Moody’s, Türkiye’nin kredi notuna ilişkin yukarı yönlü hareket potansiyelinin, dış dengesizlikler ve yeniden finansman ihtiyacının doğurduğu baskı nedeniyle kısıtlandığını söyledi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’ten Türkiye’nin notuna ve ekonomik görünümüne ilişkin kritik açıklama geldi. Açıklamada, Türkiye’nin bu yıla ilişkin potansiyel değerlendirme tarihlerine Moody’s’in reyting takviminde yer verilmemesine ilişkin, “Moody’s potansiyel reyting eylemlerine ilişkin olarak yorum yapmamaktadır. Kredi notuna dair gelişmeleri sürekli olarak izliyoruz ve kredi koşulları gerektirdiği zaman eyleme geçiyoruz” bilgisine yer verildi.
Türkiye’nin kredi notunun yükseltilmesi için hangi şartların dikkate alınacağına ilişkin olarak, “Türkiye’nin kredi notuna ilişkin yukarı yönlü hareket potansiyeli, dış dengesizlikler ve yeniden finansman ihtiyacı yüksek seviyede seyrettikçe dış ödemeler dengesinin yarattığı baskı tarafından kısıtlanıyor. Buna rağmen, bu kırılganlıkların yapısal olarak azaltılması ve Türkiye’nin yapısal ortamı ile rekabetinin iyileşmesi durumunda kredi notunda yukarı yönlü baskı (notun yükseltilmesi durumu) oluşabilir” değerlendirmesi yapıldı. Türkiye ekonomisinin 2017 yılında yüzde 2,3 büyümesinin beklendiği, 2018 yılında ise büyüme hızının yüzde 3 seviyesine yükselmesinin öngörüldüğü de kaydedildi. Türkiye’de enflasyonun bu yılın sonunda yüzde 8,2, gelecek senenin sonunda ise yüzde 8 seviyesinde gerçekleşmesinin beklendiği belirtilen açıklamada, cari açığın GSYH’ye oranının ise bu yılın sonunda yüzde 5,2, gelecek yılın sonunda yüzde 5,3 seviyesinde olabileceği bilgisine yer verildi. Açıklamada, “Türk bankaları iyi sermayelendirilmiş durumunu koruyor. Fakat Türk lirasındaki değer kaybı ve ekonomik yavaşlama bankacılık sistemine ilişkin yeni endişeler oluşturuyor” ifadeleri kullanıldı.
Bu faktörlerin bankaların varlık kalitesini, finansman maliyetlerini, kârlılıklarını ve büyüme potansiyelini negatif şekilde etkileyebileceği aktarılan açıklamada, son dönemde Türkiye’nin bölgesindeki ülkelerle, özellikle Rusya, İsrail ve Irak’la iyileşen karşılıklı ilişkilerinin önümüzdeki dönemde turizm sektörünü olumlu yönde etkileyebileceği vurgulandı. Türkiye’nin birkaç ülkeyle ilişkilerini geliştirmesinin ekonomiyi nasıl etkileyebileceğini değerlendirmek için henüz erken olduğu kaydedilerek, “Fakat bu durum son birkaç yıldır azalan turist sayısının yarattığı zorluklarla karşı karşıya kalan turizm sektörünü pozitif şekilde etkileyebilir” ifadeleri yer aldı.
BORSA İSTANBUL TARİHİ ZİRVESİNE YAKLAŞTI
2013’te 93 bin 500 puan ile tarihi zirvesini gören Borsa İstanbul, yükselişini dün de devam ettirdi. Kurdaki yükseliş ve Türk şirketlerinin ucuz fiyatta kalması nedeniyle özellikle yabancı yatırımcının gözdesi haline gelen Borsa İstanbul, 71 bin 402 puanı gördü. Şeker Yatırım’dan yapılan analizde şu değerlendirme yapıldı: “Yurtdışı borsaların satıcılı seyrettiği günde BIST pozitif ayrışmaya devam ediyor. BIST’teki yükselişin desteklenmesi adına tahvil faizlerindeki geri çekilmenin daha da kuvvetlenmesi gerekir” denildi.
