Odatv davasının kritik delilinde korsan yazılım skandalı... Gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener ve Soner Yalçın ile eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın da sanıkları arasında bulunduğu Odatv davasında yeni bilirkişi ek raporu mahkemeye ulaştı. Raporda sanıkların bilgisayarlarında elde edilen belgelerin korsan yazılımla oluşturulduğu belirtildi.
[Karar]
AYFER ÇALIKIRAN
Gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener ve Soner Yalçın ile eski emniyet müdürü Hanefi Avcı'nın da aralarında bulunduğu 13 sanığın yargılandığı Odatv davasında mahkemeye sunulan yeni bilirkişi ek raporunda, "İncelenen bilgisayar disklerinde, zararlı yazılımların bilgisayar her açıldığında çalışmak üzere sisteme yüklendiğinin tespit edildiği" belirtildi.
İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki beşinci duruşmaya, sanıklardan gazeteciler Barış Pehlivan ve İklim Ayfer Kaleli ile eski emniyet müdürü Hanefi Avcı katıldı. Duruşmada, belirlenen bilirkişilerin, sanıklara ait 3 bilgisayarın sabit diskleriyle ilgili raporlarında "sanıklardan Barış Pehlivan'a ait bilgisayarın sabit diskinin açılamadığının" belirtilmesi nedeniyle yeniden bilirkişiye ek süre verildi.
155 ZARARLI YAZILIM TEPİT EDİLDİ
Mahkemeye sunulan bilirkişi ek raporunda incelenen imaj üzerinde 375 bin 935 dosya incelenmiş ve bunlardan 115 tanesinin zararlı yazılım bulaştığı tespit edilerek, bu zararlı yazılımların bazıları bilgisayar her açıldığında çalışmak üzere sisteme yüklendiği belirtildi.
Bazı zararlı yazılımların klavyeden yazılan yazıları kaydetme, uzaktaki bilgisayarlara gönderebilme, uzaktan başka bilgisayara bağlanma gibi özellikleri olduğu belirtilen bilirkişi raporunda şu tespitlere yer verdi:
SIRADAN BİRİ YAPAMAZ
“Tarafımıza incelenmesi için bildirilen dosya isimlerinden, bu basit disk üzerinde olan dosyaların hepsi, oluşturulduktan hemen sonra silinmiştir. Fakat normal şartlar altında silindikten sonra bile izlerinin ana dosya tablosu üzerinde kalması gerekir. Bu izlerin görünmüyor olmasının bir sebebi ana dosya tablosunun temizlenerek izlerinin silinmesi olabilir. Bu işlemin sıradan bilgisayar kullanıcısı tarafından yapılması son derece zordur."
MÜTALAA SONRAKİ DURUŞMAYA KALDI
Sanık avukatları bilirkişi raporunun delillere müdahaleyi bir kez daha ortaya koyduğunu belirterek dosyanın mütalaasını hazırlaması için cumhuriyet savcılığına gönderilmesini talep etti.
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgüt Suçlar Bürosunca yürütülen "Odatv kumpas" soruşturmasının akibeti ile dosyanın geldiği aşamanın savcılığa sorulması ve acele bir şekilde mahkemeye bilgi verilmesinin istenmesine hükmetti. Heyet aynı zamanda savcılığın mütalaasını hazırlamak üzere, bu dosyanın cumhuriyet savcısına gönderilmesine de karar verdi.
ODATV DAVASININ GEÇMİŞİ
Dönemin Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 250. maddesiyle yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince hazırlanan iddianamede, Yalçın Küçük'ün ''silahlı örgüt kurmak ve yönetmek'', ''kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek'' gibi suçlardan 21 yıldan 43 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Soner Yalçın'ın 36, Ahmet Şık, Nedim Şener ve Hanefi Avcı'nın da 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, diğer sanıklara da benzer suçlara ilişkin 7,5 ile 23 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezaları verilmesi talep ediliyor.
Davanın sanıkları arasında yer alan Kaşif Kozinoğlu'nun tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevinde 12 Kasım 2011'de hayatını kaybetmesi nedeniyle hakkında dava düşürülmüştü. Davanın görülmesine özel yetkili mahkemelerin kapatılarak yerine Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesiyle görevli mahkemelerin açılması sonrası İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanmıştı.
Tutuklu sanıklardan Doğan Yurdakul 22 Şubat 2012'de, Nedim Şener, Ahmet Şık, Şait Çakır ve Coşkun Musluk 12 Mart 2012'de, Müyesser Yıldız 18 Haziran 2012'de, Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu 14 Eylül 2012'de, Soner Yalçın 27 Aralık 2012'de, eski emniyet müdürü Hanefi Avcı ile Prof. Dr. Yalçın Küçük de 12 Aralık 2013'de tahliye edilmişti.
6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Mahkemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile TMK'nın 10. maddesi uyarınca görevlendirilen ağır ceza mahkemeleri kaldırılmasının ardından dava, İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesince görülmeye başlanmıştı.
