Çukurova'nın verimli ovalarını sulayacak su kalmadı. Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği tarafından çiftçilere gönderilen resmi yazıda güz dönemi için 'ekim yapmayın, su yok' denildi. KARAR'a konuşan Çiftçi Şevket Uludağ yaşanan su krizinin idaresizlik ve plansızlıktan kaynaklandığını vurguladı ve 'Su yok, artık soğan ekemeyeceğim' dedi. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Doğan da damlama sulama sistemine geçiş için çiftçilere maddi destek verilmesini istedi.
MERVE ŞİŞMAN
Çukurova bölgesi susuzluk nedeniyle alarm veriyor. Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği köy muhtarlıklarına ve çiftçilere yazı göndererek güzlük ekim yapılmamasını istedi. Çiftçilerin kuraklık ve sulama sıkıntısı nedeniyle yaşadıkları mağduriyete ilişkin KARAR'a açıklama yapan uzmanlar çözüm için yetkililere seslendi.
Adana’nın Yüreğir ilçesi Doğankent bölgesinde çiftçilik yapan Şevket Uludağ'ın da 2 bin dönümlük tarım arazisi var. Uludağ, Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği tarafından çiftçilere ve kendisine gönderilen 'ekim yapmayın su yok' yazısının ardından yaşadıkları su sıkıntısını ve bu durumun tarımsal faaliyetleri nasıl olumsuz etkilediğini KARAR'a anlattı.
'SU YOK, SOĞAN EKEMEYECEĞİM'
Uludağ, arazilerine çeşitli ürünler ektiğini ifade ederek, kendisine gelen tebligatta su verilmemesi halinde çiftçilerin kendi başlarının çaresine bakmalarının istendiğini belirtti. Uludağ, “Bize gelen tebligata göre diyor ki; size su veremeyebilirim. 'Ekerseniz başınızın çaresine bakın. Benden su istemeyin' diyor. Benim mısır, pamuk, soya, bahçelerim var. Ama ben soğan da ekecektim. Eylül ayının sonu ekim ayının başında soğan ekim zamanı. Bana diyor ki; 'Sen soğan ekme, ekersen ek ama suyu keseceğim, veremeyeceğim' diyor. Şimdi ben soğan ekemeyeceğim. Nasıl ekebilirim ki? Mahsülüme can suyu verilemeyecek. Zarar edeceğim” şeklinde konuştu.
'NEHİRİ DOLDURDULAR, 1 AY SU BOŞA AKTI GİTTİ'
Uludağ, yaşanan su krizinin idaresizlik ve plansızlıktan kaynaklandığını vurgulayarak, “Tamam su az olabilir, ancak idaresizlikten ve plansızlıktan bu duruma geldik. Geçen aylarda Adana’da bir fuar oldu. Nehiri doldurdular, 1 ay su boşa aktı gitti. O zaman kimse Çukurova’daki çiftçiyi düşünmüyordu. Turizm değil önce çiftçi düşünülmeliydi” dedi.
'YÖNETEMİYORLAR VE BECEREMİYORLAR'
Yüreğir Doğankent bölgesinde 2 bin dönüm arazisi bulunan çiftçi Şevket Uludağ birkaç gün önce yaşadığı sorunu da şöyle aktardı:
"Geçen gün tarlamı sulayacaktım. Bana dendi ki; 'Su ayın başında kesilecek' Ben de ona göre planlama yaptım. Sonra su 1 gün daha aktı. E hani kesilecekti? Bize dendi ki; 'Öyle icab etti suyu bıraktık 1 gün daha verdik.' Mahsülüme doğru dürüst su veremiyorum. Ne zaman su vermem gerektiğini ancak ben bilirim. Para isteyecekleri zaman herkese hemen mesaj atıyorlar ama su verileceğinde ya da verilmeyeceğinde neden mesaj atmıyorlar? Cevap basit, bunu dahi yönetemiyorlar ve beceremiyorlar."
Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, bölgede yaşanan su sıkıntısına ilişkin açıklamalarda bulundu. Doğan, Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği'nin uygulamalarına yönelik eleştirilerde bulunarak, çiftçilerin su kısıtlamaları nedeniyle yaşadığı zorluklara dikkat çekti. Doğan 'İlerde petrol savaşları değil su savaşları olacak' diyerek uyarıda bulundu.
