Son 25 yılda kalp ve damar hastalıklarının tedavisindeki gelişmeler ve yaşam tarzındaki değişiklikler sonucu ölümler azaldı ve yaşam süresi uzadı. Uzmanlar, kalp damar hastalıklarını önlemenin ve yavaşlatmanın en iyi yolunun sağlıklı bir yaşam tarzını uygulamak olduğunu vurguluyor. İşte, kalp krizini önlemek için öneriler...
Kalp ve damar (kardiyovasküler) hastalıklarının görülme sıklığı yaş ile beraber artmaktadır. Yaşlanma sürecinin kendisi de kalp ve damar sistemini etkiliyor. İnme, koroner hastalıklar ve periferik damar hastalıkları yaş ilerledikçe en sık görülen damar hastalıkları arasında yer alıyor. Yaşlılık için yaş sınırı (65-70 yaş arası) ülkelere göre farklılık göstermekle beraber tek bir yaş sınırı yanında biyolojik yaş ve kişinin genel durumunun kırılganlığı daha belirleyici oluyor.
KALP HASTALIKLARINDAN KORUNMAK İÇİN ÖNERİLERİ
Kalp ve damar hastalılarının erişkinlerde en sık görülen ve ölüme en sık neden olan hastalıklar olduğunu belirten Medipol Üniversitesi Çamlıca Hastanesi Kalp ve Damar Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Yüksel Doğan, kalp krizini riskini en aza indirmek ve kalp sağlığını korumak için altın değerinde tavsiyeleri şöyle sıraladı:
1) SİGARA
Önlenebilir tüm ölümlerin yüzde 50'sinden sigara içimi sorumludur ve bunların yarısı kalp ve damar hastalıklarına bağlıdır. Ömür boyu sigara içen bir kişinin sigara nedeniyle ölme olasılığı yüzde 50'dir ve ortalama olarak yaşamından 10 yıl kaybeder.
Sigara, kadınlar için erkeklere göre daha tehlikelidir. Tüm tütün ürünleri kilo alımına neden olup olmamasına bakılmaksızın bırakılmalıdır.
Kilo alımı, sigarayı içiminden daha az zararlıdır. Pasif sigara içiciliğinden, nikotin içeren sakızlardan, nargileden ve elektronik sigaradan sağlıklı yaşam için uzak durulmalıdır.
2) EGZERSİZ
Bir haftada en az 150-300 dakika orta düzeyde (orta tempolu yürüyüş, yavaş bisiklete binme, boyama/dekorasyon, vakumlama, bahçe işleri vb.) veya 75-150 dakika ciddi aerobik fiziksel aktivite (koşu yürüyüşleri, bisiklete binme, yüzme vb.) yapılmalıdır.
Yaşlı yetişkinler veya kronik rahatsızlıkları olan bireyler, haftada 150 dakikalık orta yoğunlukta fizik aktiviteye ulaşamadığında, yetenekleri ve koşulları kadar aktif olmalıdır.
Gençlerin aksine, ciddi, aşırı ve kontrolsüz efor ve egzersizler düşmelere, travma ve kemik kırılmalarına neden olabilir. Hareketsiz kalınmamalı ve gün boyunca en azından hafif fiziksel aktivitelerde bulunulmalı.
3) SAĞLIKLI BESLENME VE TUZ ALIMI
Bütün yaş gruplarında kalp ve damar hastalıklarından korunmanın köşe taşı tuzu azaltmaktır. Diyet alışkanlıkları, lipidler, kan basıncı, vücut ağırlığı ve diyabet hastalığı gibi risk faktörleri aracılığıyla kalp ve damar hastalıkları riskini etkiler.
Tuza hassasiyeti hipertansiyon yaşlılarda yaygın. Günlük tuz ihtiyacımızın 2-3 gram altında olmasına rağmen günde 5 gramdan az tuz kullananlarda kan basıncın da ciddi düşmeler sağlar. Tuz kısıtlaması tedrici olmalı, çünkü yaşlılarda ani tuz düşüklüğüne (hiponatremi) ve beslenme bozukluğuna neden olabilir.
Kırmızı et ve et ürünlerinin azaltılması, işlenmiş gıdalardan uzak durulması günde 30-45 gram lifli-kepekli gıda alımı, günlük en az 200 gram meyve yenmesi, günlük en az 200 gram sebze yenmesi, hafta da 1-2 kez balık yenmesi, şekerli ve tatlandırıcılı içeceklerden uzak durulması, alkol tüketiminin haftalık 100 gram ile sınırlı tutulması şiddetle önerilir.
Sebze ve meyvelerde bol bulunan potasyum, hipertansiyon ve inmeye olumlu etkisinden dolayı önerilirken; B, C ve D vitaminlerinin olumlu etkisi gösterilemiyor. Filtre kahve, kolesterolü yükselttiğinden dolayı fazla alımı önerilmez.
4) KOLESTEROL
Yüksek kolesterol artmış kalp ve damar hastalıkları riskine neden oluyor. Kötü kolesterol damar sertliğinin ana nedenlerindendir. Diyet ve egzersiz ile beraber ilaç tedavisi, kalp ve damar hastalıkları açısından 70 yaş altındaki riskli hastalara hedef kolesterol değerlerine ulaşmak için önerilmektedir.
