Darbe girişiminde başarısız olduklarını anlayınca dikkat çekmemek için ticari taksilerle işgal ettikleri Kara Kuvvetleri Komutanlığı Karargahı’nı terk eden FETÖ’cü askerleri araba sevdası yakalattı. Cuntacılar bıraktıkları şahsi araçlarını almak için kışlaya geri dönünce yakayı ele verdi.
ÖZEL HABER/ EROL METİN
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı karargahının FETÖ’cü askerlerce ele geçirilmesine ilişkin hazırlanan iddianamede tanık sıfatıyla ifadesine yer verilen Astsubay Cihan Alkan, 16 Temmuz sabahı saat 10:30-11:00 sularında karargahta bulunan rütbeli personele nereden geldiğini bilmediği bir haber geldiğini, darbeci komutanların bir anda ellerindeki silahları, hücum yeleklerini ve kompozit başlıkları sağa sola bırakarak nizamiyeden ayrılmaya başladığını söyledi. Alkan, sivil olarak kaçan darbecilerden birinin kendisine “Sen niye bekliyorsun? Birazdan polis gelecek kaç” dediğini anlattı. Alkan, sivil araç park yerine doğru giderek dinlenme banklarına oturan bir numaralı sanık eski Kara Kuvvetleri Kuvvet Geliştirme Daire Başkanı Tuğgeneral Erhan Caha ile diğer sanıklar eski Tuğgeneraller Adem Boduroğlu ve İbrahim Lütfi Nuhoğlu’nun da kendi aralarında “Ne yapalım, buradan nasıl çıkalım? Sivil araçla çıksak dikkat çekeriz. En iyisi taksiyle çıkalım” şeklinde konuşmalar yaptılarını ve tahminen saat 11:30-12:00 arasında ticari taksiye binerek bölgeden ayrıldıklarını aktardı.
Sabah taksiye binerken üzerinde sivil kıyafet bulunan Nuhoğlu’nun yaya olarak kışlaya giriş yaptığını belirten Alkan, saat 15:30 sıralarında sabah yüzünü gördüğü 2 şüpheli personelin Fiat Linea marka araçla giriş yerine gelip “İçeride arabamız kaldı, ona takviye yapacağız” dediklerini aktartı. Alkan “Şahısları şüpheye düşürmeyecek şekilde içeri aldım ve hemen Muhafız Tabur Komutanı Yarbay Mesut Burhan’a haber verdim. Burhan gelinceye kadar şahısların dışarıya çıkmasına izin vermedim. Şahsın Personel Binbaşı Uğur Bahtiyar olduğunu arabasında bulduğum personel giriş kartından öğrendim” dedi.
17 Temmuz’da saat 05:30 sularında yanında eşi ile kırmızı Chevrolet Kaios marka bir araçla gelen eski Yarbay Murat Yüksel’in de aynı şekilde ismini hatırlayamadığı birinin arabasını almaya geldiklerini söylediğini anlatan Alkan, şöyle devam etti: “Yarbay Murat Yüksel’den şüphelendim. Aynı şekilde aracı içeri aldım ve dışarı çıkmalarına izin vermedim. Yarbay Burhan’a durumu bildirdim. Bu esnada Yarbay Yüksel dışarı çıkmak için ısrar etmeye başladı. ‘Ben senin tayin subayınım. Başçavuşum kapıyı aç’ dedi. ‘Aldığım emir gereği sizi bırakamam’ dedim. Yanımıza gelen Yarbay Burhan’a durumu anlattım. Burhan, benim, Yarbay Murat Yüksel ve Uzman Çavuş Mehmet Erol’un yanında cep telefonundan ‘sayın savcım’ dediği bir kişiyle konuşmaya başladı ve telefonun hoparlörünü açarak şahsın isminin listede olduğunu ve ne yapmamız gerektiğini sordu. Savcı, kendisinin yakalama kararını çıkartmadığını, şahsı tutmanın doğru olmayacağını söyleyerek telefonu kapattı. Bunun üzerine şüpheli olan Yarbay Yüksel kışladan ayrıldı. Peki içeride elleri kelepçeli olarak 16 Temmuz saat 23:00’den beri bekleyen Astsubay Yunus Emre Çevik’i neden bırakmıyorsunuz’ dedim. Bunun üzerine Yarbay Mesut Burak ‘doğru söylüyorsun’ dedi.”
‘YARBAY ELİNDE TÜRK BAYRAĞI OLAN TEYZEYE ATEŞ ETTİ’
Darbe girişiminde, 4. Kolordu Komutanlığı’nda yaşanan olaylara ilişkin hazırlan iddianamede, 10 şüphelinin darbeye destek vermek için Çankırı’dan Ankara’ya doğru yola çıktıkları, darbe girişiminin başarısız olunca da döndüklerine yer verildi. Çankırı’ya dönen ekipteki eski Albay Yusuf Bayazıt’ın, Akıncı Üssü’ne helikopterle 37 bin 484 mermi gönderdiği belirtildi. Dosyada Ankara Emniyet Müdürlüğüne yapılan saldırıyı komuta eden Yarbay Ejder Yıldırım’ın, cuntacılara engel olmaya çalışan vatandaşlara ateş ettiği ortaya çıktı. Şüpheli er Şahin Kara, “Yıldırım’ın, elinde Türk bayrağı bulunan yaşlı bir teyzeye ateş ettiğini, teyzenin yere düştüğünü gördüm” dedi.
