Müzisyen bir Balkan ailesinden gelen Arif Şentürk, 30'lu yaşlarda TRT'de girdiği yarışmada söylediği Rumeli türküleriyle başarılı olarak adını duyurdu. Şarkıcı olmadan evvel çeşitli mesleklerle uğraşan ünlü türkücünün asıl mesleği berberlik olarak biliniyordu. İşte, Arif Şentürk biyografisi...
Rumeli türküsü denince akla ilk gelen isimlerden Arif Şentürk, kalp rahatsızlığı nedeniyle yoğun bakımda tedavi gördüğü hastanede 15 Şubat 2022 Salı günü 81 yaşında hayatını kaybetti. 2018 yılında bypass ameliyatı olan deneyimli şarkıcı, uzun bir aradan sonra 2021 yılında sahneye çıkmıştı.
Kişisel internet sitesindeki 13 Şubat 2022 tarihli yazısında, Arif Şentürk'ün yoğun bakımda olduğunu ve durumunun ağır olduğunu belirten şarkıcı ve yazar Onur Akay, "Arif ağabey, 2018 yılının Kasım ayında bypass ve mvr kapağı tamiri operasyonları geçirmişti. Uzun süre hastanede tedavi gören Şentürk, kendini tam anlamıyla toplayamamış ve sahnelere bir süre ara vermişti. Geçtiğimiz yıl Kasım ayında ise yine Rumeli türkülerinin tanınmış ismi Ramazan Günay’la el ele sahneye çıkmış ve Günay'ın sahnede kalp krizi geçirip vefat etmesi, Şentürk’ü derinden yaralamıştı. Ben kendisi ile telefonda konuştuğumda çok etkilendiğini söylemişti. Değerli sanatçımız için dualarınızı eksik etmeyin" ifadelerini kullanmıştı.
ARİF ŞENTÜRK'ÜN HAYAT HİKAYESİ
1941 yılında Kuzey Makedonya'nın Kumanova kentinde dünyaya geldi. Arif Şentürk, baba tarafından aslen Arnavuttur, anne tarafından Boşnaktır. 10 kardeşi vardır.
İlk öğrenimini Kuzey Makedonya'da okudu. 1956 yılında ailesiyle birlikte Kırklareli'ne göç etti. Daha sonra İstanbul'un Zeytinburnu ilçesine yerleşti.
Ekonomik zorluklar dolayısıyla 15-30 yaşlar arasında marangozluk, boksörlük, futbolculuk, hakemlik, berberlik gibi işlerle meşgul oldu. Son olarak Bakırköy ve Yeşilköy Halkevi Müzik Okulu'nda müzik eğitimleri aldı.
1974 yılında TRT radyosundaki Türk Halk Müziği Amatör Ses Yarışması anonsuyla yarışmaya katılmaya karar verdi. Harbiye'de bulunan Mesut Cemil Stüdyosu'nda düzenlenen yarışmada önce Anadolu türküleri okudu. Fakat zaten o dönemde birçok Anadolu türküsü olmasından dolayı tutmaz denilerek, "Sen Rumeli'den geldin, niye Rumeli türküleri okumuyorsun? Git biraz hava al gel onları oku" dendi. Sonrasında 'Vardar Ovası' ve 'Bulut Gelir Seher' türkülerini okuyan Arif Şentürk, Nida Tüfekçi'nin de desteğiyle Türk halk müziği dünyasına adım attı.
Rumeli türküleriyle adını duyuran Arif Şentürk, sanat hayatı boyunca birçok albüm yaptı. Müzik dışında dizi, sinema oyunculuğu ve film müzikleri de yapan birçok dizi ve filmde çeşitli rollerde boy gösterdi.
Arif Şentürk, 2018 yılında bypass kalp ameliyatı geçirdi. 15 Şubat 2022 Salı günü kalp rahatsızlığı dolayısıyla tedavi gördüğü hastanede 81 yaşında vefat etti.
ARİF ŞENTÜRK ALBÜMLERİ
1987 - Deryalar
1987 - Yemen
1990 - Nazikem
1995 - Rumeli Türküleri
1998 - Kına Havası
ARİF ŞENTÜRK DİZİLERİ VE FİLMLERİ
1985 - Soykırım
1987 - Umut Tüneli
1989 - Ramize
1993 - Yaşarken Öldüm
1994 - Beklenmeyen Misafir (Kadir)
1995 - Sıra Bende
1995 - Afilli Kemal (Şarkıcı)
1995 - Bir Rüya Gibi
1997 - Bitmeyen Bekleyiş (Arif)
1999 - Artık Dün Yok
2001 - Buruk Sevinçler Sokağı
2010 - Akasya Durağı
AMAN BRE DERYALAR TÜRKÜSÜNÜN HİKAYESİ
Yusuf ile Feride birbirlerini çok severler ve kendi aralarında nişanlanırlar. Ancak aileleri bir türlü evlenmelerine razı gelmez. Yusuf bir plan yapar. Arda Nehri’ni sevdiğiyle geçerek izlerini kaybettirip yeni bir hayat kuracaklardır. Bu durumu Feride'ye anlatır.
Birlikte bir gece kaçarlar. Kayıkla Arda Nehri'nden geçmek için dayılarının köyü Kırcaali’ye giderler. O gece orada geçirirler. Aynı yatakta yatarlar. Ama kızın babasının rızası olmadığından, nikah kıyılmadığı için birbirlerine dokunmazlar. Yusuf, belindeki kamayı ve boynundaki cevşeni (Üçgen şekilde muska) çıkarır yatağın ortasına koyar. Bak Feride: "Ben senden yana dönersem, Kur'an çarpsın, kılıç kessin. Sen benden yana dönersen kılıç kessin, Kur’an çarpsın" diyerek yemin edip uyurlar.
Sabahleyin saat sekiz suları erkenden, Arda Nehri'ne inerler. Arda boyunda bağlı duran kayığı bulurlar. Onunla karşıya geçmek isterler. Akşamdan yağan yağmur, Arda Nehri’nin sularını yükseltmiş ve sel yüksek dalgalar yaratmıştır. Feride, Yusuf'un kolundan tutarak: "Dalgalar çok yüksek bu kayık bizi karşıya geçirmez. Ne olursun dönelim geri" der.
Yusuf, "Geri dönersek vururlar bizi. Merak etme ben bu suları çok iyi bilirim" diye yanıtlar. Kayığa binerler. Azgın dalgalarla boğuşarak karşıya geçmeye çalışırlar. Güçlü bir dalga gelip, kayığı ikiye böler. Feride bir çığlık atar. Yusuf Feride'nin elini tutarken diğer eliyle, abasını ve su içinde kalınca ağırlaşan poturunu çıkarır. Büyük güçlükle azgın dalgalarla boğuşarak, Feride'yi Arda kenarına getirmeyi başarır. Ağaç dallarına tutunmasını ister. O arada güçlü bir dalga gelir. Yusuf'u alıp deryanın içine atar ve Yusuf gözden kaybolur. Feride arkasından bağırır: "Yusufummmm!.. Demedim mi sana kayığımız batacak."
Onun o sesine köylüler gelir. Feride iki elinin arasına aldığı başını sallayarak bu ağıtı söyler. Feride bir daha evlenmez. Genç kızların, aşıkların, sevgilerin, kavuşamayanların dert ablası olur. Bu ağıt zamanla "Deryalar" olarak bilinen meşhur Rumeli Türküsü olur. İnsanı kimi zaman uzaklara götürür; kimi zaman da uzun uzadıya bir iç çektirir ki; nehirler, deryalar, dağlar hürmet eyler.