Karagözler tahtı Hacivatlara bırakırken
İnsanlar -sanılanın aksine- çoğu zaman akıllı/mantıklı kararlar veren yaratıklar değillerdir, hisleriyle, arzularıyla, içgüdüleriyle mantıksız adımlar atar, daha sonra akıllarıyla bu mantıksızlıklarına bir kılıf bulmaya çalışırlar diyor Pareto.
Vilfredo Federico Damaso Pareto (1848 - 1923) mühendislik eğitimi almış, fen bilimlerindeki düşünme yöntemlerini ekonomi ve sosyolojiye uyarlamaya çalışmış, önemli bir İtalyan düşünür.
Toplumu “mantıklı olmayan davranışların bir sentezi” olarak incelememiz gerektiğini ileri sürüyor.
Antik Yunan’dan, Roma’dan, Osmanlı’dan, diğer ülkelerden, dinlerden, kendi yaşadığı devirden örneklerle insanların ve toplumların, nasıl irrasyonel duygu, içgüdü ve heveslerinin peşinde sürüklendiklerini anlatıyor.
Pareto’nun diğer bir meşhur tezi de “Pareto prensibi” yahut “80/20 kanunu”.
Gelmiş geçmiş her toplumda, nüfusun %20’sini oluşturan “elitlerin”, toplam varlığın %80’ini kontrol ettiğini söylüyor.
Toplumların idaresini sürekli elinde tutan “elitleri”, tabiatlarına göre iki temel sınıfa ayırıyor: “aslanlar” ve “tilkiler”
Pareto’ya göre iktidar aslan karakterli seçkinler ile tilki karakterli seçkinler arasında el değiştirip duruyor.
Aslanlar sert, kuvvetli, irade sahibi, taviz vermekten hoşlanmayan, tüm gücü avucunda toplamak isteyen, fevri, hızlı karar alan, meseleleri kuvvet kullanarak çözmeyi tercih eden, şiddete başvurmakta tereddüt göstermeyen, sürekli birliğe vurgu yapan, çok seslilikten ve yabancıların fikirlerinden hazzetmeyen, muhafazakâr, geleneklere bağlı, popülist, aşırı milliyetçi, pragmatik, uzun vadeli ve derin düşünme/planlama becerileri zayıf, kandırılıp, tuzaklara kolayca düşürebilen tipler.
Tilkiler ise kurnaz, akıllı, mantıklı, plancı, hileci, sabırlı, meseleleri kuvvet yerine diplomasi ve ikna yöntemleri ile çözmeyi tercih eden, uzlaşma için taviz vermekten çekinmeyen, başkalarını zekice oyunlarıyla manipüle edebilen, kendilerine kurulan tuzakları sezip tedbirler alabilen, adem-i merkeziyetçi, çoğulcu, gelenekler karşısında şüpheci, beynelmilel fikirlere açık tipler.
Pareto’nun bu tipleri, bizim Karagöz ve Hacivat karakterlerimize tam cuk oturuyor.
Karagöz bir aslan.
Güçlü kuvvetli, saf, dobra. İçi dışı bir. Mert ve cesur. Öte yandan biraz da kalın kafalı ve patavatsız. Fevri, cahil ve kaba saba bir tip. Hacivat’ın söylediklerini ya anlamıyor, ya yanlış anlıyor. Sıkıştı mı zorbalığa başvuruyor. Sürekli kırmaktan, dövmekten bahsediyor. Kızdığında perdeyi yıkıp viran eylemekten çekinmiyor. Hile yapıyor ama hilesi çabuk açığa çıkıyor. Kolay aldatılıyor. Kafası ince işlere, uzun vadeli planlara, stratejilere basmıyor.
Hacivat ise tipik bir tilki.
Eğitimli, kültürlü, kibar. Güzel konuşan bir çelebi. Oldukça kurnaz, biraz da içten pazarlıklı. Bir çok konuda Karagöz’e akıl verecek kadar bilgi sahibi. Herkese nabzına göre şerbet vermeyi, çevresindekileri diplomatik yöntemlerle parmağında oynatmayı biliyor. Zihnen çok güçlü olsa da fiziken zayıf. Karagözden sık sık dayak yiyor ama bir punduna getirip incelikli oyunlarla intikamını almaktan da geri durmuyor. Lügat paralamayı seviyor. Bu yüzden Karagöz onun söylediklerini çoğu zaman anlamıyor.
Tüm dünyada aslanlar ve tilkiler, Karagözler ve Hacivatlar münavebeli olarak iktidar koltuğuna oturuyorlar.
Pareto buna seçkinlerin dolaşımı diyor.
Geçtiğimiz dönem Karagözlerin dönemiydi…
Donald Trump, Vladimir Putin, Nicolás Maduro, Theresa May gibi isimler, popülizm yaparak iktidara geldiler ve hem kendi halklarını, hem bütün dünyayı bütün meselenin bir güç yarışı olduğuna, kendilerinin de bu aslanlar liginde onlar adına mücadele verebilecek en doğru kişi olduklarına ikna etmeye çalıştılar.
Birer Hacivat olan Macron ve Biden’in, Karagöz tabiatlı rakipleri karşısındaki zaferleri, elitlerin nöbet değişim zamanının geldiğinin bir işaretiydi.
Son olarak diğer bir “tilki” olan Zelensky, “aslan” Putin’in nefesini kesmiş gibi görünüyor.
Karagözlerin devri şimdilik sona eriyor. İktidar koltuklarını teker teker Hacivatlara bırakıyorlar.
Bakalım Hacivatların devri ne kadar sürecek.