Yormayın nazik bedeninizi

Koronavirüsünden sonra hiçbir şey eskisi olmayacak mı?

Ham hayal.

Bazı şeyler uzun süre eskisi gibi olmayacak, doğru.

Sosyal mesafe muhtemelen biraz daha devam eder.

Uzaktan çalışma eskisine göre daha yaygınlaşır.

İnsanlar, mikroplar konusunda daha duyarlı hale gelir.

Virüs ekonomiyi de vuruyor, turizm, ulaştırma gibi alanlarda çöküş daha şiddetli.

Bunun tamir edilmesi de zaman alır.

Ama kuşkunuz olmasın, virüs durdurulduktan, ekonomi bir müddet eksi büyümeye mecbur kaldıktan sonra, ekonomi yeniden canlanmaya başladığında...

Bir bardak su içmek, bir şişe gazoz içmek bile büyüme rakamlarına yansıyacak kadar önemli hale geldiğinde...

Sıfırın altındaki ekonomi sıfıra doğru yakselirken...

Hükümetler kalkıp ‘büyüme rakamlarını tarihte görülmemiş bir oranda yükselttik’ diye şişinecekler.

Ama başka bir çok şey...

İyilik ve kötülük, devam edecek.

Devletlerin insanları kontrol etme arzuları...

Parayı kontrol etme arzuları...

Paraya dokunma, parayı elleme arzuları...

Güç gösterme, güç uygulama arzuları...

Vatandaşın özgürlüğünü kısıtlarken kendi özgürlüklerini genişletme arzuları...

Bunun için yasamayı, yargıyı kullanma arzuları değişmeyecek.

Son örneklerinden birine birkaç gün önce şahit olduk.

Evet, millet korona belasıyla cedelleşiyor.

Sağlık ordumuz canla başla savaşıyor, virüsü alt etmek için.

Böyle bir hengamede, Meclis’te Şehir Üniversitesi’ni yok etme yasasını kaşla göz arasına gündeme sokabiliyoruz.

Bir kızım Şehir Üniversitesi mezunu. İki oğlum bir kızım da halen Şehir Üniversitesi talebesi.

Bu yüzden, devletin, “Ben borçlarımı ödemek istiyorum. Mali durumum buna müsait. Borcumu yeniden yapılandırın” diye çırpınan üniversiteye kayyum atanması sürecinde birkaç yazı yazmıştım.

Ricali devlet, bir şeyi yapmayı kafaya koymuşsa yapıyor.

Çırpınmalar fayda etmedi. Kayyum atandı, Şehir Üniversitesi Marmara Üniversitesi’ne devredildi.

Bununla yetinmedi ricali devlet.

Üniversiteyi tamamen yok etmek için sağlam bir adım attı.

Hedefteki üniversite ‘Şehir’di ama bu düzenleme bütün vakıf üniversiteleri için bir tehdit oluşturuyor.

Neticeleri zamanla ortaya çıkar.

Şehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ömer Dinçer’in Karar TV’deki açıklamalarını dinledim.

Ağır konuşuyor Ömer Dinçer.

Gördüğüm kadarıyla kullardan bir talebi yok.

Karakteri kimseye minnet etmeye müsait değil.

“Teklife imza atan hiçbir arkadaşımı affetmeyeceğim” diyor.

“Hepsinin vicdanı başka şeyler söylüyorken elleri ve dilleri başka şeyler yapıyor ve bunun farkındalar. Arkadaşların hepsi için ahlak, hukuk, Allah’a karşı sorumluluk, topluma karşı sorumluluk gibi pek çok ilke ortadan kalkmış görünüyor. Bu arkadaşlarımızın hepsi vekilliğini koruma adına böyle bir zillete katlanıyor.”

“Ne diyebilirim. Bir ülkede hukuk, adalet ortadan kalkmışsa Şehir Üniversitesinin kapatılması o kadar büyük bir sorun değil aslında.”

Var mı bu hali oğullarına ve kızlarına izah etmekte büyük zorluk çeken vekiller?

Var.

En azından bazılarını ben biliyorum.

Bence hiç temenni etmesinler çocuklarının yapacakları izahı anlamasını...

Çünkü anlamaları sağlıklı bir şey değil.

Bilim ve Sanat Vakfı’nın kurucularından ve eski başkanlarından Şehir Üniversitesi öğretim üyesi Mustafa Özel’in açıklamasında da ‘kula minnet’ havası yok.

“Sahih ve samimi bir bilgi yolculuğuna haksızca engel olanları Allah’a ve millete havale ediyoruz” demiş konuyu kapatmış.

İnsanların, hallerini arz edecek, şikayetlerini iletecek, başlarına gelen haksızlığı havale edecek Allahu Te’ala’dan başka bir merci bulamamaları, üzerinde düşünülmeye değer bir hali ifade eder.

Ama böyle şeyler düşünmek yorucudur.

Bırakın, yormayın nazik bedeninizi.

Artık anlaşılmıştır herhalde.

Çok şey değişmeyecek.

Virüs kimseyi yapacağından geri bırakmayacak.

YORUMLAR (28)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
28 Yorum