Masum insanlar için şimdilik bir şey yok

İki el, birbirine yaklaşıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Rusya Devlet Başkanı Putin’in eli. Dünkü fotoğraf.

Kolay olmadı bu iki elin birbirine temas etmesi, bilhassa 2015’teki uçak krizinden sonra.

Kolay olmadı ama, sonuç üretti.

Astana süreci, Soçi mutabakatı ve daha bir çok iş krizin tamir edilmesiyle mümkün oldu.

Rusya’dan S 400 hava savunma sistemini satın almamız dahil.

Her sonuç bir başka sonuç üretiyor.

Bir tarafta işler düzelirken, yani biz Rusya ve İran’la birlikte Suriye’de söz sahibi olabileceğimiz bir sürece iştirak etme imkanı bulurken S 400’leri alarak ABD ile aramıza bir mania koymuş oluyoruz.

Biz haklıyız, bunu Trump bile itiraf etti.

Rusya ve Suriye rejimi İdlib’de bizi vurduğunda Amerika’dan sıcak mesajlar aldık.

Fiilen değilse bile lafla yanımızda olduklarını söylediler.

Ama hala S 400’leri önümüze koyuyorlar.

Erdoğan’la Putin’in elleri birbirlerine yaklaşırken yüzlerindeki ifade nasıl?

Biraz tereddütlüyüm.

Yüz ifadelerini yorumlarken bende mevcut olan eskiye ait bilgilerim beni yönlendirir mi?

Bu yönlendirme sebebiyle mi Rusların, rejimle birlikte İdlib’de bizi vurmuş olmasının ve iki liderin bu bilgiye sahip olmalarının yüzlerine yansıdığını düşünüyorum?

Bunları bildiğim için mi Putin’in yüzündeki tebessüm bana soğuk ve takınılmış geliyor?

Putin’in duruşu statik. Yönelmiyor. Senin ona yönelmen gerekiyor.

(Erdoğan’la tokalaştıktan sonra Putin’in bizim heyete doğru birkaç adım attığını televizyonda gördüm.)

Erdoğan’ın tebessümü daha sahici. Sanki zihninde elde etmek istediği bir netice var ve Putin’e daha iyi odaklanmış olması aslında o neticeye odaklanmasından.

İkisi de kaybetmek istemiyor.

Neyi?

Putin, Suriye rejimini götüreceği nihai noktanın gerisine düşmemeye kararlı.

Nedir o nihai nokta?

Esed’in yönetiminde ve kayıtsız şartsız kendi güdümünde bir Suriye.

Suriye üzerinde parçalanmamış, gölgesiz, pürüzsüz bir kontrol.

Erdoğan da Suriye’de elde ettiği zemini muhafaza etmeye kararlı.

Nedir o zemin?

Yeni Suriye’nin oluşumunda mümkün olduğu kadar etkili bir şekilde devrede olmak.

Bu sayede ‘ılımlı muhalefet’e yeni Suriye’de bir alan açmak.

Muhalefete açtığı alan ölçüsünde Suriye ile ilgili meselelerde söz sahibi olmaya devam etmek.

Yine aynı ölçüde, Suriyeli sığınmacı sorununu tahammül edilir seviyede tutma imkanına sahip olmak.

Suriyeli göçmenlerin hiç olmazsa bir kısmını oluşturulacak bir güvenli bölgede iskan ederek Türkiye hudutları içindeki sayılarını azaltmak.

İki kararlılığın bir bileşkesi var mıdır?

Ortası bulunabilir mi böyle bir pazarlığın?

Bulunabilir.

Fakat, o ‘orta’ neresidir?

Putin’e göre Türkiye’nin biraz geri çekilmesi.

Erdoğan’a göre rejim askerinin biraz geri çekilmesi.

Ne olur Türkiye biraz çekilince?

Veya rejim askeri biraz çekilince?

Suriye sorunu çözülür mü?

Çözülmez.

Suriye sorunu bu ve buna benzer bir çok aşamadan sonra çözülebilirse çözülecek.

On yıl sonra mı yirmi yıl sonra mı? Allah bilir.

Bu toplantının neticesi, olsa olsa, can yakan bu krizi şimdilik yatıştırmaya matuf, bugünlere dair bir netice olabilir.

O kadarcık mı?

Değil.

Her sonuç bir başka sonuç üretiyor demiştim.

Bu da başka sonuçlar üretir.

Suriye’nin geleceği bu sonuçların ve başka sonuçların toplamından oluşur.

Her halükarda, iki liderin, içlerinde farklı hisler taşısalar da, ellerini birbirlerine uzatma iradesi göstermeleri kötü bir şey değil.

Peki dökülen onca kan, yurtlarından edilen onca masum insan, çekilen bunca yokluk, sefalet ne olacak?

Herkesin yaptığı yanına kar mı kalacak?

Onun da bir sonucu olacağından eminim.

Hem de en az o masum insanların başına gelenler kadar ağır bir sonuç.

Ne zaman?

Biz görür müyüz?

Bilmiyorum. Ama olacak.

YORUMLAR (11)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
11 Yorum