Türkiye'nin kara lekelerinden biri olan Sivas Madımak Katliamı'nda öldürülen 33 kişinin arasında, Hollandalı bir kadın gazeteci de vardı. İnternet kullanıcıları, 'Sivas Katliamı'nda ölen Hollandalı Carina Cuanna kim?' sorusunun yanıtını araştırıyor. 2 Temmuz 1993 günü Sivas'ta yaşananları günlüğüne not eden Carina Cuanna, olaylarla hiç alakası olmamasına karşın yanarak yaşamını yitirdi. İşte o gün yazılan notlar...
'Sivas Katliamı'nda ölen Hollandalı kadın kim?', 'Carina Cuanna Thedora Thuys kimdir?' sorularının yanıtlarını sayfamızda aktardık. Alevi sanatçı ve fikir insanlarının kaldığı Madımak Oteli'nin radikal dinciler tarafından kundaklanması neticesinde hayatını kaybedenler arasında, 23 yaşındaki Hollandalı kadın gazeteci Carina Cuanna da bulunuyordu. Carina'nın günlüklerinde Sivas Katliamı'nda yaşadıklarını not ettiği ortaya çıktı. Detaylar haberimizde...
CARINA CUANNA THEDORA THUYS KİMDİR?
1992 yılında ilk kez Türkiye'ye gelen Carina Cuanna Thedora Thuys, 1970 yılında Hollanda'nın Almanya sınırındaki Doetinchem şehrinde yaşayan, Leiden Üniversitesi Kültür Antrolopoloji bölümü son sınıf öğrencisiydi.
Karadeniz Bölgesi ve Nemrut Dağı'nı gezen Carina, aynı bölümden arkadaşı Maryze Schoneveld Van Der Linde ile gelmiş, o da Akdeniz Bölgesi'ni gezmiş ve sonrasında beraber Nemrut Dağı'na çıkmışlardı.
Türkiye'ye olan sevgilerinin artmasını sağlayan bu seyahatlerin sonrasında, bitirme tezlerini burada yapmaya karar verdiler. Carina'nın gezilerde gördüğü en farklı olay Tük kadınlarıydı. Tezin konusu da 'Türk kadınının aile içi rolü ve çevre ile ilişkileri' idi.
Bunun için Hollanda'nın Sosyal Hizmetler Dairesi'ndeki Yabancılar Şubesi'nde çalışan aslen Çorumlu Rahmi Sivri ile tanıştılar. Rahmi Sivri, Türkiye hakkında geniş bilgiler verdi ve onları, memleketi Çorum'da araştırma yapmaları için hazırlıklar yaptı.
TÜRKÇE ÖĞRENEREK GÜNLÜK YAZMAYA BAŞLADI
1993 yazında Carina'nın Çorum için yapacağı araştırmada her şey ayarlanmıştı. Rahmi Sivri, eskiden Hollanda'da yaşamış ve kesin dönüş yaptıkları ailesinin evinde kalabileceğini de söylemişti.
Daha önce geldiğinde Türkçe'yi öğrenmek istemişti. 22 Haziran 1993 günü direkt Ankara'ya geldi ve 2 ayını burada Türkçe öğrenmek için ayıracaktı. Carina artık günlüklerini yazmaya başlamıştı.
Ankara günlerini yazarken, çok kalabalık ve şirin kent olduğunu, yapışık binalarda yaşam olduğunu yazıyordu. Onun yabancılığını unutturan ise Rahmi Sivri'nin annesi Sultan Hanım'dı. Daha önce Hollanda'da kaldığı için hem dil yönünden, hem de sohbetini çok sevmişti. Komşular da Carina'yı sevmiş, hiç yalnız bırakmamıştı.
Ankara Öveçler'de kaldığı evde ilgi çoktu. Sultan Hanım'ın akrabaları Carina'ya ciddi bir şekilde Türkçe öğretecek gibi duruyordu.
