Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in Finansal Kuruluşlar Direktörü Linsey Liddell, Türk bankalarının Fed’in faiz artışından etkileneceğini vurguladı.
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’den Türk bankalarına kötü haber geldi. Fitch’in Finansal Kuruluşlar Direktörü Linsey Liddell, Türk bankalarının Fed’in faiz artışından etkileneceğini dile getirdi.
Liddell, “ABD’deki faiz artışı beklentisi dolar cinsinden finansmana yüksek oranda bağımlı olunması nedeniyle Türk bankalarının marjlarını etkileyebilir. Toplamda mevduatlar dahil olmak üzere, döviz cinsinden yükümlülükler bankacılık sektörünün özkaynak dışı finansmanın yarısından fazlasını oluşturuyor. Bankaların net döviz borçlanması 2013 yılında daha uzun vadeli gelirken, bekleyen döviz borcunu büyük kısmı kısa vadeli” değerlendirmesinde bulundu.
"Yeniden finansman risklerinde artışa neden olabilir"
Öte yandan Türk bankacılık sisteminin risklere karşı koyabilecek yönleri olduğunu belirten Liddell, “Fitch’in baz senaryosu Türk bankalarının sermaye piyasalarına iyi olan erişimlerini devam ettirecekleri ve borçlarını çevirebilecekleri yönünde. Bankaların döviz likiditeleri, piyasa erişiminde kısa vadeli kesintilerle baş edebilmelerini için iyi konumlanmalarını sağlıyor. Fakat piyasa erişiminde uzun ve keskin bir kesinti yeniden finansman risklerinde artışa neden olabilir” ifadelerini kullandı.
Son dönemde döviz kurundaki oynaklığı da değerlendiren Liddell, “Türk bankacılık sektörünün büyük oranda ticari alanda yüksek seviyede uzun süreli şekilde döviz cinsinden borçlanması (bankacılık sektörünün kredilerinin yüzde 30’u) potansiyel kredi riski kaynağı. Bu krediler temel olarak uzun vadeli riske maruz, hedge edilmemiş yada zayıf şekilde hedge edilmiş borçlulara ait. Bu kredilerin bankaların toplam kredileri içerisindeki en büyük krediler olması, yoğunlaşma riski (concentration risk) getiriyor. Buna rağmen, bu kredilerin genellikle Türkiye’nin iş ve gelir çeşitliliğine sahip en önemli şirketlerine verilmiş olması bu riskler için yatıştırıcı unsur” değerlendirmelerinde bulundu.
Türk şirketlerinin sermaye piyasalarına erişiminde önümüzdeki dönemde bazı zorlukların yaşanabileceğine işaret eden Liddell, “EMEA gelişmekte olan piyasaları içerisinde ABD’nin faiz artışına ve doların güçlenmesinden kaynaklı risklere çoğunlukla hedge edilmemiş döviz borçlarından dolayı en fazla maruz kalanlar Türk şirketleri. Türk şirketlerinin gelirleri Türk lirası cinsindenken, borçlarının yaklaşık yüzde 85’inden fazlası dolar cinsinden. Geniş miktarda hedge edilmemiş döviz riskine maruz kalınması para birimi zayıfladıkça mali rasyolarda bozulmaya yol açabilir” dedi.
“Türk bankalarının sermaye ve likidite tamponu var”
Türkiye’deki son dönemdeki gelişmeleri uzun vadede ekonomi politikalarında bazı belirsizliklere neden olabileceğini öne süren Liddell, “Türkiye’de politik belirsizliğin devam etmesi ekonomik politika üzerindeki gerilimi artırabilir ve bankalar için ek riskler yaratabilir. Ekonomik büyümedeki yavaşlama, liradaki değer kaybı, yüksek faiz oranları ve Türkiye’ye yönelik daha zayıf yatırım algısı bankaların kredi profillerinde yük oluşturabilir. Buna rağmen Fitch’in temel görüşü bankaların faaliyet ortamındaki bozulmanın ılımlı seviyede olacağı ve bankaların ılımlı şokları absorbe edebilecek yeterli sermaye ve likidite tamponlarına sahip olduğu yönündedir” diye konuştu.
“Ilımlı kredi büyümesi pozitif”
Türkiye’nin son dönemde bankacılık sektöründeki kredi büyümesinin hız kesmesinin, pozitif bir gelişme olduğunu vurgulayan Liddell, “Fitch Türkiye’deki bu yılın ilk çeyreğindeki ılımlı kredi büyümesini bankacılık sektörü için pozitif görmektedir. Kredi büyümesindeki yavaşlama bankaların bilançolarını fazlaca genişletmelerini engellerken, varlık kalitesi problemlerini kontrol altında almaya yardımcı olacak, daha geniş makroekonomik dengesizliklerden kaynaklı riskleri azaltacaktır. Kredi büyümesindeki yavaşlama Türk bankaları için pozitif bir unsur. Bu sistemin risklerin kontrol altına alınmasına yardım edecektir” dedi.
“Sektörde rekabet ortamı devam edecek”
HSBC’nin Türkiye’deki faaliyetlerini satış kararını da değerlendiren Liddell, “Orta büyüklükte bazı bankaların satılması mümkün. Fakat biz bunun temelde sektörün yapısını ve rekabet ortamını değiştireceğini düşünmüyoruz. Piyasanın bankacılık sektörünün varlıkların yaklaşık yüzde 75’ine sahip 7 banka tarafından domine edilmeye devam edilmesi olası” şeklinde konuştu.
Liddell, son dönemde Yunanistan’daki krizle birlikte sıklıkla gündeme gelen National Bank of Greece’e ilişkin sorulara ise, “NBG’nin Finansbank’ın kredi profili üzerinde göz ardı edilebilir bir etkisi var. İleride olabilecek bulaşma riski, bankanın ayrı bir isim altında, NBG ile sınırlı bağı olması ve Finansbank’ın finansman bağımsızlığı nedeniyle hafifletiliyor. Finansbank mevduat istikrarını sürdürdü ve şubelerinde ya da piyasa erişiminde hiç kayıp yaşamadı” dedi.
LONDRA/AA