70 yaş üzerindeki gruba ise kalp ve damar hastalıkları olanlara veya kalp ve damar hastalıkları açısından yüksek riskli olanlara ilaç tedavisi önerilebilinir. Bu yaş gruplarında, ilaç etkileşimleri ve karaciğer yan etkileri nedeniyle düşük dozlarla tedaviye başlanmalı. Kolesterol ilacı kullanan hastalar, düzenli aralıklarla doz ayarlanması ve ilaca bağlı yan etkiler açısından takip edilmeli.
5) HİPERTANSİYON
Yaşla beraber sıklığı artmakta ve inme, ölüm ve kalp damar hastalıklarının önlenebilen bir nedenidir. Hedef kan basıncı 65 yaş altındakiler için eşlik eden hastalık yoksa 140/90 mmhg'e kadar, eşlik eden diyabet, böbrek yetersizliği, koroner hastalığına göre 120/80 mmhg'e kadar ve 80 yaş üzerindekiler için 150/90 mmhg'e kadar hedeflenmelidir. Tuz kısıtlaması, düzenli egzersiz ve ilaç kullanımı hayat kurtarıcıdır.
6) DİYABET
Tip-2 diyabet, yaşlılarda sık görülüyor ve kolesterol yüksekliği, trigliserid yüksekliği, aralıklı düşük kan şekeri (hipoglisemi), kötü beslenme alışkanlığı, kalp, böbrek ve karaciğer bozuklukları ile beraber seyredebilir.
Yaşam tarzı değişikliği, aşırı kilolardan kurtulma, kan şeker düşmesini engellemek (hipoglisemi), hipertansiyon, açlık ve tokluk kan şeker ve HbA1C kontrolü, düzenli fizik aktivite, yaşlı şeker hastalarında kalp ve damar hastalıklarının olumsuz sonuçlarını azaltır.
7) OBEZİTE VE FAZLA KİLOLAR
Sağlıklı kalmak ve daha hareketli olmak için fazla kilolardan kurtulmak zorunludur. Aşırı kilolar, hipertansiyon, kolesterol ve diyabet riski ile beraberdir. Kiloların verilmesi ile kan basıncı düşmesi, insülin direncin de azalma, kolesterol seviyesinde düşme arasında doğrusal bir ilişki vardır.
Kalori alımının azaltılması ile beraber birkaç hafta içinde kan basıncı düşmeye başlar. Tuz kısıtlaması ve fiziksel aktivite kan basıncında düşüşü daha belirgin yapar. Kilo kaybettiren ilaçlar yaşlılarda daha fazla yan etkiler yaptıkları için önerilmez.
Sıkı diyet ve tuz kısıtlaması beslenme bozukluğu yapabilir. Hızlı ve aşırı kilo kaybı sistemik hastalıkların gelişimine neden olabilir. Bireysel, dengeli ve uzman kontrolünde bir diyet uygulanmalıdır. Obeziteden kaçınılmalı ve ideal kiloya sahip olunmalı.
8) MENTAL VE PSİKOSOSYAL DURUM
Yaş aldıkça mental ve fiziksel sağlıkta büyük değişiklikler olmaktadır. Aynı zamanda kalp ve damar hastalıkları kendisi, anksiyete, depresyon gibi ruhsal bozukluklara neden olup bu hastaların, yaşam tarzı değişikliklerine ve ilaç tedavisine uyumu artırmak için psikoterapötik stres yönetimine ve desteğe ihtiyaçları vardır. Stresinizi azaltmak için, kitap okuyabilirsiniz, sinemaya gidebilirsiniz ya da arkadaş ziyareti yapabilirsiniz.
9) İLAÇLAR
Yaşa bağlı olarak, sindirim sistemindeki değişiklikler, vücuttaki su-yağ oranının değişmesi, çok sayıda ilaç kullanımı, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarında ki değişmeler ilaçların vücuttaki metabolizması ve yan etkilerini değiştirmektedir.
Antihipertansif, kan sulandırıcı ilaçlar, kolesterol ilaçları halen yaşlı grupta düzenli ve yeterli düzeyde kullanılmıyor. Kalp ve damar hastalıklarından korunma ve tedavisi için kullanılan ilaçların sıkı doz, etkileşim ve yan etki takibi yapılmalı. 65 yaş altında olanlar hekim tavsiyesi olmadan aspirin kullanmamalı.
10) ÇEVRE, HAVA KİRLİLİĞİ VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
Sağlığın sosyal belirleyicileri arasında sosyoekonomik durum (eğitim, meslek ve gelir), servet eşitsizlikleri, mahalle ve kentsel tasarım ve sosyal ağlar sayılabilir.
Hava kirliliği, kalp ve damar hastalıkları ve solunum sistemi hastalıklarına neden olarak, mortalite (ölüm) ve morbiditeye (hastalıklı yaşam) katkıda bulunur ve yaşam beklentisinin kaybına neden olur. Kalp ve damar hastalıklarından korunma ve sağlıklı uzun bir yaşam için iyi bir sosyoekonomik durum ve yaşanabilir bir çevre ortamı şarttır.
Yaş ölüm, kırılganlık ve hastalıkları engellemeyip sağlıklı yaşam için bir bariyer değildir. Yaşam tarzı değişiklikleri ve risk faktörlerinin tedavisi, medikal tedavi kadar etkili olup yaşamı uzatır ve daha kaliteli bir yaşam sunar.