Lebâleb
Lebâleb” “Leb” dudak demek Farsça’da… Lebâleb ise dudaktan dudağa anlamına geliyor. Türkçede “Ağzına kadar dolu” ifadesinin eski dildeki, Osmanlıca’daki şekli. Nerden çıktı lebâleb?
Bir haber var şimdilerde haber bültenlerinde dönen: Yönetim 11 tane cezaevi daha yaptırmaya karar vermiş…
Mevcutlar “lebâleb” dolu olduğu için…
Son günlerde hep göz altıları ve tutuklamaları konuşuyoruz ya…
“Size de çıkabilir” diye bir reklam sözcüğü vardı hani… Bir umut pazarlaması idi. Şimdilerde risk uyarısı haline geldi. Kim bilir belki de herhangi bir arkeolojik kazıda arşivlerde bir tweetinize rastlanır, iltisak (bağlantı) üretilir, şafak vakti kapınız çalınabilir.
Bakıyorum, sokak röportajlarında mikrofon uzatılan sade vatandaşlar, elleriyle dudaklarına fermuar işareti yapıyorlar. Bu, “nemelâzım arkadaş” demek. “Başıma iş açmayayım” demek.
Göz altı ve cezaevi susturmak içinse insanları, evet işte dört duvar arasına girmeden de insanlar ağızlarına fermuar çekiyorlar. Ne yaptık, sokakları cezaevine mi döndürdük?
Hani kara bulutlar çöker de “Hava karardı” deriz. Bulutlar iner, iner, iner yer yüzüne doğru… Bu karaltı şimdi boşalacak üzerimize… Öyle bir iklimi yaşıyor insanlar…
Bir yandan dertleri, bunalmışlıkları, feryat ederek boşalma tıkanmışlıkları… Bir yandan da fermuar çekme zorunluluğu…
“15 yaşında bir çocuk hakaretten tutuklandı” haberi söz gelimi… Çocuk ne, hakaret ne, tutuklanma ne?
Bir devlet yöneticisine hakaret neden 15 yaşındaki çocukların dünyasına ne girer ki?
Ya da 70 yaşındaki emekli vatandaş sokak röportajında duygu boşalması sebebiyle üç – beş kelime söylediği için önce Emniyet’e ardından Silivri’ye götürülür mü?
Cezaevleri “lebâleb” dolu, sokaklarda da açık cezaevi iklimi yaşanıyor. Herkesin ayağında ya da dudaklarında elektronik kelepçe… Adaleti araya araya buraya mı geldi bu memleket?
Ben bu soruları kime sormalıyım?
Kimi ilgilendirmeli bunlar?
İktidarın hukukçuları vardı… Abdülhamit Gül söz gelimi… Bilmem kaçıncı reform paketini hazırlayan bakandı… Bülent Arınç söz gelimi. Cemil Çiçek söz gelimi… Hayati Yazıcı söz gelimi… Bunların her biri hukuk hassasiyeti olan insanlar… Öyle düşünürüm…. Ne diyorlar bu gidişe? Bu gidişin dünyada Türkiye’yi getirdiği lige ne diyorlar?
Bir “Lekelenmeme hakkı” vardı bir zamanlar yargı reformları içinde zikredilen… Bu iktidar getirmişti bu hassasiyeti… “Reform”a ihtiyaç duyuluyordu, reformlara… Dünya standartlarına yetişecektik…
“Lekelenmeme hakkı masumiyet karinesinin bir yansıması olup devletin yargı eliyle bireylerin kişisel ve toplumsal anlamda telafisi imkânsız zararlara uğramasını engelleyen bir ilkedir. Suç işlememiş insanları soruşturma veya kovuşturmanın bir süjesi haline getirmek lekelenmeme hakkının ihlali olup görevi kötüye kullanma suçunu oluşturmaktadır.”
Hani nerede “Lekelenmeme hakkı” nerede “Masumiyet karinesi”?
“Adalete güven yerlerde sürünüyor” cümlesi halkın değerlendirmesini yansıtır hale gelmişse, Türkiye dünya sıralamasında ihlâlde üst sıralarda, hukukta diplerde sıralanır durumda ise, feryadı sadece muhalefet mi seslendirmeli, iktidar cenahında birileri “Biz nereye gidiyoruz?” sorusunu sormalı değil mi?