KRİTİK SEVİYEDE BULUNUYOR
Dolardaki gidişatı değerlendiren İntegral Yatırım Menkul Değer Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu, şunları söyledi: “Dolar endeksi 102 seviyesinin altında sakin seyrediyor ancak bu seviyenin üzerine doğru hareketler oluşursa içeride dolar kurunda da yukarı baskı yaratabilir. Dolar kurunun 3,70 seviyesi üzerinde kalıp kalamayacağı önümüzdeki günler için önemli olacaktır. Diğer yandan Hazine’nin yüklü iç borç ödeme haftasında bulunuyoruz. Dün ve bugün 4 ihale birden açılıyor. Oluşacak faiz ve gelecek telif tutarları satış miktarları piyasalarda etkili olabilir.”
DOLAR 3,70’İ GÖRDÜ
Donald Trump’ın başkan seçilmesi sonrasında 3,94’ü gören dolar, TCMB’nin faiz hamlalari ile 3,54’e düşmüştü. Geçtiğimiz hafta ise 3,75’e kadar yükselen dolar, dünü sakin geçirdi. ABD Merkez Bankası’nın mart ayında faiz artıracağı yönünde görüşler çoğalırken dolar TL karşısında 3,70’e kadar geriledi.
ASIL SORUN DOLARIN GİDİŞATINI BİLEMEMEK
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Kayseri Şubesi tarafından düzenlenen ‘Gelecek Senin Sahip Çık’ adı verilen toplantıda konuşan Genel Başkan Nail Olpak, döviz kuruyla ilgili olarak, “Yüksek veya düşük döviz kurundan etkilendik ve halen etkilerini yaşıyoruz ama bizi asıl etkileyen o değerden çok, dövizin nereye gideceğini bilememektir” dedi. Toplantıda açılış konuşması yapan Genel Başkan Olpak, iş dünyasını temsil ettiklerini belirterek, “Ekonomi vücudun kan dolaşımı gibidir. Kan dolaşımının sıhhati vücudun sıhhatinin bir göstergesidir. Biz hayatta göstergeleri bir amaç için kullanıyoruz. Yani bir ölçümleme yapıyoruz. Oradan hareketle de ölçüm yaptığımız durum hakkında yorumlar gündeme getiriyoruz. İyi gidiyor ya da kötüye gidiyor gibi ifadeler kullanıyoruz. İş dünyası olarak doğru sonuçlar veren ölçümlemeler bizim için önemli. Çünkü iş dünyası önünü görmek ister.
Yanlış zamanda yanlış yatırım yapmak istemez. Varlığı elinde olmasına rağmen yanlış bir yatırımın kurbanı olmak istemez. İstikrarın süreceğinden emin olmak ister. İş dünyasının dinamikleri bunlardır” dedi. Kendisine döviz kuru tahminini sorduklarını söyleyen Olpak, şu ana kadar herhangi bir döviz kuru tahmininde bulunmadığını anlatırken, “İş dünyası için dövizin değeri önemlidir.
Aşırı değerli ya da aşırı değersiz bir Türk Lirası’nın başımıza getirdiği sorunları hepimiz biliyoruz. Biz dövizden daha çok ABD dolarını anlıyoruz. Elbette değeri önemlidir ama bana göre iş dünyası için ABD doları ya da dövizin değerinin değişimleri önemlidir. Yani önünü görememek çok daha önemlidir. Geçtiğimiz günlerde dolar 4 liraya kadar çıktı. Elbette olumsuz etkileri oldu. Belirsizlikleri de ortadan kaldırmak kaydıyla biz iş dünyası olarak kendimizi mevcut duruma göre hazırlayabilen bir yeteneğe sahibiz” diye konuştu.