Carina, Sivri ailesinden iki genç kız ile tanıştı. Sivas Katliamı'nda hayatını kaybedenler arasında yer alan Asuman ve Yasemin Sivri ile tanışarak Alevi kültürü ile ilgili bilgiler edindi. Asuman, lise öğrencisi ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nde semah öğretmeniydi. Yasemin Sivri ise Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde okuyordu. 26 Haziran 1993 tarihli günlüğünde, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'ne gittiğini, oradaki kızların onun Aleviliği araştıran bir Hollandalı olarak tanıttığını, bu yüzden oradakiler bunu duyduklarında çok takdir ettiklerini yazıyordu. Fakat asıl durum böyle değildi ve Carina bunu günlüğünde tesadüfen geldiğini ve bunu çaktırmadığı için karizmasının silinmediğini de eklemiş.
TÜRKİYE'DEKİ 10. GÜNÜNDE SİVAS'A GİTTİ
Birkaç gün sonra dernek olarak Sivas'a gidileceğini Yasemin Sivri'den öğrendi. Carina gelmek için ısrar etti ve katılmak istedi. Fakat Asuman ve Yasemin'in annesi Yeter Sivri'nin anlattıklarına göre, Yasemin başlarda bu fikre sıcak yaklaşmadı. Carina'ya "Sen gelme orada ekmek, su belki de lavoba bulamayabiliriz zorlanırsın" dedi. Fakat Carina bir poşet bisküvi alıp, "Aç kalmayız" karşılığını verdi. Yasemin ona zaman ayıramam endişesi ile gelmemesini isterken, Carina'yı kıramamıştı ve gelmesini onaylamıştı.
Otobüs ayarlandı ve Carina günlüğünde, bir otobüs dolusu Alevi gençle yolculuk yaptığını, çok neşeli ve devamlı türkü çalındığını, çok eğlenceli bir yolculuk olduğunu yazmıştı. 1 Temmuz 1993 saat 08.00'de Sivas'a varılmıştı. Günlüğünde yemek yiyip, tiyatroya gittiğini ve akşam ise kütük gibi uyuduğunu yazmıştı.
KATLİAM GÜNÜNDE NELER YAPTI?
2 Temmuz 1993 günü tutulan notlar, günlüğün son yazıları oldu. Sabah erken kalkıp, turist moduna girerek, yanındaki fotoğraf makinesi ve Türkiye rehber kitabını alarak tarihi yapıları gezmeye başladı. Etrafı gezdi, sohbet etti ve hatta karikatürünü bile çizdirdi.
Günlüğünde en son yazıları, Madımak Oteli içindeyken olanları anlatmaya başlamıştı. Fakat Madımak Oteli'ne nasıl geldiği anların yazıları yoktu.
Otelde yazılan son notlar şöyleydi:
* "Yine her bir şeylere şahit oldum. Şu anda 'kapatılmış' bir vaziyette bir otelde oturmaktayız, zira dışarıdaki kökten dinci Müslümanlar dolaşıp duruyorlar."
* "Otelin içinde olduğunu ve dışarı çıkamadıklarını buradan anlamaktayız."
" "Fakat şimdi işler ters gitmeye başlıyor. Biz uzun bir zamandır otelde oturuyoruz. Dışarıda toplanan çok sayıda ve radikal dinci grup (aşırı sağcı) bağırıp naralar atıyor. Kendimi sıkıntılı ve zorda hissediyorum, neler olacağını tahmin edemiyorum... Sonunda bu şehrin bir Türk kökten dinciler topluluğunun bulunduğu bir yer olduğunu öğrendim. Bir sürü sloganlar atılıyordu ve bağrışmalar vardı. Bununla birlikte bir sürü de polis vardı."
* "Fakat ben bütün bunlardan ne anlarım ki?... Dışarıdan yüksek tonda bağırmalar geliyor ama ne olduğunu anlamıyorum..."
Tahminen bunları yazdıktan sonra otel ateşe verildi. Beraber geldiği Asuman ve Yasemin ile birlikte 33 kişiyle beraber acılı bir şekilde can verecekti.
SİVAS KATLİAMI'NI KİMLER YAPTI VE OLAYLAR NASIL BAŞLADI?
SİVAS KATLİAMI'NDA KİMLER ÖLDÜ VE KİMLER HAYATTA KALDI?
