Güneydoğu’daki operasyonları ve Çözüm Süreci’ni KARAR’a değerlendiren Mehdi Eker, terör sorununun bitimesini istemeyen uluslararası bir aklın PKK’yı yönettiğini söyledi. Eker, PKK’nın 1978 şartına döndüğünü de vurguladı.
[Karar]
ZİVER BÜYÜKTAŞ-EYÜPHAN KILIÇ
Çözüm Süreci’nde PKK’nın Gezi olayları ile birlikte strateji değiştirdiğini belirten Mehdi Eker “Birileri Gezi olaylarıyla PKK’nın kulağına bir şeyler fısıldadı. Muhtemelen AK Parti’nin veya hükümetin düşürüleceği söylendi. PKK, çark etti, süreci zehirlemeye başladı. Tabii Türkiye ve hükümet, Gezi olayları darbesini savuşturdu” dedi. Gezi olaylarının ardından Diyarbakır gezisine Barzani, Şivan Perver ve İbrahim Tatlıses’in de katıldığı ziyarette Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Burada yakılan barış meşalesi sadece Türkiye’yi aydınlatmakla kalmayacak, bütün Ortadoğu’yu aydınlatacak” dediğini hatırlatan Eker şöyle konuştu:
PARALEL DEVREYE GİRDİ
“Diyarbakır’daki geziden tam bir ay sonra 17 Aralık olayı patlak verdi. 17 Aralık’ta Fetullah Gülen’in terör örgütü devreye girdi. Arkasından PKK geri çekilmeyi durdurdu. HDP milletvekilleri de sürekli çok yüksek beklenti oluşturmak için o anda yapılması mümkün olmayan şeyler yaptı. Bahanelerle süreci bozdular. Örgüt, devletin ve hükümetin bu konudaki iyi niyetini istismar etti. Şehirlerde bir takım yapılanmalar oluşturarak o yapılanmalarla halkı taciz ettiler, vergi adı altında haraç topladılar, uymayanlara işkence ettiler.”
SÜRECİ ZEHİRLEDİLER
Kandil, PKK ve onun siyasi uzantılarının, Marksist Türk solunun tesirine girdiğini söyleyen Eker, “HDP, PKK ile bir takım anlaşmalar yaparak Türkiye’deki iç barışın tesisini engelledi. Bir de o arada Suriye’nin kuzeyinde 85 yıldır Kürtlere kimlik vermeyen, milyonlarca Kürd’ü kayıt dışı tutan Esed, Türkiye’ye saldırma karşılığında 4 ilçede kanton oluşturup, özerklik vaadini verdi. Türkiye’de 6-7-8 Ekim olayları vukuu buldu. Bu aslında uluslararası bir aklın, Kürt meselesinin barışçıl şekilde çözülmesini istemeyerek PKK’yı kiralık örgüt olarak kullanmasıdır. İşin aslı bu. HDP, Türkiye partisi olma görüşüyle ortaya çıktı, fakat illegal marksist Türk sol gruplarının bir ittifakı ve partisi haline geldi. Onlar oraya renk vererek yönlendirmeye başladılar. Kandil de, o akla hizmet etti. Sonuçta bunlar, süreci zehirlemeye yönelik girişimler. Çünkü Ortadoğu’da kendi iç meselesini barış içinde çözebilmiş bir Türkiye’yi istemeyenler, PKK’yı taşeron olarak kullandı. Bunlarrın talimatıyla 2014’te 6-7 Ekim’de PKK yıkıma başladı.”
TAHAMMÜLLERİ ZORLADILAR
“Seçim ertesinde bir takım uluslararası karanlık güçlerin, onların emrindeki taşeronların yaptıkları saldırılar, PKK’nın doğrudan eylemleri, bombalamaları tahammül edilemeyecek noktaya gelince ve masumlara yönelik saldırılar artınca devlet karar aldı. Bu örgütle anladığı dilden konuşmaya karar verdi. Bu süreç sona ermeden, asayiş ve güvenlik sağlanmadan, vatandaşın huzuru temin edilmeden bunlara karşı mücadelede yavaşlamayacak.”
PKK İLK YILLARINA GERİ DÖNDÜ
PKK’nın kuruluşundan beri taşeronluk yaptığını söyleyen Eker, şunları ifade etti: 1970’li yıllarda Apocular ortaya çıktığında, 1978’de PKK terör örgütü kurulduğunda, kendi tabirleriyle partileştiğinde, geçen zaman içerisinde mahiyet değiştirdi. O dönemde devlet PKK ile mücadele ederken AK Parti öncesi o mücadele sürecinde yapılan yanlışlar, hatalar nedeniyle tepki yarattı. Bu komplikasyonlardan PKK sürekli beslendi. En son geldiği nokta, başlangıçtaki noktasıdır. Yani 2015’te 1978’in şartlarına geri döndü. Tekrar taşeronluğa başladı.”
HEDEFİNDE AK PARTİ VAR
Terör örgütünün hedefinde önceleri devletin olduğunu fakat şimdilerde ise kişilerin olduğunu söyleyen Mehdi Eker, şu ifadelerle sözlerini tamamladı: “PKK’nın sözcüleri, PKK ve HDP’nin sözcülerinin hedefine koyduğu kim? Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti. Eskiden öyle demiyorlardı, devleti hedef alıyorlardı. ‘TC Devleti’ falan derlerdi. Şimdi parti ve şahıs hedefte. Tuhaftır ki uluslararası arenada bazı karanlık örgütlerin hedefleri de aynı, bu tesadüf değil. Türkiye’de KCK operasyonlarını yaygınlaştırıp, bunun üzerinden Türkiye’de AK Parti hükümetinin Kürt meselesini barışçıl bir şekilde çözme amacına ulaşmasını engelleyen Fetullah Gülen’in terör örgütüyle, onun unsurlarıyla aynı örgüt elemanlarının 2015 seçim sürecinde HDP ile kol kola girip HDP’yi destekleyen, AK Parti’ye karşı tutum ve davranışları, Sayın Cumhurbaşkanımızın ABD ziyaretinde eylemleriyle bunların nasıl yan yana kol kola geldiklerini ibretle izliyoruz. Bu kime hizmet ettiklerini, hangi karanlık güçlere taşeronluk yaptıklarına yönelik ibretlik bir şey.”
