İnsanın Allah için aç kalması, cinsel ilişkiden kendini alıkoyması ve dilini disipline etmesi manen yücelip zirveye ulaşmanın göstergesidir. Ramazan ayında böyle yapılmasının emredilmesi, senenin diğer aylarında da aynı disiplinin sürdürülmesine yöneliktir.
[Karar]
PROF. DR. BAYRAKTAR BAYRAKLI
Ramazan ayı Müslümanlar tarafından Kur’an’ın gelişini kutlamak için oruç ibadetiyle geçirilmektedir. Bir bakıma Ramazan ayı Müslümanlar için bir bayramdır. 30 gün oruç tutarak Kur’an’ın gelişini kutlamaktadırlar. Orucu farz kılan ayet aşağıda verilmektedir:
Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı ki, takvaya ulaşasınız.(Bakara, 183)
Âyette orucun farz olduğunu ifade eden kelimenin Arapçası kütibe dir. Manası ise “farz kılındı” demektir. Böylee Yüce Allah geçmiş Peygamberlere gönderdiği vahylerde orucun farz olduğunu da ayette ifade etmektedir. Yukarıda verdiğimiz ayette yer alan sıyam kelimesi de şu anlamlara gelmektedir:
“Bir işi yapmaktan kendini uzak tutmak, durgunlaşmak, susmak, güneşin tam tepede olması, oruç tutmak, belli vakitlerde yemekten, içmekten ve cinsî münasebetten uzak kalmak, suyu olmayan kuru yer, atın duracağı yer, çıkrığın durması”. Bu kelimenin ana manalarını ele alabiliriz:
A) ALIKOYMAK
Bu kelime, Müslümanların Ramazan günlerinde oruçlu iken yeme-içme ve cinsel ilişkiden kendilerini alıkoymalarını ifade etmektedir. Bu anlamıyla oruç, insana disiplin duygusu aşılamakta, iradesini kuvvetlendirmekte ve ahlâkî boyutunu zenginleştirmektedir.
B) SUSMAK
Savm veya sıyâm kavramı, “insanın dilini tutması, yalan konuşmaması, insanları incitecek kelimelerden sakınması” anlamına gelmektedir.
Bu, yanlış bir iş yapmadığı halde halk tarafından yanlış değerlendirilen bir hareketten dolayı uygulanan bir susma orucudur. Bu oruç türü, savunulması veya isbat edilmesi mümkün olmayan bir olay karşısında takip edilecek en iyi metoddur.
Hz. Meryem, Hz. İsa’yı doğurduğu zaman Yüce Allah ona şöyle seslendi: “Ye, iç. Gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen de ki: Ben çok merhametli olan Allah’a oruç adadım; artık bugün hiçbir insanla konuşmayacağım.” (Meryem, 26). Hz. Meryem’in bu uygulaması, günümüze, oruçlu iken yalan söylememek, söz taşımamak, gıybet etmemek şeklinde intikal etmelidir. Bunlardan başka doğruluğuna inandığımız fakat başkaları tarafından yanlış değerlendirilen bir eylem için bize susma alışkanlığı kazandırmalıdır.
İşte bu anlamıyla oruç, midenin ve cinsel organların oruçlu olmasının yanısıra, dilin de oruçlu olmasını ifade etmektedir.
C) GÜNEŞİN TEPEDE OLMASI
Sıyâm kelimesinin bu manası, oruçla irtibatlandırıldığında, oruç tutan kimsenin manen zirvede olmasını ifade eder. Bu, oruç tutan kişinin Allah katında kazandığı makam ve değerin yüceliğini gösterir.
İnsanın Allah için aç kalması, cinsel ilişkiden kendini alıkoyması ve dilini disipline etmesi manen yücelip zirveye ulaşmanın göstergesidir. Ramazan ayında böyle yapılmasının emredilmesi, senenin diğer aylarında da aynı disiplinin sürdürülmesine yöneliktir.
Güneşin zirvede olması, hararetinin fazla olmasını ifade eder. Oruç tutan insanın şahsiyetindeki gelişmişliğe de bu isim verilmektedir. Oruç ibadetinin harareti, insanın günahlarını yakmakta ve insanın gönlünü temizlemektedir. Açlıkla mücadele eden insan manevî yapısındaki harareti yükseltmekte, şeytana karşı mukavemetini artırmaktadır. Yabancı mikropla mücadele veren vücudun ateşindeki yükselme gibi, oruç da, şeytana ve kötü arzulara karşı mücadele veren bir ibadetin meydana getirdiği harareti ifade etmektedir.
Bu ayın sizler için bereketli, huzurlu ve aydınlık içerisinde geçmesini Yüce Rabbimden diliyorum.
RAMAZAN AYI VE ORUÇ HAKKINDA MERAK ETTİKLERİNİZ
Kimler orucu kazaya bırakabilir?
Yolculuğa çıkanlar, oruç tutamayacak kadar hasta olanlar ve çok ağır işlerde çalışanlar Ramazan orucunu kazaya bırakabilir. Mesela, demir çelik fabrikasında fırının karşısında çalışanlar gibi. Ancak devamlı o işte çalıştığı için ve başka bir zaman da tutamayacağı için, tutamadığı her gün için bir fakire bir günlük yiyecek parasını verir. Bu para bugünkü şartlarda 10 -15 TL olarak verilebilir. Emekli olduktan sonra tutabilecek durumdaysa, çalıştığı dönemde tutamadığı orucunu nafile olarak tutabilir. Ancak tutmazsa da sakıncası yoktur. Diğer taraftan hamile kadınlar ve çocuğunu emziren anneler orucunu kazaya bırakabilir.
Sakız çiğnemek, denize girmek orucu bozar mı?
Oruç, yemeden, içmeden ve cinsel ilişkiden uzak durmak anlamına geldiğine göre, bu hallerin gerçekleşmesi durumunda oruç bozulur. Oruçlu bir insanın denize girmesinde bir sakınca yoktur. Ancak boğazından su kaçar ve midesine girerse orucu bozulur. Bu nedenle, oruç tutanlar denize girebilir ama suyun ağzından girmemesine dikkat etmelidir. Sakız çiğnemek orucu bozar. Çünkü sakız, çiğnedikçe hacminden kaybeder. Kaybolan şey, boğazdan aşağı gidiyor demektir. Kazaen, bilmeyerek su içmek veya ağzına bir şey atmakla oruç bozulmaz.