'KIŞIN BİLİNÇSİZCE VE HESAP YAPILMADAN SEYHAN NEHRİ’NE SU BIRAKILDI'
Doğan, Sulama Birliği'nin çiftçilere yönelik uyarısının “Bu ürünleri ekmeyin” şeklinde değil, “Ekerseniz size su veremeyebilirim” şeklinde olduğunu belirtti: "Bu bölgede yılın 365 günü ekim ve dikim yapılırdı. Ancak, kışın bilinçsizce hesap yapılmadan Seyhan Nehri’ne su bırakıldı ve bu su denize aktı. Adana Ovası’nda günlük 20 milyon metreküp suya ihtiyacımız var, ancak barajlardan iki ay önce sadece 10 milyon metreküp su geliyordu. Mısır hasat edildikten sonra Sulama Birliği rotasyona geçti ve suyun verilme şekli değişti. 5 gün bir bölgeye su verildi, ardından 5 gün başka bir bölgeye. Sonuç olarak, su miktarı 10 milyon metreküpten 5 milyon metreküpe düştü"
'DAMLAMA SULAMA SİSTEMİNE GEÇİŞ İÇİN ÇİFTÇİLERE YARDIM VE DESTEK SAĞLANMALI'
Doğan, bölgedeki sulama alışkanlıklarının da yenilenmesi gerektiğine vurgu yaptı. “Çukurova’da eski vahşi sulama yöntemleri terk edilmeli. Düzensiz sulama yapılmamalı, israfı önlemek için çiftçileri teşvik etmeliyiz. Bahçelerde damlama sulama sistemleri kullanılmakta, ancak pamuk, mısır ve soya gibi ürünler halen ilkel yöntemlerle sulanıyor. Damlama sulama sistemine geçiş için çiftçilere yardım ve destek sağlanmalı” diye konuştu.
Suyun önemine dikkat çeken Doğan, Türkiye’nin temiz tatlı su kaynaklarının yüzde 77’sinin meyve ve tarımda, yüzde 13’ünün üretim ve enerjide, sadece yüzde 10’unun ise içme ve evsel atıklarda kullanıldığını belirtti. “Yüzde 77 büyük bir rakam. Sulama sistemlerimizi değiştirirsek, bu sistem kurulduğunda yüzde 50 daha karlı olacağız” dedi.
'İLERDE PETROL SAVAŞLARI DEĞİL, SU SAVAŞLARI OLACAK'
Kuraklık ve yüksek sıcaklıkların etkisiyle tarım ürünlerinde büyük zararlar yaşandığını ifade eden Doğan, “Bu sene kuraklık daha fazla hissedildi. 50 dereceyi bulan sıcaklıklarla karşılaştık, karpuzlarımız yandı. Suyumuzu dikkatli kullanmalıyız. İlerde petrol savaşları değil, su savaşları olacak. Türkiye genelinde damlama sulama sistemleri teşvik edilmeli. Umarım ilerleyen aylarda korktuğumuz başımıza gelmez ve iki ay sonra inşallah yağmur yağar” şeklinde konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi Adana Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Adana’daki çiftçilere DSİ ve Sulama Birliği tarafından gönderilen 'sulama suyu verilmeyecek' açıklamasına sert tepki gösterdi. KARAR'a konuşan Barut, çiftçilerin artan maliyetler ve iklim değişikliği nedeniyle yaşadığı mağduriyetlere dikkat çekti.
'KRİZE KARŞI ÖNLEM ALINMADI'
Barut, DSİ ve Sulama Birliği’nin çiftçilere gönderdiği “Güzlük ürün ekimi yapmayın” yazısını “akıl tutulması” olarak nitelendirerek, “Bu durum büyük bir yanlıştır. Küresel iklim değişikliği ve kuraklık riskine karşı defalarca uyardık, kapalı sulama sistemleri için çağrılar yaptık. Ancak yetkililer söz dinlemedi ve sulama krizine karşı önlem alınmadı” dedi.
'ÇİFTÇİNİN ZARARINI KARŞILAMAK İÇİN ACİLEN ADIM ATILMALI'
Söz konusu yazının tarım sektörü üzerindeki olumsuz etkilerine değinen Barut, “Ülke ekonomisi, tarımı ve çiftçiye yapılanlar kabul edilemez. Bu tarihi vebalin sorumluları çiftçiye hesap vermeli. Üretim kaybını önlemek, çiftçi zararını derhal karşılamak ve zararın büyümesini engellemek için acil adım atılmalıdır. Aşırı sıcaklar, kuraklık ve verilmeyen sulama suyu nedeniyle oluşan zarar tüm yönleriyle tespit edilip karşılansın” ifadelerini kullandı.