Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti lideri Akşener, "Merkez Bankasına 'faizi indir' dediğinde ekonomideki faizler inmiyor Sayın Erdoğan. Bu iş o kadar kolay değil" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, devletin içine yuvalanmış, alçak bir güruhun 15 Temmuz 2016 yılındaki kalkışmasına tanık olduklarını söyledi.
Eli kanlı çetenin, Türk devletine meydan okuduğunu, Türk demokrasisini hedef aldığını ifade eden Akşener, demokrasi şehitlerine Allah'tan rahmet, gazilere acil şifa dileklerini iletti.
Türk milletinin devlet ve demokrasi geleneğinin 5 bin yaşında olduğunu, bugünkü kazanımların bu devasa tarihe ve kahramanlara borçlu olunduğunu ifade eden Akşener, "Allah hepsinden ayrı ayrı razı olsun. 'Bağımsızlık bizim karakterimizdir' diyen Mustafa Kemal'e selam olsun. Samsun'da, Sivas'ta, Erzurum'da, Sakarya'da, İnönü'de, Conkbayırı'nda destan yazan kahramanlarımıza selam olsun." diye konuştu.
Akşener, geçtiğimiz hafta birbiri ardına gelen şehit haberlerinin yürekleri dağladığını, bu acı yetmiyormuş gibi Tunceli Ovacık'ta teröristlerin döşediği mayının iki yavruyu aramızdan aldığını söyledi.
Allah'ın, Nupelda ve Ayaz adlı çocuklara kıyan alçakları Kahhar ismiyle kahretmesini dileyen Akşener, "Onlarla mücadele eden Mehmetçiklerimizi koru, onları muhafaza eyle. Nupelda, Ayaz'ım, cennetteki ağabeylerinize, ablalarınıza bizden de selam götürün. Sizi güzel bir Türkiye'de yaşatamadık, bizleri affedin." dedi.
'2001'DEKİ ŞARTLARI MUMLA ARIYORUZ'
Meral Akşener, ekonomide yaşanan gelişmelere de değinerek, devletin ayakta kalması için milletin her türlü fedakarlığı gösterdiğini, iktidarın geçim derdine düşmüş vatandaşa hala hikayeler anlattığını öne sürdü.
Dövizi ve faizin düşürüleceğinin söylendiğini ancak döviz ve faizin düşmemesi adına her şeyin yapıldığını iddia eden Akşener, şöyle konuştu:
"Biz, 'hazine ve maliyenin başından damadı al, yerine işi bilen, güven veren birisini getir' dedik. Sayın Erdoğan gitti, damadın etrafında güven veren kim kaldıysa onları temizledi. Biraz düşecek gibi oluyor, damat bir sunum yapıyor, gösterge yine yukarı dönüyor. Tam faizler biraz düşecek diye umuda kapılıyoruz, Merkez Bankası Başkanı'nı görevden alıyor, ekonomi tepetaklak. Bu iş bilmezliğin sonucunda Türkiye, 400 puanlık risk primiyle yatırım için en riskli 4. ülke haline geldi. 2001 krizi sonrasında Türkiye'nin IMF'den aldığı borcun faizi 3.74'tü. Türkiye, AK Parti'nin sözüm ona uçuran günlerinde en iyi ihtimalle bunun iki katı faizle borçlanabiliyor. 2001 yılındaki şartları bile mumla arıyoruz. Ne damatmış be kardeşim.
'FAİZLERİ İNDİR DEDİĞİNDE İNMİYOR'
Görüyoruz ki Sayın Erdoğan, Merkez Bankasının faizleri indirmesini isterken diğer yandan ihtiyat akçesinin daha fazlasını hazineye aktarmak istiyor. Uyarıyorum, bu işe yaramayacak, ters tepecektir. Merkez Bankasına 'faizleri indir' diye baskı yaptığınızda belki gecelik faizler düşer ama uzun dönemli faizler artar. Yatırımcı, bu keyfi uygulamaların ileride daha fazla risk ve enflasyon getireceğini gördü, geleceği olumsuz fiyatlamaya başladı. O yüzden Merkez Bankasına 'faizi indir' dediğinde ekonomideki faizler inmiyor Sayın Erdoğan. Bu iş o kadar kolay değil. Ekonomi, bilim, teknoloji dediğiniz alanlar dikte etmekle, biat etmekle toparlanmıyor. Akıl ve sağduyu gerektiriyor. Türk lirası değer kaybetmeye devam edecek, bu da yüksek olan enflasyonu yıl sonuna doğru daha da körükleyecek."
