelik çok gösterişli tavırlar sergiliyorlar.

Toplumun dezavantajlı kesimlerine her zaman el uzattıkları ve onların yanında oldukları izlenimini veriyorlar. “Sokaktaki yoksul bir satıcının tüm ürünlerini almak,” “ona buna bahşiş,” “çocuklara harçlık vermek” gibi…Bu, halk üzerinde bir sempati oluştursa da aslında manipülatif bir stratejiden başka bir anlam taşımıyor.

Bu sahte ve çarpık model çerçevesinde oluşan işleyiş mekanizması, insanlar ve toplumsal ilişkiler üzerinde son derece olumsuz sonuçlara yol açıyor:

-Fenomenlerin sunduğu sahte hayat tarzları, insanlarda özgüven kaybına ve tatminsizlik hissine yol açıyor. Gerçeklik algısı bozulan insanlar, kendi hayatlarını bu sahte imgelerle kıyasladıkça, daha mutsuz hale geliyorlar.

-Toplumsal değerlerin içi boşaltılıyor. Milliyetçilik, kahramanlık, yardımseverlik gibi değerlerin istismarcılar tarafından basit birer araç haline getirilmesi, toplumun bu değerlere olan güvenini zayıflatıyor.

-Üretilen yüzeysel ve yanıltıcı içerikler toplumun bilgiye olan güvenini azaltıyor ve doğru bilgiye erişimini zorlaştırıyor. Sonuçta gerçek uzmanların ve bilim insanlarının sesleri çıkmıyor ve bu kişilerin uyandırdığı şaşaanın ve yüksek popüler ilginin gölgesinde kayboluyorlar.

-Bu tür kişileri bir rol model olarak gören gençler, sahte bir başarı algısına kapılıyorlar ve hayatları süresince gerçekçi hedefler belirlemeleri zorlaşıyor.

“Dijital çağın bir anomalisi” olarak tezahür eden sahte ve çarpık sosyal medya fenomenliğinin yol açtığı olumsuz sonuçları düzeltmede, medya okuryazarlığını arttırmanın ve eleştirel düşünmeyi teşvik etmenin hayati önemi var. Çünkü sahte olanın, yalnızca sorgulandığında, gerçek anlamda gücünü ve etkisini kaybedeceği açıktır.

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum