Gazi ülkemin gazi şehri

Başımız sağolsun... Ölenler için Allah’tan rahmet ve yakınları için sabır diliyorum. O sabrı bir de bunca saldırıya rağmen sağduyusunu kaybetmeyen halkımız için istiyorum.

Gazi ülkem ve bizler son bir yıldır nasıl bir badireden geçtik farkında mıyız? Başka ülkelerin yıllar boyunca yaşadığı olayları ve acıları bizler nerdeyse bir yılda yaşadık. Bu arada yaşamaya ve hayata tutunmaya devam ettik. Tutunduğumuz gibi birbirimizi sarmayı ve hatalarımızı söylemeyi de öğrendik. Başkalarının saldırıları ile dağılmamızı bekleyenlere inat daha fazla birbirimize sarıldık.

Bir öldük bin kişi olarak geri döndük. Bugün de milyonlar olarak dönmeye devam edeceğiz.

Çok güzel bir söz vardır. “Gönüllü olanlar var mı? diye sorulduğunda eğer sağındaki ve solundakine ‘çıkıyor mu’ diye bakmadan bir adım öne atabiliyorsanız siz yenilmezsiniz” derler. Bugün milyonların o soruyu bile beklemeden bir adım öne atılacağı gündür.

Gazi ülkemin Gaziantep’ine sarılacağı gündür.

***

Şimdi gelelim bu saldırıları yapan hainlere… Aylardan beri ben ve bir çok kişi büyük oyunu anlatmaya çalışıyoruz. Biz böyle söyleyince, ‘anlatmaya çalışıyorsunuz da bir şey değişiyor mu?’ diye soranlar da oluyor. O kadar çok şey değişiyor ki inanamazsınız.

Bu hainler de biliyor bizi öldürerek teslim alamayacaklarını. İstedikleri birbirimize düşmemizi sağlamak, ölümlerin önüne sıfatlar eklenmesine yol açmak, acılarımızı bile ayrıştırmak. İşte bizler burada devreye girmeye çalışıyoruz. Uyarımızı kriminal anlamdan öteye taşıyarak duygusal kopuşlara ve birlik beraberlik üzerine yoğunlaştırmaya uğraşıyoruz.

Olay olmadan önce büyük oyunu elimizden geldiğince yazmaya da çalışıyoruz. Aylar öncesinden “Fırat’ın batısı neden çocuklarımız için önemli” diye bir yazı yazmıştım. Orada ülkemizin güvenliğinin neden Suriye’den geçtiğini anlatmaya çalışmıştım. Herkesin kendisine göre bir üslubu var. Benim üslubum da güvenlik güçlerine ne yapacaklarını söylemek değil. ‘Ben olsaydım yapardım’ gibi büyük laflar etmek de değil. Bize düşen siyaseti uyarmak ve halkı bilgilendirmek. Bunun için de tedbir alınmasına fırsat vermek adına aylar öncesinden yazılar yazmak.

Bahsettiğim yazımın içinde “herkesin ilgilendiği ama bizim yüz vermediğimiz toprakların önümüzdeki dönemin anahtarı ve yaşam kilidi olduğu geç anlaşılacak ama o zaman da yeni Lawrence’ların hikayesini yazacağız” demiştim. İşte şimdi anlamaya başlıyoruz. İnşallah bu idrak hem ülke içinde bir birlik beraberliğe hem de Suriye politikasında aktif rol oynamaya yol açar. Çünkü buradan içimize kapanıp olaylara sırtımızı dönerek çıkmamız mümkün görülmüyor. Büyük devlet olmak işte burada devreye giriyor. Sana oyun kurmaya çalışanlara, oyun kurduğunu zannettirip yenebiliyorsan orada işlem kapanmıştır.

***

Türkiye oyun kuranlara oyun kurma kabiliyetine ve gücüne sahip bir ülkedir. Yeter ki halkına doğruyu anlatıp yardım istemeyi bilsin. Yakın ve uzak tarihimiz bunun örnekleriyle doludur. Onlar bizim çıkış yolumuzdaki ışığımız olacaktır. Billbord’lara yazmak yerine yüreğimize ve aklımıza yazacağımız bir felsefeye ihtiyacımız olacaktır.

Ben bu ülkeyi bana ekmek ve hayat imkanları verdiği için sevmedim. Yalnızca atalarımın emaneti ve çocuklarıma teslim edeceğim için de sahiplenmedim. Dört mevsimi yaşayabildiğim için de beğenmedim. Ben bu ülkeyi karşılıksız sevdim. İçindeki hiçbir şeye ad koymadan yalnızca ruhunu sevdim. O nedenle hainlere tek bir şey söylüyorum. Ruhumu elimden alamayacağınız gibi karşılıksız bir sevgiyi de elimizden alamayacaksınız.

Biz sevdikçe var olacağız.

YORUMLAR (15)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
15 Yorum