Adamımdı yine adamım

Adamım beni görünce paltosunun yakasını kaldırıyordu. Sebebini sorduğumda “Paltomun yakalarının alt kısımları seni görsün diye” dedi. Ötesini soramadım.

Ona bir gün “Bir az mı daha az, yoksa iki az mı daha az” diye sorma gafletinde bulundum. “Genel varlık içinde hepimiz daha azız” dedi.

“Benimle nereye kadar yürüyebilirsin?” diye sormuştu bir gün. Hâlâ yürüyoruz.

Değnekçilik de yapan alkolik bir adama, bir akşam arabaya binerken cebindeki bütün bozuklukları vermiş, fakat alkolik adam bu bir avuç küçük paraya bakıp “Sen al bunları, bende ağırlık yapıyor” diye iade edince cebinden bir banknot çıkarıp vermişti.

Bir gün bir Bursa’da lokantadan çıkıyorduk. Garsona dedi ki “Sen de gel, ben patronundan izin aldım.” Garson şaşkınlıkla bizimle gelmiş ve arabaya binerken “İster bizimle kahve içmeye gel, ister gez dolaş dinlen, sen bilirsin” demişti. Garson bizimle gelmeyi tercih etmişti. Şimdi ne yapıyor bilemem.

Soğuk ve karlı bir havada sırtındaki montu çıkartıp üşüyen bir adama vermişti.

Adamımdı kuşkusuz. Bu dünya için bir şey yapmıyor gibiydi ama yaptıkları bu dünyanın ve gönlümün içinde yankılanmayı sürdürüyor.

Bir gün beş kilo ciğerle geldi. Altı câmi dolaşmış ve bölgede galiba aç kedi bırakmamıştık.

Herkese, tanımadığı kimseler olsa bile yardım ediyordu. Oğlu bir gün çok şaşırmış ve sormuş: “Baba sen ne yapıyorsun?” Şöyle cevap vermiş oğluna: “Oğlum biz bu parayı dağıtmasak yiyecek ekmek bulamayız…”

Çayın harareti aldığına hiç inanmadı.

Acıyı sınırsız olarak yer ve yaşardı.

Bir akşam “Yakupoğlu’nun çizdiği Kütahya’yı görmeye gidiyorum” diye gitmiş ve yirmi gün sonra gelmişti. Mutluydu.

Arabasında yaklaşık elli kitapla dolaşır, hepsini birden okuduğunu söylerdi.

Çayhane, kahvehane görünce dayanamaz hemen istirahat molası verip birkaç bardak çay yuvarlardı.

Onu en son Hocanın cenazesinde gördüm. Kederliydi. Ellerini cebinde sımsıkı tutuyor, sanki ceplerinde kuş varmış da kaçacakmış gibi bir rikkat içinde duruyordu.

Gözgöze geldik. Aynı anda gelmemiş gibi yaptık.

Adamımdı işte.

HOCAMIZIN ARDINDAN

Bir kitap okudu ve zihniyetimizi değiştirdi!

Nilüfer Kuyaş’ın nefis türkçesi ile çevirdiği Thomas Kuhn’un “Bilimsel devrimlerin yapısı “ adlı ‘ 1982 yılinda orta hacimli bir dergi görünümündeki sarı kapaklı eserindeki “ paradigma “ kavramı ; üstenci, kibirli ; küstah pozitivist yaklaşıma karşı; geleneğimizi; kültürümüzü; uygarligimizi -yani ki kimliğimizi- savunabileceğimiz; her fikirin; her zevkin; her yorumun kıymeti haritasını ölçülediğimiz bir mihenk taşı olarak eserlerinin “logos”u; arkadaşlığımızın” pathos’u akademik hayatının da ethos’u oldu..

O artık, şimdiden öte çalışkanlığı; hüzünlü bakışları ve paradigma yayınevince kazandırdığı eserleriyle “yaşayan “mitos”umuz... Turan Bozkurt

SOKAK ÇOCUKLARI VE SOKAK BÜYÜKLERİ

Bir çocuğun evinin pencerelerinden neleri görebileceğini hiç kimse bilmez. Bir yetişkinle, bir çocuğun seyrettiği yağmur aynı yağmur değildir çünkü. Çocuk yağmuru seyrederken şemsiyeyi düşünmez. Annesinin bir gün önce sildiği camlarda yarış yapan damlaların heyecanına bırakır kendini. Su birikintilerine çıplak ayakla girme düşleri kurar. Yağmur şiddetlendikçe sevinir. Seli değil, kağıttan kayıklarını yüzdüreçek dereleri düşünür. Oluşmasıyla patlayıp sönmesi bir olan su kabarcıklarını izlemek, sofraya oturup yemek yemekten daha tatlıdır. Bu yüzden annesine defalarca “Geliyorum” diyerek, camın önünde kalmayı başarır.

(…) Ey çocukluklarının üzerine demir kapılar örtüp, üst üste kilitler vuran, bir daha uğramayı akıllarına bile getirmedikleri o loş ve rutubetli mahzenlerin yerini kendilerinden bile saklayan büyükler! Sokaklarda gözü bantlı dolaşan çocukların yanlarından geçerken bir cümle kurmanızı isteseler, ne söylerdiniz! Madem ki söz büyüğün ve bir sokak büyüğüsünüz siz, gözlerinde siyah bantlarla köprü kenarlarında ateş yakan çocuklara söyleyecek bir cümleniz olmalı. (…) Ali Ural-Bisiklet Dersleri- Şule Yayınları.

18-01/06/asdasdasdasd.png

ANONS

Haydi hayırlısı bakalım. Yanlışlıkla büyüyen çocuklar için çıktı. Allah mahcup etmesin.

YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum