Son 48 saatte motorine gelen 30 kuruşluk zam ticareti de dolaylı olarak etkiliyor. TESK Başkanı Palandöken, “Böyle devam etmesi halinde enflasyonun önü alınamaz. Petrole bağlı olarak en büyük artış ulaştırma sektöründe olur. Ardından A’dan Z’ye her şey olumsuz etkilenir” dedi.
ALİ YILDIRIM/İSTANBUL
Petrol fiyatlarındaki hızlı yükseliş ve kurdaki dalgalı seyir akaryakıt depolarını olumsuz etkiliyor. Son bir haftada 65 dolar bandından yukarı doğru hızlı bir tırmanışa geçen Brent petrolün varil fiyatı dün 72 doları da aştı. Öte yandan zaten yüksek seyreden kur, ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya’ya karşı sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalar dolara ve euroya zirve yaptırdı. Geçen hafta lira karşısında 4.03 olan dolar, özellikle dün neredeyse 4.20’yi test etmesiyle tarihi zirvesini gördü. Buna birde 2014 yılından beri yeni zirvesine ulaşan petrolle çarpılınca depolara zam kaçınılmaz oldu. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, 2013 Nisan’da kurşunsuz 95 oktan benzinin fiyatı 1.33 lira, buna toptancı marjı 0.04 lira, gelir payı 0.00206 lira, dağıtıcı payı 0.24, bayi marjı 0.18 lira ve toplam vergi 2.17 lira daha eklendiğinde pompa ucuna bu ürün cinsinin litre fiyatı 4.64 lira olarak yansırken, motorin aynı dönemde 4.08 liralık fiyat etiketi taşıyordu. 2017 Nisan’da ise benzinin litre fiyatı yaklaşık 5.18 lira, motorinin ise litre fiyatı 4.45 lira idi. 2018 Nisan’a göre bir yıllık fiyat farkı ise benzinde 0.75 lira, motorinde ise 1.12 lira olarak gerçekleşti. Orta sınıf bir otomobilin 55 litrelik deposu 2013 Nisan’da motorinde yaklaşık 224 liraya, benzinde ise 255 liraya denk geliyor. Nisan 2018’de ise benzinin litre fiyatı 5.92’ye, motorin ise 5.57’ye ulaştı. Son iki günde gelen 17 ve 13 kuruşluk zamlar motorinin litre fiyatını benzine yaklaştırdı. Bugünden itibaren 55 litrelik depoya sahip olan benzinli bir aracın tam dolumu halinde cüzdana maliyeti yaklaşık 325 lira iken, dizelde maliyet 306 liraya çıktı. Nisan 2013-2018 dönemlerinde fark, bir depoda benzinde 70 lira, motorinde ise 82 liraları gördü. 5 yıllık rakamları karşılaştırdığımızda benzine zam 1.28 lira, dizelde ise 1.49 liralık artış gerçekleşti.
Bu da oransal olarak yüzde 28 ve 36 arasında değişim gösterdi. Akaryakıttaki asıl artışlar 2018’de de hız kesmedi. Ocak 2018’e benzin 5.57 liradan, dizel ise 5.05’ten başladı. Bugün en son motorine gelen 13 kuruşluk zamla birlikte, benzin ve motorin arasında fiyat makası iyice daraldı.
FİYAT FARKI YÜZDE 95’E ULAŞTI
Son 5 yıla göre petrol ve dolar kurunu karşılaştıracak olursak, 2013 Nisan ayında Brent tipi petrolün varil fiyatı yaklaşık 100 dolardı. Aynı zamanda dolar kuru ise 1.87 liradan işlem görüyordu. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi o dönemde benzinin litresi 4.64 lira, dizel de 4.08’den depolara giriyordu. Bu bağlamda baktığımızda bir varil petrolün satış fiyatı 187 lira iken bugün bu rakam petrol fiyatının düşmesine rağmen 300 liraya yaklaştı. Benzin-dizel arasındaki fiyat oranı 2013 Nisan’da yüzde 87 iken, bugün oran yüzde 95’e ulaştı.
FİYATLAR VERGİ İLE KONTROL EDİLMELİ
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Petrol ihracatçısı bir ülke değiliz. Uluslararası petrol fiyatlarını kontrol etme şansımız yok. Diğer taraftan sürekli artan dolar kuru tüm dünyada değer kazanıyor. Ancak dolar kuru dünden bugüne artmadı aksine 6 kuruş düştü. Ama motorinde fiyatlar 13 kuruş arttı. Bu zammı birileri çıkıp açıklamalı. Artık uzun zamandan beri gündeme taşıdığımız akaryakıt üzerindeki vergilerin indirilmesi talebimiz çok iyi düşünülerek hayata geçirilmelidir. Vergi indirimi ile ekonomi mutlaka kontrol altına alınmalı. Aksi halde fiyat artışlarının ekonomiye etkisi, vergi indirimiyle doğacak vergi kaybından daha büyük olacaktır. Bu artışlar enflasyonu da tetikleyecektir. Çünkü petrole bağlı olarak en büyük artış başta ulaştırma sektörü olmak üzere A’dan Z’ye her şeyi olumsuz etkilemektedir. Artışların böyle devam etmesi halinde enflasyonun önü alınamaz” şeklinde konuştu.
KARASABANA MI DÖNÜLECEK?
Türkiye’nin en ilkel tarım araçlarından biri olan karasaban toprağın altını üstüne getirmek için çiftçinin vazgeçilmez araçlarından biri olarak ortaya çıkmıştı. Günümüzde ise onun yerini pulluk alsa da hala karasaban kullanan çiftçilerin olduğu da biliniyor. Pulluk ise traktörün arkasına monte edilen çok kollu bir tarım aracı. Mazotta çiftçinin vazgeçilmezi. Bununla birlikte artan fiyatlar, hem çiftçiyi hem de mahsulü olumsuz olarak etkiliyor. Birçok çiftçi bu fiyatlar karışında tekrar karasabana dönmeyi bile planlıyor.