“Lekelenmeme hakkı” yerine “suç üretimi” yapılan bir iklim… Şu suçlamayla gözaltına alıp, şu iltisakla cezaevine göndermek… Tam bir karambol… Tam bir öngörülemezlik… Yani hukuk alanının keyfiliğe yönelişi… “Mimleme…”
Sonra sembol kişilikler… “Tabii hakim” yerine “Bu işi en iyi kim yapar?” arayışı…
Şu davada kurtarıcı kadrolar şu davada mahkûm edici kadrolar…
“Avukat tutma……….”
Yukarda iktidar çevresindeki hukukçu isimleri saydım. Onlara “Bu böyle mi gidecek?” diye sormak isterim. Yani “Siz vardınız ve bunlar bunlar oldu, ne yaptınız?” diye sorulduğunda ne diyecekler? “Gücümüz yetmedi, zayıf düşürülmüştük…” cevabı yetmiyor kimi ortamlarda…
Bu gidişle 11 cezaevi yeter mi, sorusunu sorup bitireyim mi yazıyı?
Yoksa en üstteki yetkililere “Ülkenin nereye doğru gittiğini gerçekten okuyabiliyor musunuz yoksa sizleri de mi aştı ürettiğiniz yapı?” diye sorayım mı?
![İbrahim Kiras](https://cdn.karar.com/author/22_s.jpg)
![Taha Akyol](https://cdn.karar.com/author/86_s.jpg)
![Ahmet Taşgetiren](https://cdn.karar.com/author/83_s.jpg)
![Fehmi Koru](https://cdn.karar.com/author/333_s.jpg)
![Elif Çakır](https://cdn.karar.com/author/6_s.jpg)
![Akif Beki](https://cdn.karar.com/author/69_s.jpg)
![Mehmet Ali Verçin](https://cdn.karar.com/author/91_s.jpg)
![Ulvi Saran](https://cdn.karar.com/author/348_s.jpg)
![Ömer Erdem](https://cdn.karar.com/author/64_s.jpg)
![Bülent Tuncay](https://cdn.karar.com/author/21_s.jpg)
![Veysel Taşkın](https://cdn.karar.com/author/264_s.jpg)
![Yıldıray Oğur](https://cdn.karar.com/author/68_s.jpg)
![Mustafa Karaalioğlu](https://cdn.karar.com/author/1_s.jpg)
![Mehmet Ocaktan](https://cdn.karar.com/author/2_s.jpg)
![Yusuf Ziya Cömert](https://cdn.karar.com/author/3_s.jpg)
Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur. Sonra yardım da göremezsiniz. HUD 113
Yanıtla (0) (0)Yıl 2002 RTE diyor ki ,
Yanıtla (0) (0)'vatandaşlar meydanda açız diye bağırıyorsa , kirayı , elektiriği ,suyu ödeyemiyorsa ,% 25 açlık sınırını altındaysa bu hale mevcut hükümet getirmiştir.
bu gerçekten doğruydu ama kendisi bunları çok daha kötüye taşıyarak ; açlık sınırı %25 den daha fazla yukarıya çıkmış.
Şimşek ,dünkü açıklamasında diyor ki eskiden emekliler 66 tl maaş alıyorlardı , biz 14,5 bine çıkardık . eskiden mum yoktu diyen le aynı masadalar.
Yanıtla (0) (0)bunlar, bu ülkede mi yaşıyorlar ...kira 15 bin .
saray temizliğine 104 milyon ödeyen ülke ...
Yanıtla (0) (0)öğrenci velisinden çamaşır suyu istiyor. hamdolsun.
bir ülkenin en büyük yapıları cezaevi ve hastanelerse o ülkede her şey bitmiştir.
Yanıtla (0) (0)cezaevi= baskı ,adaletsizlik , ifade özgürlüğü....
hastane=eğitimsizlik , fukaralık, fakirlik....
Reis diyor ki:
Yanıtla (0) (0)biz adımlarımızı hesaplayarak atıyoruz.
dün ne demişse bu gün tam tersi olmuş her açılan kapıya içeriye bakıldığında.
İktidarın eski vekili bir tv kanalında bir söz söylüyor , ne sattığını biliyor , karşılığını da bir başka tv kanalın da bir emekli askeri rütbeliden alıyor . zaten istediği o, iktidar cephesinin , ayakta kalmalarının en önemli sebeplerden biride bu..
Yanıtla (0) (0)EN AM 108,
biliyor vekil, bilerek yapıyorlar. milletin can damarını iyi tespit etmişler.
Mevcut hükümete 22 yıl yetmemiş halen borcu ödemek için daha fazla borçlanarak ve daha fazla vergi toplayarak açığı kapatmaya çalışıyor . yolları yanlış hiçbir şeyi düzeltemezler , eski defterleri karıştırarak günü kurtarmaya çalışıyorlar.
Yanıtla (0) (0)İki gün iki harika makale . Elinize kaleminize sağlık.
Yanıtla (0) (0)Gidişat kötü gerçekten.düşünenler için troller ancak paçaları tutuşunca tam idrak edecekler ama iş işten geçince.
Yanıtla (0) (1)Cezaevleri lebaleb dolu, türkiye bir hukuk devletidir. 200 bilmem nekadar suçu olan suç makinesi serbest bırakıldı, Türkiye bir hukuk devletidir. CB eleştiren onbinlerce kişi ye dava açıldı, Türkiye bir hukuk devletidir. Adalet saraylarında milyonlarca dava dosyası yıllarca sonuçlanmayı bekliyor. Sağ. Sultan duymuyor maalesef. 12 milyon kusur insan devletin verdiği sadaka ile geçiniyor. Türkiye bir hukuk devletimiymiş
Yanıtla (0) (0)Cevremizde ki putlara ibrahim olmak güzel..Fakat,,asıl yiğitlik kendi putlarına ibrahim olabilmek..!..
Yanıtla (0) (0)Ne o taşgetiren, taşları eteğine toplamış bir bir atıp kafa göz yarıyorsun. Saf değiştirip mama kesilince baş göz yarmak ne kadar kolay oldu. Haydee anca gider..
Yanıtla (0) (6)Seviyeye bakar mısınız? Kişi kendinden bilirmiş, yani kendisini anlatmış. Demek herseyini mamaya göre belirliyor.
Yanıtla (2) (0)Gücü ve etkisi varken hiç bir şey demeye diyemeyen o saydığınız isimler mevcut durumdan memnun değillerse seslerini çıkarmalar çıkarmıyorlar ortaktırlar mevcut duruma. CÇ dünyanın en tatlı su politikacisidir hala onun bir şey demesini, yanlışa yanlış demesini beklemek abesle iştigal.
Yanıtla (0) (0)Şimdiye kadar sizin yazilarinizda (azıcıkta olsa nalına mıhına dokunarak) benim denk geldiğim güzel bir konuya açıklık getirmissiniz, işte basının yapması gereken haddim olmayarak yazayım tam da bu.
Yanıtla (3) (0)Daha nasıl yazsın adam? "Azıcık da olsa"ymış..
Yanıtla (0) (0)Eğer maocunun sesi çıkmıyorsa bütün bu adaletsizlikler den memnundur istediği gibi bir rejim inşa ettiler Allah kahrü perişan etsin zalimleri.
Yanıtla (6) (0)Arkadaşlar birgün cb bb olursam hatta muhtar olursam şiddet olmadığı müddetçe bana sovebilirsiniz hakaret edebilirsiniz içiniz gönlünüz rahat olsun. Asıl olan sizsiniz bunu bilin istedim
Yanıtla (2) (0)Arkadaş en kotu şey hirsizliktir. Bir kisiyi öldürerek hayatını çalarsın bir kişiyi haksız yere hapse atarak özgürlüğünü çalarsin. Onun için yönetici olan hakarete de sovguye de elestiriyede katlanacak. Kimse kusura bakmasın halk esastır cb bb mv müd değil
Yanıtla (1) (0)Bence her binanın kapısına bi gardiyan diksinler olsun bitsin.
Yanıtla (1) (0)Bazen İktidarı bende eleştiriyorum ama bunda bir usül, bir öiçü, bir sınır olmalı değil mi. Şimdi sn. Özel C. Başkanı olsa, bende kendisine haddi aşan bir söz söylesem, sn. Özel de benden davacı olduğunda, gözaltına alınıp tutuklansam, aynı cümleler kurul mayacak mı,bu durumda hata bende mi, sn. Ö. Özelde mi? Sn. Özel muhalif olan bana veya başkasına baskı kurmuş mu olacak.Elbette hayır. Kim olursa olsun önce saygı, sonra ölçülü söz gerek.
Yanıtla (12) (118)Tuzcu'ya; Bazen eleştirmekle çok zahmet etmişsiniz. Eleştiri ve hakaretin ayrımını bilmeyen var mı? Galiba eleştri yerine sürekli hakaret edenlere hiç şahit olmamışsınız galiba.
Yanıtla (41) (3)Onuncu köy den, Dokuzuncu köye:
Yanıtla (5) (15)Siyaset sahnesinde hakaret dünde vardı bugünde var, benim oy verdiğim hakaret ederse sorun yok, sizin oy verdiğiniz hakaret ederse sorun var veya tersi, bu doğru değil. saygılı olsaydık, hakaret yapmazdık.
Sanırım sizin pençereden bakınca sürekli hakaret gözüküyor, bu bakış açınız hamasetten kaynaklanıyor olabilir mi, Sn. Özgür özeli veya chp yi siyaten sevmediğim için her söyleyişini hakaret olarak mı görelim. At gözlüğünü çıkarıp, hamasetten arınmış bir düşünce ile değerlendirmek gerekmez mi? Hem siz, hemde benim açımdan, bu tartışmanın sonu gelmez, laf üretmeye gerek yok.amaç bahane bulmaksa, gölgelere bile bulunur.
Yanıtla (12) (9)cb, insanların yüzlerine karşı, eleştiri olmayan, hakaret içeren onlarca söz söyledi!
Yanıtla (35) (0)saygı karşılıklı olmalı mı ,
Yanıtla (1) (0)Eski bir deyiş var “ et kokarsa tuz va da ya tuz da kokarsa” diye. Tuz çoktan kokmuş anlaşılan.
Yanıtla (11) (0)Yaşınız küçük galiba! Yoksa Demirel’ leri, Özal’ ları yerden yere vuran, alay eden bir sürü demeçler, yayınlar yapılmış olduğunu ve bunları çok azının hakaret suçlamasına maruz kaldığını bilirdiniz. Ancak toplumlar lider peşine takılıp yığın oldukça bu kavramlar ortaya çıktı burada da, dünyada da. Lider hegemonyası ilkel, cahil ve travmalı toplumlar ile ilgilidir.
Yanıtla (26) (0)Her konuda ölçü gerektiği doğru. Ölçülü söz ve davranış olmadan toplumsal yaşamı sürdürmeye de imkan yok. Yalnız burada soru, hangi ölçü, kim belirleyecek. Herkesin ölçüsü bir olamayacağından, toplumlar herkesin uymak zorunda olduğu yasalar belirlerler; yasalar geniş kitlelerce benimsendiği ölçüde de toplumsal barış, huzur sağlanır. Bu nedenle demokratik ilkeler, yasama gücünün halkta olması (egemenlik milletindir), bağımsız ve tarafsız yargı önemli. Bizim Anayasamızda da ifade özgürlüğü hak.
Yanıtla (1) (0)Devleti yönetenler halkı karşı ne kadar saygılı? Yönetenlerin halka söylediği sözleri kendilerine söylenince hakaret davaları ve cezalar söz konusu oluyor. Olmadığı halde hakaret etmiş gibi hakkında soruşturma ve dava açılıyor. Hukuk yok edilmiş insanlar anayasal haklarını kullanamıyorlar. Devleti yönetenler devlet kendileri imiş gibi hareket ediyor. Önce devlet büyüklerinin sorumlu oldukları halkına karşı daha anlayışlı olmasları gerekmez mi?
