Suyu söndüren ateş
Kartalkaya’daki yangın fâciasından dört gün evvel 16 Ocak’ta Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü, Melen havzasından sorumlu olan İSKİ’nin yatırımları tamamlamadığını; bu yüzden İstanbul’a giden içme sularına, Düzce’nin lağım sularının karıştığını açıkladı.
Özlü, -muhtemelen makamında yaptığı- bu açıklamayı, lağım sularının Melen’e karıştığı bir noktada tekrar ettiği görüntüleri de 18 Ocak’ta x hesâbında paylaştı. Tesâdüf veya tevâfuk diyelim aynı gün okul yıllarından arkadaşı olan bir köşe yazarı, “Özlü’yü tanırım, iyi çocuktur. Doğru söylüyor.” diye kefil olduğu yazısında, “Bu nasıl ülke? Niye kıyâmet kopmuyor?” diye hayıflandı. Aynı yazar, beş gün sonra kendi ifâdesiyle “şüyuu vukuundan beter” bu açıklama hakkında yeniden yazdı ve sadra şifa tepki olmamasına yine hayıflandı.
Böyle bir açıklamanın twitterdan yapılması o kadar tuhafıma gitti ki iletişim psikolojisi uzmanı bir arkadaşımı aradım. Meseleden haberi yoktu. Daha anlatmaya başladığımda, “Gerçekten tvittırdan mı yaptı bu açıklamayı? Bir belediye başkanı bunun sonuçlarının çok kötü olabileceğini bilmiyor olamaz. Bu nasıl sorumsuzluk!” diye şaşırdı. “Belki de istenen bu.” dedim. Daha da şaşırdı. “İnsanlar ayaklansa İSKİ’nin önüne gitse, Ekrem İmamoğlu’nu istifâya çağırsa fenâ olmaz.” diye devam ettim. Eğer turpun büyüğü İmamoğlu ise heybeden çıkması için sebep lâzımdı. “Ama..” diyerek kitle iletişim araçlarının tesir gücünü, dikkatli kullanmanın önemini anlattı. Tıpkı yukarıda bahsettiğim yazar gibi, “Şüyuu vukuundan beter olur.” dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, twitter hesabından verdiği cevapta, Faruk Özlü’nün paylaştığı görüntüleri kastederek “suç işliyor” dedi. Ne kadar suçtur bilemem ama Özlü’nün, Düzce’nin lağım sularını Melen’e boşalttıklarını video çekerek göstermesi, şecaatli sirkatli atasözünü hatırlattı bana. Basına çıkmak ve kendisinden bahsettirmek için yaptığına ihtimal vermek istemiyorum. Böyle bir şey söz konusu ise ağanın gözünden düşünce köylünün diline dolanan adamın durumuna düşer. Öyle bir şey yapacağım ki herkes beni konuşacak demiş adam. Gitmiş köye akan suyun başına…. ve herkes onu konuşmuş.
Bu arada vaktiyle Düzce mitingine Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak anons edilen İmamoğlu, cevâbında, Özlü’nün Külliye’ye doğru kanat takmak için böyle bir açıklama yaptığını da söyledi. Tencere dibin kata, seninki benden kara!
Mesele köpürünce Ekrem İmamoğlu’nun bu konuyu siyâsallaştırdığını söyleyen Özlü, 17 Ocak’ta İSKİ ile yatılan toplantıda, “Ben kendim de bu konuya özel çalışacağım ve bunu siyâset platformuna da taşıyacağım. Çünkü siyâsî platforma taşımadan bu konu çözülmeyecek ve işler hızlanmayacak.” dediğini unutmuş olmalı.
Yukarıda bahsettiğim, sadra şifa tepki verilmemesine bozulan yazara göre, bu tepkisizliğin sebeplerinden birisi, halktaki güven duygusuymuş. İstanbul'un suyuna lağım suyu karışsaymış hükûmet, İSKİ'nin dolayısıyla da İBB'nin yetki sınırları içinde olmasına bakmaz müdâhale edermiş.
Ben de böyle düşünüyorum. Eğer İstanbul’un suyuna lağım suyu karışmış olsaydı Düzce’nin Ak Partili vekilleri Ayşe Keşir ve Ercan Öztürk’ün de Faruk Özlü’ye destek vermesi gerekirdi. CHP’nin Urfa Milletvekili Mahmut Tanal bile İmamoğlu’na destek verdi ama onlar tınmadılar.
Sorumluluk gereği kamuoyunu haberdar eden Düzce Belediye Başkanı, niye bu kadar gecikti, daha önce İstanbulluların lağım suyu içmesine niye göz yumdu bilemem. İSKİ’nin sorumluluğunu yerine getirip getirmediğini de bilemem.
Bildiğim şey, İBB'nin AK Parti’den CHP’ye geçmesini hâlâ kabullenmeyen bir kısım basının bu haberi havada kaptığı. Fakat meseleyi kaşımaya başlarken yâni, Melen suyunu tutuşturmaya çalışırken Bolu’dan yangın haberi geldi. Günlerdir İstanbul’un suyuna karışan lağımı konuşan yok.
Zâten İstanbul’un suyundan ölen 36’sı çocuk 79 kişi de yok.
Not: Yangın felâketinde hayâtını kaybedenlere rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Kızını ve torununu kaybeden bir anne, “Hesap soracağım” diyordu. Aklıma Çorlu’daki tren fâciasında ölen Arda’nın annesi geldi. Mısra’yı tanıyorum. Oğlunu aklından çıkardığı tek bir dakika yok. Hiç pes etmeden adâlet aradı. Ararken suçlu oldu.