İlginç ama sancılı bir döneme doğru…

12 gün sonra iktidarı Amerika Birleşik Devletleri’nin 47‘inci Başkanı olarak bir kez daha devralacak olan Donald Trump hazırlıklı geliyor. Şimdiden bakanları, üst düzey yöneticileri, danışmanları ve hatta önemli gördüğü ülkelere atayacağı büyükelçileri belli. Sarsıntısız bir geçiş için dediğini dinletebileceği bir ekip oluşturdu. Ajandasını da büyük ölçüde planladı.

İçeride istihdamı arttıracak tedbirler almak, kendi deyişiyle Amerika’yı yeniden büyük yapmak istiyor. Dışarıdaysa Rusya’yı hasım olmaktan çıkartıp Çin’i baskı altında tutmayı hedefliyor. Bölgesel sorunlarda muhtemelen İsrail’i ilgilendirenler hariç taraf olmaktan kaçınacağa benziyor. Suriye’den asker çekme olasılığı çok güçlü. Türkiye ile ülkesini barıştırıp yanına çekme ihtimali de öyle.

Ancak diğer müttefikleriyle olan ilişkilerinin geleceği konusunda aynı şeyleri söylemek zor. Şimdiden sosyal medya ağları üstünden Kanada’yı hedef aldı, onları Amerika’nın eyaleti olmaya çağırdı, Pazartesi günü istifa eden Başbakanı Justin Trudeau’yu da bulduğu her fırsatta aşağıladı. Panama’ya istila tehdidinde bulundu. Danimarka’ya Grönland’ı bize satın dedi. İngiltere’yi ve Almanya’yı ise yakın çalışma arkadaşı Elon Musk’a bıraktı.

Henüz NATO konusunda bir şey söylemese de yakında Avrupa’ya kendi güvenliğinizi kendiniz sağlayın serzenişinde bulunmaması sürpriz olur. Trump ve ekibini sıkı takip edenler AB ile değil AB’nin bazı üyeleriyle derinlemesine ilişkiler kuracağını, bunun da birliğin stratejik otonomi planlarına darbe vuracağını söylüyor. Ukrayna savaşını da Ukrayna’ya rağmen bitireceği düşünülüyor.

Bizim gibi dışarıdan bakanların onu anlaması hiç kolay değil. Panama kanalı konusundaki ısrarını Çin faktörüne, belki bir ölçüde geçiş ücretlerinin yüksekliğine ve pazarlıkçı kişiliğine bağlayabiliriz. Ama Grönland’ı satın alma arzusunu anlamak ve anlamlandırmak zor. İklim değişikliğiyle buzların erimesi, ender madenler, Ruslar gibi açıklamalar çok az insana mantıklı geliyor.

Eğer orada maden varsa nasılsa Amerika sermayesi, teknolojisi ve siyasi ağırlığıyla çıkartır, satar ve kullanır. Bu amaçla 2 milyon 166 bin kilometre karelik bir toprak parçası için tek talipli ihale açılmasını istemek saçma. Bağımsızlık talebi olsa da nihayetinde burası 1949’dan günümüze Amerika’nın müttefiki olan bir ülkenin egemenliği altında. Baskı teslimiyete yol açarsa bu sadece Danimarka’nın değil tüm AB’nin teslimiyeti olur.

Ki böyle şeyler de ulu orta konuşulmaz, Truth üstünden paylaşılmaz. Niyet varsa Kopenhag’da dillendirilir, siz yönetemiyorsanız bırakın biz yönetelim, başkasına kalmasın denir. Ülkenin kralının sancağındaki armasını değiştirmesine, başka yerlerin bizim başımıza da gelebilir diye düşünmesine yol açılmaz. Müttefiklerin güveninin sarsılmasına neden olunmaz.

Anlaşılan Trump ve yakın çevresi Kanada’dan İngiltere’ye, Almanya’dan Danimarka’ya meydan okuyarak, liderlerini, siyasilerini aşağılayarak ülkesinin, en çok da kendisinin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Belli ki Louisina (1803), Alaska (1867), Gadsden (1854), Virgin Adaları (1917) gibi satın almalar Amerika’yı nasıl büyüttüyse kendisinin de öyle büyüteceğini ispatlamaya çalışıyor.

Şimdilik muhatapları Trump’ı ciddiye almamayı, onun oyununu oynamamayı seçti. Sorunu hafif tepkiler, kimse bizden bir şey alamaz ya da çıkarlarımız karşılıklı tipi açıklamalarla geçiştirdi. En ciddi reaksiyonu Honduras verdi ve vatandaşı olan ekonomi mültecilerini geri göndermeye kalkarsa Amerika’nın üslerini kapatmaktan bahsetti. Bir de Panama verecek toprağı olmadığını vurguladı.

Fakat iş ciddiye binerse, Trump dediklerini yapmaya başlarsa, dahası diplomasinin ve dünya siyasetinin üslubuna hiç uygun olmayan bu çıkışları sürerse, Avrupa başta olmak üzere dünyanın başka yerlerindeki muhatapları aynı şekilde davranırlar mı, kamuoyları bu kadar sataşmayı “Trump işte” diyerek içine sindirebilir mi doğrusu bilmiyorum. Bildiğim dünyanın 20 Ocak itibarıyla çok ilginç ve biraz da sancılı bir döneme gireceği…

YORUMLAR (6)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
6 Yorum