Beşiktaş’ta Ole Gunnar Solskjaer’in Athletic Bilbao karşısındaki müthiş oyunu ve görkemli galibiyeti siyah beyazlıları heyecanlandırmıştı. Norveçli teknik adamın Süper Lig’deki ilk maçında bu oyunun devam ettirip ettirmeyeceği merak konusuydu. Yakın dönemde yaşanan Fernando Santos tecrübesi ister istemez soru işareti doğuruyordu. Santos da görkemli bir başlangıç yapmış ancak devamını getirememişti.
Nitekim dünkü maçta Beşiktaşlıların çekincesi başlarına geldi.
Solskjaer’in bir dezavantajı vardı, Antalyaspor teknik direktörü Emre Belözoğlu, Beşiktaş’ı kendisinden iyi tanıyordu ve tedbirlerini almıştı. Norveçli hocanın Chamberlain’i merkezde oynatıp Rafa Silva’yı kanada alması, üçlü savunmayı tercih etmesi bunun işaretlerinden biriydi, siyah beyazlıların hücum gücü düşmüştü. İlk yarıda Semih’in direkten dönen kafa şutu ve Rafa Silva’nın pasında savunmanın arkasına sarkan Gedson’un atağı dışında pozisyonu yoktu. Bilbao maçından en ufak kesit taşımayan ilk yarı, beklenti içindeki Beşiktaşlıları hayal kırıklığına uğratmıştı.
Antalyaspor ise daha dengeli oynuyor, organize atakları ile Beşiktaş savunmasında bir boşluk yaratmaya çalışıyordu. Akdeniz ekibi önceliği güçlü rakibini durdurmaya vermişti ve bunu sağlarken çok da zorlanmadı.
Solskjaer ikinci yarıya dokunuşlarla başladı, Svensson’un yerine Onur’u aldı, dörtlü savunmaya geçti ama Bilbao maçı sonrası derin bir uykuya yatan Beşiktaş’ın kendine gelmeye niyeti yok gibiydi. Siyah beyazlı futbolcular bir kayıp sezonun daha içinde yer alıyor olmayı pek de umursuyor gibi değildi. Beşiktaş formasını taşıdıklarını, milyonların kazanmaktan çok iyi oyunu, formanın ağırlığını taşımalarını beklediklerini bilmedikleri ortadaydı. Bu durağan ve isteksiz Beşiktaş, Antalyaspor için bir fırsattı ama onların gücü de maçı lehlerine çevirmeye yetmiyordu.
Bu kısır futbolun tek çiçeği peş peşe gelen gollerdeki beceriydi. Gedson’un pasıyla hareketlenen Immobile’nin nefis ortasında Rafa Silva’ya kafayı vurmak kalmıştı.
Antalyaspor’da da Erdal Rakip’in Mert’e attığı gol de hazırlanış ve son vuruş olarak maçın nadir güzelliklerindendi.
Sonuç olarak Solskjaer ligdeki ilk maçında puan aldı ama sahadaki futbol akıllarda “yaşadığımız yalancı bahar mıydı!” sorusunu da bıraktı.
