Ekonomide ‘icat çıkarmak’

Türkiye derin ve müzmin bir iktisadi krizden geçiyor, sorun sadece fiyat artışları değil. Fiyat artışlarına karşı faiz bir acı ilaçtır fakat bizdeki kriz zamanında çözülmediği için derinleşerek fiyat artışlarının ötesine geçmiştir. Artık faizi artırmakla çözme imkanı yoktur.

Bugünkü kriz 1979, 1994 ve 2001 krizlerimiz gibi yapısaldır. Hatta ekonomiye kaynak sağlamak açısından bugün krizimiz daha sıkıntılıdır; dış politikada ‘eksen kayması’ yüzünden.

Böyle bir ortamda hem anlık çözüm beklentileri hem kafa karışıklığı akıl almaz çözümler ‘icat’ ediyor: “Faiz sebeptir…” böyle bir icattı. Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan “bu benim tezim” diyerek, “faiz konusunda yalnız kaldım” diyerek durumu anlatıyor.

Kimseye inandırıcı gelmeyen böyle bir formül, güven yaratarak yatırım çekebilir mi?!

KAMULAŞTIRMA YANLIŞ

Bu durumda muhalefetin iktisadi görüşleri daha bir önem kazanıyor. Fakat CHP’nin ara sıra dile getirdiği, KOİ ile yapılmış yol ve tesisleri kamulaştırma düşüncesi 21. yüzyılda yanlış bir ‘icat’tır.

Milyarlarca dolar tutacak kamulaştırma bedellerini, eldeki tesisleri kamulaştırmak için harcamak yerine tarıma yatırıp üretimi arttırmak daha verimli olmaz mı? Kamulaştırma yerine, sözleşmeleri revize ederek maliyetini azaltmak, ekonomiyi canlandırarak da Hazine’nin geçiş garantilerini aşağıya çekmek daha ‘ekonomik’ olmaz mı?

Sayın Deniz Baykal da 1978 yılında merhum Ecevit hükümetindeki Enerji Bakanlığı sırasında madenlerin devletleştirilmesi için kanun çıkarmıştı… Sonra Ecevit de Baykal da devletleştirmeyi ağızlarına almadılar.
Bu fikirler “Atatürk Devletçiliği” anlayışından geliyor. 1930’ların yoksul köylü toplumunda devletçilik doğru bir fikirdi ancak Başbakan İnönü tarafından uygulanan devletçiliğin iktisadi ‘genişleme’ imkanlarını daralttığı yönünde sadece liberal iktisatçıların değil, Şevket Süreyya Aydemir’in de önemli ve haklı eleştirileri vardır.

Kaldı ki bir kavramın başına ‘Atatürk’ yazmakla o kavram ezeli ebedi bir doğru haline gelmez.
Erdoğan’ın “nass var, nass” demesinin “faiz sebeptir” diye uyguladığı politikaların yanlışını doğru kılmadığı gibi…

Çağımızdaki kriz ve kalkınma sorunlarına “kurallı piyasa ekonomisi” perspektifinden bakmalıyız.

BUGÜNKÜ KRİZ

Bugünkü krizin kapsamlı olmasının asli sebebi CB sisteminde kurumların ve makro dengelerin bozulmuş olmasıdır.

Saygın iktisatçılarımızdan, Prof. Osman Cevdet Akçay bakın ne diyor:

“Enflasyon dinamiklerinde benim daha önce görmediğim şiddette bir bozulma yaşanıyor… Bu enflasyonu kırmak oldukça zor, çünkü klasik talep ya da maliyet kaynaklı enflasyon gibi değil. Çok ciddi kredibilite, inandırıcılık ve yetki/vekalet algısı gerektiriyor. Ve bunlar gerekli ama yeterli değil; bunun yanında tasarımı doğru yapılmış, çıpa ve çıkış koşulları iyi tanımlanmış kapsamlı bir program gerekecek.” (serbestiyet.com, 8 Temmuz)

Evet, önceki krizlerimizden daha şiddetli… Kredibilitesi, inandırıcılığı çok ciddi bir ekonomi yönetimi lazım, fakat iktidar hem krizin bu derinliğini görmüyor, hem yapısal politikaları reddediyor…

MUHALEFETİN SORUMLULUĞU

İşte bu sebepten muhalefetin, “çok ciddi kredibilite, inandırıcılık” yaratacak, bunu sağlamak için de “çıpa ve çıkış koşulları iyi tanımlanmış kapsamlı bir program” ortaya koyması şarttır.

İster Cumhuriyet, ister İslam tarihi olsun, bugünle hiç alakası olmayan iktisadi politikalarla, ideolojik referanslarla rasyonel bir iktisadi reform programı yazılamaz.

Tarihimizde Turgut Özal’ın 24 Ocak 1980 kararları ile Kemal Derviş’in 14 Nisan 2001 kararları başarılı reform örnekleridir. O dönemlerde en saygın iktisatçılarımızdan merhum Prof. Merih Celasun ile merhum Prof. Oktay Yenal, tıpkı bugün Osman Cevdet Akçay’ın yazdığı gibi teşhişler koymuşlar, yapısal reformların şart olduğunu belirtmişlerdi.

Özal ve Derviş yapısal reformlarla Türkiye’yi krizden çıkarmışlardı: Yapısal reform yani kurumları ve kanunları iktisadi rasyonalizmin gereklerine göre düzenlemek ve liyakatli kadrolarla teçhiz etmek…
Bunun yarattığı inandırıcılıkla hem ucuz dış kaynak sağlamışlar hem yatırımları artırmışlardı.
Bugünün şartlarında bir yapısal reform programı ortaya koymak, muhalefetin en önemli sorumluluğudur.

YORUMLAR (86)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
86 Yorum