Faizlerin inmesi için faiz lobisine olan aşktan vazgeçilmesini isteyen Akşener, tasarrufu devlet ve milletin aynı anda yapması gerektiğini vurguladı. Akşener, şöyle devam etti:
"Millette tasarruf yapacak derman bırakılmadığına göre tasarrufa kamuda gideceksin ama gitmiyorsun. Çünkü en son gözünü Merkez Bankasının yedek akçesine diktin. 2019 yılı için hedeflediğin bütçe açığının yüzde 80'ine daha ilk 6 ayda ulaştın. Bu arkadaşların 'itibardan tasarruf olmaz' diye bir anlayışı var. Değişik bir psikoloji, bir felsefe: idiotloji... Önce bu felsefeyi bir kenara bırakacaksın Sayın Erdoğan. Artık millete masal anlatmaktan vazgeçin. Millet aç, aç. Har vurup harman savurmayı bırakın. Birkaç uçak satın, bakanlarınızı bir zahmet tarifeli uçakla uçurun. Ballı ihalelere son verin. Geçen yıl '300 bin liralık araçlara binmeyin' diyorduk, bugün o arabaların yerine bir milyon liralık arabalar alınıyor. Biraz tasarruf etseniz ölür müsünüz? "
DOĞU AKDENİZ'DEKİ SONDAJ ÇALIŞMALARI
Meral Akşener, Türkiye'nin, ekonominin yanında diplomatik sorunlarla da karşı karşıya olduğunu söyledi.
Doğu Akdeniz'deki sondaj çalışmalarında Türkiye'nin hakkı olduğunu ifade eden Akşener, ancak dün yapılan hataların görmezden gelinemeyeceğini belirtti.
2004 yılında Güney Kıbrıs Rum Kesimi AB'ye girerken Türkiye'nin veto hakkını kullanmadığını belirten Akşener, şunları kaydetti:
"Rahmetli Denktaş'a yaptıklarınızı unutmadık Sayın Erdoğan. Şimdi o Kıbrıs, Akdeniz'de karşınıza dikiliyor. İYİ Parti kurulduğundan beri Ege'de taviz vermeyin diye sizi uyardık. Adalarımızın işgaline sessiz kalırsanız, Ege'yi, Akdeniz'i toptan kaybederiz. Burnumuzun dibindeki adalarımızda Yunan askerleri mangal yellerken seyrettiniz, şimdi kafa tutuyorsunuz. Adasından vazgeçenin denizine sahip olması mümkün mü? Yaptırım kararı alan Avrupa'ya da bir çift sözümüz var; kendinizi medeniyetin, hakkın-hukukun beşiği ilan ederken Türk milletinin Ege'deki, Akdeniz'deki hakkına, hukukuna tecavüz edilmesine arka çıkmaya utanmıyor musunuz? Yunanistan ve Rum tarafının, evrensel hukuk normlarını çiğneyen şımarıklığına 'dur' demeniz gerekirken, bu konuda ihtiyatlı davrandığı için Türkiye'yi cezalandırmak istemeye utanmıyor musunuz?
İYİ Parti olarak bugüne kadar yaptığı yanlışları not ettiğimiz iktidarın bugünkü tavrının arkasında olduğumuzu buradan ilan ediyoruz. Ege bir Yunan denizi değildir, Akdeniz'in her metrekaresi Rumların kıta sahanlığında hiç değildir. Avrupa ve Yunanistan'ın bu cüreti karşısında iktidarın geç kaldığı bir adımı bir an önce ve tereddütsüz atmasını bekliyoruz. İşe, işgal altındaki adalarımızı geri almakla başlayın, şımarık Yunan askerlerinin mangal partilerine son verin."
ANKARA/AA