Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Başbakanı Merkel’in veda ziyaretinde, sözü koalisyon meselesine getirdi ama bilmem misafirini ikna edebildi mi? Koalisyondan, Türk tipi başkanlık sistemine geçtiği günden beri AK Parti kariyerinin ve yakın siyasi dönemin en kötü istatistiklerine -başkanlık döneminde- demir atan bir lider olarak; başkalarını iknaya çalışmak veya modeli övmek çabalarının faydası olur mu; bu da pek belirsiz. Mesela, hangi ülkeye tavsiye edilebilir bizim modelimiz? Kimin ilgisini çeker? Bizim sistemimiz sizinkini döver, dersek kimin gözü korkar?

Erdoğan, Almanya Şansölyesi’ne şöyle dedi:

“Belki koalisyon hükümetleri olmamış olsaydı Almanya, Türkiye ilişkileri çok daha farklı bir yere ulaşabilirdi, fakat koalisyon hükümetleri de tabii çalışmayı her zaman zorlaştırıyor. Geçmişte bizdeki koalisyon hükümetleri de çok çok başarısız olmuştur, hiçbir netice alamamıştır. Başkanlık sistemine geçmemizle birlikte biz bu koalisyonlardan kurtulduk ve yoğun bir çalışmanın içerisine girdik.”

Şansölye Merkel ise şöyle: “Koalisyon ortaklarımla çalışmaktan mutlu olmadığım anlaşılmasın. Alman hükümetlerinin özelliği budur, koalisyonlar bizim yapımıza uygundur. Biz bir başkanlık sistemi uygulamak istemiyoruz.”

Evet, Almanya’nın siyasi tabiatı ve iş yapma tarzı ve de demokrasi tecrübesi koalisyona yatkındır. Bu sayede de son derece başarılı bir ülke olmuşlardır. Rakamlar, sonuçlar ve ülkenin küresel prestiji ortadadır. Türkiye ise uzun yıllar tek başına AK Parti iktidarlarıyla yönetildikten sonra şimdi üçüncü yılın süren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi / Türk Tipi Başkanlık Modeli ile yoluna devam etmektedir. Bizim rakamlarımız, sonuçlarımız ve aynı liglerdeki itibarımız da ortadadır. Daha önemlisi, görünürde başkanlık sistemi olmakla birlikte gerçekte programı, protokolü belirsiz olan herkesin ayrı bir iktidar alanında hüküm sürdüğü bariz bir koalisyon döneminde olduğumuz da aşikardır. Başkanlı sistemi başarısızlık üretmiştir ve bu sistemi daha baştan uygulanması imkansız hale gelmiştir.

İki lider konuştuğu sırada, bir başka mekanda ülkenin hakim ve savcılar kurulu üyesi koalisyon iktidar ortağı partinin liderinin talimatıyla görevinden ayrılıyordu.

Başka bir yerde, gizli kapaklı işleri ayyuka çıkan vakıfların, derneklerin hikayesi yeri göğü inletiyordu.

Yine o sırada, Dolar 9,26’yı, enflasyon kimbilir yüzde kaçları bulmuştu ve ağır bir yoksulluk ülkeyi kuşatmıştı. Karar alma mekanizması ise gayet hızlı ve seri şekilde, tıkır tıkır işliyor ama hiçbir verimlilik üretemiyordu. Sorunlar karşısında çaresiz kalmıştı.

Türkiye’nin başkanlık macerası açıkça, bu ülkenin koalisyon olgunluğuna kavuşması gerektiği herkese gösterdi. Dramatik şekilde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok arzuladığı bu model tam tersi bir sonucun pahalı bir tecrübesi olmaktan öteye geçemedi.

Ahmet Güneştekin'in güçlü hafızası

Diyarbakır’da güzel bir havada, güzel bir iş için bir araya toplanan insanlar, Türkiye’nin büyük bir sanatçısının cesur ve yenilikçi sanatına tanıklık ettiler. Büyük ressamlarımızdan Ahmet Güneştekin’in Hafıza Odası, en çok yakışan şehirde ve en çok yakışan mekanda sergilenmeye başladı. Güneştekin’in resimleri, heykelleri ve takipçileri tarafından iyi bilinen tarzıyla birçok şaşırtıcı modern sanat eseri Diyarbakır Keçi Burcu’nda Aralık ayının sonuna kadar sergilenecek.

Önceki akşam açılışı vardı ve HDP Genel Başkanı Mithat Sancar ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yanısıra birçok davetli sanatçı, gazeteci ve sivil toplum temsilcisi oradaydı. Sergiyi merakla ve heyecanla bekleyen Diyarbakırlılar oradaydı ki bu daha değerlidir.

Güneştekin her zihinde ayrı bir hikayenin silüetini oluşturmayı başaran eserlere imza atıyor. Acılı, kavgalı, hüzünlü ve heyecanlı bir hafızadan herkese pay çıkarmayı biliyor. Herkesi, kendi sanatının atına bindirip o tarihin içinde dolaştırmayı seviyor. Hafıza Odası, sadece renklerin, gölgelerin ve seslerin mekanı değil, bu yolculuğu isteyenler için de mükemmel bir yakın tarih gezi rehberidir…

Ahmet Güneştekin’in hafızası refakatinde bir yola çıkıyorsunuz ve her durakta önünüze, “Bu ülke başka türlü olabilirdi” dedirten bir hikayenin gölgesi denk geliyor. Fırsatı olanlar bu yolculuğu kaçırmasın ve şimdi daha da güzel bir şehir olan Diyarbakır’ın görmek için fırsat arayanlar hiç beklemesin… Sanatın, insanın, tarihin ve hafızayı güçlendirmenin zamanıdır.

Güneştekin’e selam olsun... Diyarbakır Ticaret Odası Başkanı Mehmet Kaya, yardımcısı Fadıl Oğurlu ve Pilevneli Galeri Murat Pilevneli, bu harika işleri bir araya getiren çabaları için büyük bir teşekkürü hak ediyor.