‘Zeytin Dalı Harekatı’yla terörden temizlenen Afrin’de, ÖSO’nun ismini kullanıp yağma yapan 102 grup tespit edildi. YPG’nin yönlendirdiği bazı ‘çapulculara’ ÖSO operasyon başlatırken kentte kurulan yerel meclis ise Türkiye’den yardım talebinde bulundu.
KENAN BUTAKIN/İSTANBUL
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile 20 Ocak’ta başlattığı Zeytin Dalı Harekatı’nda, Afrin ve çevresi terör örgütü YPG’den tamamen temizlendi. TSK önceki gün en az 4 bin 448 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı. Harekatta TSK ile birlikte operasyonlara katılan özel harekat polisleri de yurda dönmeye başladı. Birçok ilden törenlerle Afrin’de giden özel harekatçılar için döndükleri birliklerinde karşılama törenleri düzenlendi.
Terör unsurlarından temizlenen Afrin’de de TSK destekli ÖSO, gizlenen örgüt mensularının tespit edilmesi için yoğun bir çalışma yürütüyor. İki hafta önce yerli halktan birçok kişinin YPG’li diye ihbar edildiği, ancak ihbar edilen kişilerin örgütle ilgilerinin olmadığı tespit edildi. Kısa sürede çözülen kumpasın ise örgüte yakın bazı kişilerin kriz çıkartmak için yaptıkları saptandı. ÖSO’nun da asılsız ihbarları yapanlarla ilgili soruşturma başlattığı öğrenildi.
Kentte ise Kürt, Arap ve Türkmen sivil temsilcilerle kurulan geçici yerel meclisin geçtiğimiz günlerde Türkiye’den dikkat çeken bir yardım talebinde bulunduğu ortaya çıktı. KARAR’ın yerel kaynaklardan aldığı bilgilere göre, huzurun sağlandığı Afrin ve belde kent merkezlerinin dışındaki kırsal bölgelerde ÖSO’nun ismini kullanan bazı grupların alan hakimiyeti sağlamaya çalıştığı ve yerel halk üzerinde baskı kurduğu tespit edildi. ÖSO’nun tespitine göre, silahlı ve kimlerden oluştuğu belirlenemeyen ve sayılarının da 102 olduğu öğrenilen gruplardan bazılarının ise terör örgütü YPG tarafından yönlendirildiği belirlendi. Afrin kırsalında ÖSO adını kullanarak yağma gibi çeşitli suçlar işleyen grupların bölgeden temizlenmesi için Afrin’de kurulan yerel meclisin Türkiye’den yardım talebinde bulunduğu öğrenildi.
BM: İDLİB DOĞU GUTA OLMASIN
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, Doğu Guta’da yaşananların İdlib’de de olması halinde bunun 6 kat daha kötü sonuçlar doğurabileceği ve 2 milyon 300 bin kişiyi etkileyebileceği uyarısında bulundu. BM Güvenlik Konseyini Suriye’deki son gelişmeler hakkında video konferans aracılığıyla Cenevre’den bilgilendiren Mistura, özellikle İdlib’e yapılan tahliyelere ilişkin duyduğu endişelere dikkati çekti. Sivillerin ve muhalif grupların Suriye’nin kuzeyine ve çoğunlukla İdlib’e gönderilmesi halinde bu durumun sadece yeni bir çatışmanın ertelenmesine neden olabileceğini belirten Mistura, son iki ayda Suriye’nin kuzeyine 110 bin kişinin tahliye edildiğini ve bölgedeki insani ihtiyaçların karşılanmasında güçlük çekildiğini ifade etti. Mistura, “İdlib’de de Doğu Guta senaryosu yaşanırsa bu 6 kat daha kötü olabilir. 2.3 milyon insanı etkiler ki bunların yarısı daha önce yerlerinden edildi ve gidecek hiçbir yerleri olamayacak” dedi. Mistura, Astana’da bu hafta yapılan görüşmelerde edindiği izlenimlerini de aktardı. BM Temsilcisi, görüş ayrılıkları olmasına rağmen çatışmaların durdurulması, anayasa komitesinin oluşturulması ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı duyulması konusunda ortak bir zemin olduğunu sözlerine ekledi.
ÖSO’NUN POLİS GÜCÜ DEVREDE
Geçtiğimiz ay, Afrin ilçe merkezinde ÖSO’nun yerini alarak kentin iç güvenliğini güçlendirmek için göreve başlayan polis gücünün de bu gruplarla mücadelede görev alacağı öğrenildi. ÖSO’ya bağlı yaklaşık 30 alt grubun “Milli Ordu” adı altında oluşturulmasıyla göreve başlayan polis gücünün kent merkezlerinde çeşitli önlemler aldığı kaydedildi. Bu kapsamda kırsalda ÖSO unsurları operasyonlarını sürdürürken, polis gücü de Afrin ve belde merkezlerine bu grupların girmesini önlemeyecek.
