Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye'de siyasi çözüm olması halinde ordunun bölgeden ayrılacağını açıkladı. Çavuşoğlu, rejimin çözümden yana olmadığını da vurguladı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Terörizm, radikalleşme, eşitsizlik, dışlanma, ticari çatışmalar, zorunlu göç, insan kaynaklı krizler, çevresel sorunlar, iklim değişikliği barışçıl çağımızı tehdit ediyor. Dünyamızın ve insani medeniyetimizin bağışıklık sistemini de tahrip ediyor." dedi.
Resmi ziyaretler kapsamında Norveç'te bulunan Çavuşoğlu, Norveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsünde (NUPI) konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye ile Norveç'in istişare ve iş birliği geleneği bulunduğunu, ikili diplomatik ilişkilerin 1926'da kurulmasından bu yana gelişerek sürdüğünü, iki ülkenin de NATO'nun iki kanadındaki kritik partnerlerinden birisi olduğunu kaydetti.
Avrupa'nın istikrarı ve savunması için iki ülkenin on yıllardır birlik halinde görevlerini yerine getirdiğini ifade eden Çavuşoğlu, "İki ülke de (Norveç ve Türkiye) Avrupa Birliği dışında olsa da Avrupa'ya katkılarımız hayatidir." dedi.
Çavuşoğlu, "İlginç zamanlarda yaşıyor olabilirsin" anlamındaki Çin sözünü anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bazı ilginç zamanlar var ve bu zamanlarda dikkatli olmalıyız. Dünyanın bu çağı ve zamanında her bardak yarım doluysa yarım da boş. İnsanlığın çoğu için yaşam standartlarımızın hiç olmadığı kadar iyi olduğu bir gerçek. İstatistiksel olarak, tarihin hiçbir noktasında barış bu seviyede değildi.
Terörizm, radikalleşme, eşitsizlik, dışlanma, ticari çatışmalar, zorunlu göç, insan kaynaklı krizler, çevresel sorunlar, iklim değişikliği barışçıl çağımızı tehdit ediyor. Dünyamızın ve insani medeniyetimizin de bağışıklık sistemini de tahrip ediyor."
Öngörülemezlik ve güvensizliğin birçok konuda öne çıktığına işaret eden Çavuşoğlu, Akdeniz'deki mülteci botlarını, kutuplardaki eriyen buzulları, Suriye, Libya ve Yemen'deki savaşı ve Kabil, Christchurch, Oslo, Kolombo, El Paso'daki terör saldırılarını örnek olarak verebileceğini, bunların hepsinin emniyet ve refahın değerinin hafife alınamayacağını gösterdiğini belirtti.
Çavuşoğlu, Türkiye sınırlarının geniş ve hararetli coğrafyalarında iktidar boşluklarının vekalet çatışmalarına sebep olduğunu vurgulayarak, çatışmaların sebeplerinin bu sınır bölgelerinin dünya hidrokarbon rezervlerinin yüzde 70'ine sahip olmasının yanı sıra kötü yönetim ve krizler de olduğuna dikkati çekti.
Balkanlar'da istikrarsızlığın yaşandığına, AB'nin Brexit sürecinde belirsizlik, Atlantik'teki ilişkilerde çatlağın büyüdüğüne işaret eden Çavuşoğlu, tüm kıtada yabancı düşmanlığı, ırkçılık, fırsatçılık, İslam'a karşı nefretin yükseliş trendi gösterdiğini ve Avrupa kurumlarının ortak değerlerini tehlikeye attığını ifade etti.
- "Dünya 5'ten büyük"
Çavuşoğlu, tüm bunlara rağmen Türkiye'nin etkili çok taraflılık, ulus devletlerin bölgesel bütünlüğü, meşruiyet, hesap sorulabilirlik, demokrasi, kapsayıcılık, bağlantısallık, çatışmaların barışçıl önlenebilirliği, insanı merkeze alan politikalar çerçevesinde "Yurtta Barış Dünyada Barış" vizyonunu izlediğini söyledi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) sorunların merkezi haline dönüştüğünü belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin BM ve diğer uluslararası kuruluşlarda reformlar yapılması ihtiyacını vurguladığını dile getirdi.
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Dünya 5'ten büyüktür" sözünü anımsatarak, "BMGK, temsil edilebilirlik ve siyasi bağlılık konularında kendisini daha da ıslah edemezse, tüm itibarını kaybedecek. Uluslararası barış ve güvenlik gibi öncelikli sorumluluklarına dönüş sağlayamazsa, tüm BM sistemi bundan yara alacak." değerlendirmesinde bulundu.
Suriye istikrarı için Rusya ve İran ile oluşturulan Astana ve Soçi süreçlerine değinen Çavuşoğlu, Suriye rejimi ve destekçilerinin İdlib'deki sivilleri hedef alabilecek her türlü saldırılarını önleyebilmek için Türkiye'nin her türlü çabayı gösterdiğine dikkati çekti.
- "Türkiye, Suriye halkının talepleri çerçevesinde lider aktör"
Çavuşoğlu, uluslararası aktörlerin diplomasi yoluyla ortak noktada buluşturulduğunu belirterek, BM 2254 kararı çerçevesinde, Türkiye'nin Suriye'nin birliği, bölgesel bütünlüğü ve Suriye halkının talepleri çerçevesinde lider aktör olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin 4 milyondan fazla yerinden edilmiş insana sığınma imkanı sağladığını, Suriye iç savaşı ve bölgesel insani kriz sebebiyle bu sayının 3,6 milyonunun Suriye'den geldiğini dile getiren Çavuşoğlu, "Türkiye dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkedir." dedi.
Çavuşoğlu, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları vasıtasıyla Türkiye'nin bölgedeki terörist grupları da temizlediğini kaydederek, teröristlerden temizlenen bölgeye çok sayıda Suriyelinin geri döndüğü bilgisini paylaştı.
Irak ve Suriye'de 4 binden fazla DEAŞ mensubunun etkisiz hale getirildiğini belirten Çavuşoğlu, bölgede bu sorunlarla baş eden Türkiye'nin ayrıca, 15 Temmuz hain darbe girişimini yaşadığını ve devletin her organına sızmış olsa da Türkiye'nin FETÖ'yü mağlup ettiğini söyledi.
Çavuşoğlu, DEAŞ'ın Suriye ve Irak'taki kalıntılarının boşluğundan terör koridoru oluşturulmasının önüne Türkiye'nin geçtiğini vurgulayarak, "Her kimden ve her ne sebeple olursa olsun terörizm, insanlık karşıtı bir suçtur ve uluslararası mücadeleyle yenilebilir." dedi.
Rusya ve Türkiye ilişkilerinin karşılıklı saygıya dayandığına dikkati çeken Çavuşoğlu, "Ukrayna ve Gürcistan, bazen Libya ve Suriye'de görüş ayrılıklarımız olmasına rağmen biz iş birliği arayışlarımızı sürdürüyoruz. Bu yaklaşım da bölgenin, Suriye gibi, istikrarına farklı bir yaklaşım sunuyor." diye konuştu.