Taliban siparişi

Afganistan siparişi verebiliyor muyuz? Kafamıza, zevkimize göre?

Şöyle az dindar olsun veya dine saygılı laik.

Amerikancı olmasın. Rusçu olmasın. Çinci olmasın.

Yoo, Amerikancı olmasın da azıcık Çinci olsun!

İslam fıkhını yumuşatarak uygulasın.

Yoo! Daha sert uygulasın, yalpalayanların gözünün yaşına bakmasın.

Sarığını az dolasın... Hayır, çok dolasın!

Burkasının gözünü biraz açsın.

Veremiyoruz sipariş. Elimizdeki Taliban bu, bununla idare edeceksiniz.

Mutlaka siparişle oluyorsa bu işler ABD vermiştir siparişi, verebildiği kadar.

Siparişi verirsiniz. Üzerine salça koymayın dersiniz. Biraz sonra gelir siparişiniz, üstü sırf salça. Az pişsin dersiniz well done!

Verdiğin siparişi tanıyamazsın.

Niye bu kadar çok pişirdin bunu?

Çok pişirmedim, bu az pişmiş! Adamın bakışları haşin. Öyle diyorsa öyledir. Didişmeye gelmez. Tamam kardeşim, getir!

ABD Başkanı Biden şu anda verdiği siparişin akıbetini nasıl merak ediyordur!

Siparişi kendileri vermiş gibi mutlu olan Çin muhibbi laiklerimiz var. ‘Cumhuriyet Kadınları’ Talibanla dayanışıyor.

Ne sakalı sorun ediyorlar, ne bıyığı, ne çadoru... 28 Şubat’ta bize miydi tafralarınız?

Demek ki sarık, cübbe, başörtüsü hikayeymiş, insan sevince sevebiliyormuş! Taliban’ın haberi olsaydı bari...

Allahu Te’ala nasıl da şekilden şekile sokuyor insanları?

Talibanı tanıyalım mı tanımayalım mı?

İster tanı ister tanıma. O, kendince bir Taliban olarak geldi yerleşti.

Sen onu tanımazsan o da seni tanımaz.

Saf mıdırlar?

Köklerini kazımak için topuyla, tüfeğiyle, uçaklarıyla, deniz piyadeleriyle, CIA’siyle gelip çöken ABD 20 sene sonra Afganistan’ı onlara iade etmek zorunda kaldı. Demek onlar da bir şey biliyor, boş değiller.

Fazla nasihat alacak bir ruh halinde olduklarını hiç zannetmiyorum. Mollalar olarak nasihat vermeye daha yatkınlar.

Ülkelerinin adına Afganistan İslam Emirliği diyorlar.

‘İslamilik’ iddiaları İran’ın, Suudi Arabistan’ın iddiasından daha az değil. Hatta daha fazla.

Bunun bir siyasi yansıması olur mutlaka. Etraflarındaki Müslümanlar az veya çok etkilenirler.

Az etkilenirlerse Taliban’ın yönetiminde fazla Türk olmadığı içindir. Etraftaki, bilhassa kuzeydeki Müslümanların çoğu Türk.

Kısa sürede İslamofobi’nin bir nesnesi haline gelme potansiyelleri var.

İslam şöyle kötü, böyle kötü, bak kadınlar, bak burka, bak sopa, bak kırbaç deyip Afganistan’ı gösteren çok olur.

Çok da umurlarındaydı. Onlara sorarsan doğrusunu onlar yapıyor, onlar biliyor.

Asker istemiyoruz. Çıkın gidin.

Alelacele çıkıp gidiyor herkes. Amerikalılar, Fransızlar, İngilizler...

Bizim de mi çıkmamız gerekiyor? Hani biz Müslümanız, belki müstesna tutarsınız.

Evet, siz de çıkın.

Biz de çıkınca Nato’daki Afganistan misyonumuz ne olacak? Hani Afganistan’da bir görev üstlenip ABD’yle aramızı düzeltecektik?

Taliban yavaş yavaş gelseydi biraz daha oyalanırdık... Olmadı. Birkaç gün içinde geldiler, gelir gelmez de ‘gidin’ dediler.

Bu tasavvurun ömrü de bir mevsimlikmiş, yaz bitmeden bitti.

Yerine başka bir misyon bulunur mu acaba?

Gelecekse müteahhitleriniz gelsin, hekimleriniz, mühendisleriniz gelsin.

Kabil Havaalanı’nın işletmesini siz yapın mesela.

Kuvvet olarak kendimizden başkasını istemiyoruz.

Dediğimiz işi yapacak, sözümüzü dinleyecek uzmanlar, elemanlar istiyoruz.

Belki bizimkilerden ihale, taahhüt, al-ver işlerinin nasıl döndüğüne dair know-how alırlar, Türkiye bu konularda muasır medeniyet seviyesinin üstünde.

YORUMLAR (46)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
46 Yorum