Avrupa’da yükselen İslamofobi, devlet kurumlarını bile olaylara taraflı bakar hale getirdi.
El Kaide ve DAEŞ gibi terör örgütleri eliyle düzenlenen saldırılar sonrası yükselen İslam karşıtlığı, Avrupa'daki hukuk sisteminin tarafsızlığını da sorgulanır hale getirdi. Müslümanlara yönelik saldırıların hızla arttığı Avrupa ülkelerine ait veriler, hukukun tek taraflı işlediğini açık bir biçimde ortaya koydu. SETA'nın hazırladığı 'Avrupa'da İslamafobi' raporunda yer alan veriler, Müslümanlara yönelik saldırıların endişe verici boyutlara ulaştığını gösteriyor. İşte o detaylardan bazıları:
CAMİLERE SALDIRI
Bünyesinde yaklaşık 10 milyon göçmeni barındıran Almanya'da, 2013 yılında neredeyse hiçbir ırkçı saldırı olmazken 2015 yılında Müslümanlara yönelik 155 saldırı meydana geldi. Aslında bu rakamın 850 olduğu, ancak çoğunun medyaya yansımadığı belirtiliyor. Avusturya'da 2015 yılında polise tam 78 İslamofobik saldırı ihbar yapıldı. Avrupalı Müslümanların çocukları okullarda ayrımcılığa ilişkin birçok problemle yüzleşmek zorunda. Müslüman kadınlar sürekli sözlü ya da fiziksel tacize maruz kalıyor. 2015'te 142 sözlü ve fiziksel saldırının ihbar edildiği Hollanda'da bu vakalardan sadece 46'si cezalandırıldı. Hollanda'da 19 camii 27 defa saldırıya uğradı, camilerin içine koku bombaları ve domuz kafaları atıldı. Fransa'da camilere 63 kez saldırılması 10 caminin kapatılmasına sebep oldu. Makedonya'da ise bölge insanları tarafından yıkılan camii, bölgede Müslüman olmadığı bahanesiyle yenilenmedi.
FİŞLEME ARTTI
İngiltere ve Avusturya'da pek çok farklı meslek gruplarına 'radikal' olduğu düşünülen kişileri ihbar etme görevi verildi. Yasal bir temeli olmayan bu faaliyet, bir öğretmenin, başörtüsüyle okula gelen ilköğretim öğrencisinin IŞİD sempatizanı olabileceğini rapor etmesiyle medya gündemine de taşındı.Türkiye'deki başörtüsü sorunu nedeniyle Avrupa'ya giden vatandaşların çoğu, şimdilerde sosyal hayattan uzaklaşmak durumunda kaldı. İrlanda basını ise Müslümanlara yönelik ayrımcı kullanmakta ısrar ediyor. Haberler sürekli 'biz ve onlar' ifadeleriyle anlatılıyor. Basının ayrımcı tavrı sosyal medyaya da yansıdı. Ülkede 'En İyi Müslüman Ölü Müslüman' kampanyasıyla bir numara olan etiket uzun süre gündemde kaldı.
HAKARETLERE CEZA YOK
Avrupa'da İslamofobik politikalar sonucu polis teşkilatları da taraflı hale geldi. Avusturya'da Müslüman bir kadın, ışıklarda beklerken üzerine tükürüldüğünü ve hakarete uğradığını bildirdi; fakat polis soruşturma başlatacak bir sebep bulamadı. Norveç'te kendisine karşı nefret suçu işlendiğini belirten bir kadının şikayeti, soruşturma yapılmadan 57 yaşındaki bir Müslüman'ın cezalandırılması için yeterli görüldü. 'Helal' sertifikası almak isteyen Belçikalı bir şirket de İslamofobi'nin kurbanı oldu. Katolik kesim, halkı boykot etmeye çağırırken, şirket alakası olmadığı halde IŞİD'le anılmaya başlandı.
