Meclis Darbe Komisyonu 15 Temmuz’la ilgili taslak raporunu hazırladı. Taslakta, FETÖ liderinin isim ve doğum tarihi takıntılarına dikkat çekildi. Örgüt başının nüfus kayıtlarındaki ‘Fetullah’ ismi yerine ‘Allah’ın fethi’ anlamına gelen ‘Fethullah’ adını kullanmayı tercih ettiği belirtildi. Taslakta Gülen’in doğum tarihi olarak 1941 yerine 10 Kasım 1938’i seçtiğine de yer verildi.
EROL METİN
Resmi çalışmaları 4 Ocak 2017’de son bulacak olan Meclis FETÖ’nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun taslak raporu tamamlandı. 938 sayfalık taslak rapor, 3 temel bölümden oluşuyor. Örgüt lideri Gülen’in çocukluk ve gençlik yıllarının genişçe yer aldığı raporda, Gülen’in nüfus kayıtlarındaki ismimin “Fetullah” olduğu ancak Gülen ve militanlarının “Allah’ın fethi” anlamına gelen “Fethullah” ismini kullanmayı tercih ettiğine dikkat çekilerek, “Bu kullanımla daha en başından, örgüt liderinin isminden başlayarak, daha sonra büyüyecek ve önce Türkiye’ye ardından da tüm dünyaya yayılacak bir ‘Fetih’ hareketi için bu isim üzerinden bir manevi ve kutsal işaret, sırlı bir keramet ve kudsiyet algısı yaratılarak ‘dinî fenomenleşmenin’ hedeflendiği anlaşılmaktadır” denildi.
Örgütün sapkın ve manipülatif keramet ve kudsiyet algısının Gülen’in doğum tarihi üzerinden de kendini gösterdiğinin belirtildiği raporda, Gülen’in doğum yılı 1942 iken nüfus kayıtlarında 1941 olarak düzeltildiği, Gülen’in vaiz sıfatıyla memur olmaya yaşı yetmediği için doğum tarihini 1 yıl geriye çektirerek yaşını büyüttüğü anlatıldı. Örgüt içerisindeki yaygın kabule göre Gülen’in doğum tarihi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm tarihi olan 10 Kasım 1938 tarihi olduğu ve bu durumun “karanlık bir devrin kapanıp müjdelenen yeni ve aydınlık bir devrin başlaması” olarak yorumlandığının belirtildiği raporda, “Gülen’in kendini Mehdi olarak gördüğü ve Mustafa Kemal Atatürk’ü Deccal olarak kabul ettiği, tam da bu nedenle onun ölüm tarihini kendisine doğum tarihi olarak seçtiği örgüt içinde bilinmektedir. Mehdinin ahir zamanda zuhur edeceğine inanıldığı için, bu durum ‘Deccal öldü, Mehdi doğdu’ fikrine dayandırılmaktadır” ifadeleri kullanıldı.
FETÖ’nün yedi katlı piramit şeklinde örgütlendiğinin aktarıldığı raporda, kainat imamı inancı ve yedi katlı piramidal yapılanmanın İsmailiye mezhebi ve köken olarak Zerdüştlük dininden alındığını vurgulandı. İsmailiye’nin sofilerini yedi dereceye ayırdığının ve bu esasları aynen Fetullah Gülen’in de tatbik ettiğinin belirtildiği raporda, “Gök ve uzayla ilgilenen ve birçok okul veya şirket ismini buradan seçen örgüt, benzer bir yedi derece takıntısı ile hareket ederek, mensuplarını yedi tabakaya ayırmıştır” denildi.
7 GÜNDÜR PARALEL İTİRAFLARDA BULUNUYOR
FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 2. Dairesi Başkanı İbrahim Okur, ifadesi alınmak üzere yedinci kez Ankara Adliyesine götürüldü. Tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevi’nden jandarma eşliğinde adliyeye getirilen Okur, cumhuriyet savcılarına ifade verdi. Daha önce 6 gün boyunca soruşturmayı yürüten savcılara ifade veren Okur, bir günlük aranın ardından tekrar Ankara Adliyesine getirildi. İbrahim Okur’un avukatı Çağrı Çetin, müvekkili adına Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği dilekçede, itirafçıların yazılı ve görsel basında yer alan ifadelerinde Okur’a suç isnadında bulunduğunu belirtmişti. Okur, bu dilekçeden bir süre sonra tutuklu bulunduğu İstanbul’dan Ankara’ya nakledilmişti.