Bi’ Karar Ver'de konuşan yazar Muhsin Kızılkaya, Bahçeli’nin İmrali heyeti ile yaptığı görüşmede kendi kitabından bahsedildiğini belirtti. Kızılkaya, “AK Parti’den aday olduğumda kitaplarım yayın evlerinde yasaklandı ama Bahçeli ile İmralı heyeti arasındaki görüşmede adımın geçmesi beni sevindirdi” dedi.Türkiye’de Kürtçe sorunu olduğunu söyleyen Kızılkaya, silah bırakma konusunda da “Kararı alacak olan Öcalan’dır. Kimsenin bu sözün üstüne bir söz söyleme yetkisi yok.Seküler bir tarikat bu” dedi.
UMUT TAŞTAN
KARAR TV ekranlarında yayınlanan Bi’ Karar Ver programında, gazeteci Yıldıray Oğur, ‘Bir Dil Niye Kanar’ kitabının yazarı Muhsin Kızılkaya ile siyasetin nabzını tuttu. KARAR TV’de konuşan yazar Muhsin Kızılkaya, Devlet Bahçeli’nin İmralı heyeti ile yaptığı görüşmede ‘Bir Dil Niye Kanar’ kitabından ilham alındığını belirtti.
Kızılkaya, “Oradaki görüşmede benim adımın geçmiş olması beni sevindirdi. Ben bu işte çok dayak yemiş biriyim. Kürdüm, seküler mahalleden geliyordum ve AK Parti’den milletvekili oldum. Dolayısıyla bizim mahallenin çocuğu nasıl başka mahalleye gider orada top oynar diye beni kovaladılar. Kitaplarım yayın evlerinden yasaklandı, eski dostlar ile ilişkilerim kesildi. Adımın gündeme gelmiş olması beni çok sevindirdi ama daha çok sevindiren bu meselenin bir suhuletle çözülebilecek olmasına dair inancımın artmış olması” ifadelerine yer verdi.
‘BAHÇELİ, ‘İLAHİ BİR GÜÇ’ TARAFINDAN SEÇİLMİŞTİR’
Yazar Kızılkaya, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarıyla İmralı görüşmelerinin başlamasını değerlendirdi. Kızılkaya, Bahçeli’nin ‘özel’ biri olduğunu belirterek “Devlet Bahçeli bana göre seçilmiş bir kişidir. Tolstoy’un deyimi ile söylüyorum, ilahi bir güç tarafından seçilmiş bir güçtür. Meselenin suhulete kavuşturulmasında görevlidir. Bu görevi devletten birisi vermiş değil içeriden gelmiş bir şey. 50 seneye yakındır bu silahlı mücadeleyi bitirmenin yollarını ararken bir kişinin çıkıp, bir kişiyle tokalaşmasıyla başlayan sürecin bu noktaya gelebileceğini Tolstoy 1857 yılında yazmıştır” dedi.
‘PKK, SEKÜLER BİR TARİKAT’
Bahçeli’nin ‘silah bırakma’ çağrısı hakkında konuşan Muhsin Kızılkaya, PKK’nın seküler bir tarikat olduğuna dikkat çekti. ‘Öcalan böyle bir karar alırsa kimsenin bu sözün üstüne bir söz söyleme yetkisi de cesareti de yoktur’ mesajını veren Kızılkaya şu ifadelerle sözlerini sonlandırdı:
“Kürtlerin silahla olan ilişkisi rasyonel bir ilişki değil. Kürtlerin derdi silah dışında başka bir araçla anlatılsa gerçekten birçok insan kalbinden vurulur. Çünkü gerçekten dertli ve mağdur bir toplum. O derdi anlatmanın yolu silah değildir. Silah, Kürtçe’nin yok olmasını getirdi ve Kürt milliyetçiliğini alevlendirdi. Öldürülen her Kürtçe kelime bir Kürt milliyetçisini yaratır ve bu Kürt milliyetçisi beş para etmez. Milliyetçilik ile kurtulmuş hiçbir toplum yok. Silahlar susmadan hiç kimse ile bir şey konuşmamak lazım.
Silah bırakma kararını alacak olan Abdullah Öcalan’dır. Öcalan böyle bir karar alırsa kimsenin bu sözün üstüne bir söz söyleme yetkisi de cesareti de yoktur. Seküler bir tarikat bu. Dolayısıyla en tepedeki kişi ne derse onun dediği olur. Ellerindeki silahlara, kendi iradeleri dışında hükmeden başka iradelerin varlığı ile benim kuşkularım var. Onlar silahı bırakmak istedikleri zaman, birileri ‘bırakmayın’ telkininde bulunur mutlaka”
‘KÜRT DEĞİL KÜRTÇE SORUNU VAR’
Türkiye’de Kürt değil Kürtçe sorunu olduğunu söyleyen Kızılkaya, bu sorunun çözümü için herhangi bir adım atılmadığını öne sürdü:
“’Bizi dövdüler, işkence yaptılar’ deniyor, bırak silahı kimse dövmesin. Bak mağdursun, 2 milyon insanı dil için Ankara’ya yürüt! Meclis’in önünde ‘benim dilim yasaklı, bu yasağı kaldırın’ de. Bununla ilgili bir şey yap ama yok, ‘kalkın arkadaşlar İmralı’ya yürüyeceğiz’ deniyor, aydınlar toplanıp bildiriler imzalanıyor. Türkiye’de Kürt sorunu değil Kürtçe sorunu var. Türkiye’deki Kürtler herhangi bir yere kaçmadı, kendi topraklarının içinde kalmak istedi. Irak’taki, Suriye’deki Kürtler bir şey olduğunda buraya kaçıyorlar. Biz hiçbir yere kaçmadık şimdiye kadar. Kürtçe, Kürtlerin kimliğidir ve orası baskı altındadır. Hepimiz sayesinde yok oldu”