Yanıtla (5) (0)Hangi sözün nasıl bir işleme tabi olacağı yasalarla belirlenmiştir. Kimse ölçüsüz söz söyleme özgürlüğünü savunmuyor. Sorun ölçüsüz ve yasa dışı uygulamalardır. Sabiler bile cumhurbaşkanına karşı ağızlarını bozuyorken siz nasıl olur da tevil yoluyla da olsa muhtemel durumlar üzerinden bu düzeni savunacak kadar insafsız olursunuz.
Yanıtla (1) (0)Arkadaşlar nasıl bilirseniz öyle yapın.
Yanıtla (0) (0)ülkelerin gelişmişlik, ekoomik düzeyleri, toplumun eğitimi gibi etkenler suçların işlenmesinde çok etken. devlet in de işlenen suçlar ve niteliğinde sorumluluk payı var. örneğin ekonomik yönden çok kötü olan, işsizliğin çok olduğu bir ülkede hırsızlık , dolandırıcılık suçları artar. Hiç bir insan suç işlemek istemez. Suçların oluşumunu engelleyecek ortamı, düzeni sağlamak devletin görevidir. Bunu sağlayamamışsa suçların ortaya çıkmasında devleti yönetenler ve idareciler asıl suçludur
Yanıtla (0) (0)Hiç utanmadan yine de konuşuyor
Yanıtla (0) (0)Allah onu kahretsin
Yazarın "Siz vardınız, şunlar şunlar oldu, ne yaptınız?" cümlesi ne kadar uyarıcı bir ifade olmuş! Evet, bir gün "çok üst" mahkemede "Çevrenizde şunlar şunlar olurken siz ne yapıyordunuz?" diye sorulacak. O gün ne zor bir gün olacak!
Yanıtla (0) (0)15 yaşındaki çocuk devlete,devlet adamına küfür ediyorsa cezayı da hak ediyordur.
Yanıtla (2) (44)Şöyle sorsak nasıl olur? Çocuk devlete değil de devleti yönetenlere küfür ediyor olabilir mi? Çocuk devlet adamına değil de kendisini devlet sanan (vali olmuşsun ama adam olamamışsın hikayesindeki) kişilere küfür ediyor olabilir mi?
Yanıtla (21) (0)Atatürk şahsıma edilen hakaretler için tutuklananlardan suçlananlardan haberim olacak. Yozgat'ta Adamın biri ulu orta kahvehanede, Atatürk ve iktidarın 7 ceddine saydırır. Atatürk sebebi nedir? Efendim sigara kağıdı bulamamış, gazete kağıdı ile sigara sarıp içmiş. Vallahi der, Ben de trablus'ta gazete kağıdı ile içtim tadı o kadar berbat ki az bile etmiş. Hemen adama hediye olarak kaliteli tütün ve sigara kağıdı verin, gönlünü alın demiş. Madem ülkeyi yönetiyorsun Adil ve eşit yönet...
Yanıtla (18) (1)İsterseniz önce şu "devlet adamı" tanımında anlaşalım. Hani geçenlerde birbirlerine cibilliyetsiz, zürriyetsiz diyenler o tanıma giriyor mu sizce?
Yanıtla (1) (0)Üzülmeyin, değil 11, 111 tane daha yaparız, inşaat akp den sorulur, okey
Yanıtla (0) (0)Devletin hangi katında olursa olsun yöneticilerin vatandaşlar hakkında kullandığı her kelimeyi, cümleyi vatandaşın da ona söyleme hakkı olmalı. Çok şey mi istedik acaba?!!
Yanıtla (1) (0)85 milyon ülkemizde 350.000 tutuklu /hükümlü var. Almanya’da 65.000, Fransa’da 75.000 tutuku hükümlü var nüfuslar aynı. Bizde İnfazı dışarda çekenler eklenirse sayı yarım milyonu bulur. Her biri bin kişilik 100 cezaevi yapsak ancak ceza evlerindeki koğuş nüfusu normale gelir. Durum abartısız budur.
Yanıtla (1) (0)Gerçekler anlamsızlaşmıştır.
saygı değer ahmet bey cemil meriçin ideolojiler kimliklerimize giydirilmiş deli gömlekleridir demesine ne de hak veriyorum yoksa derim ki sizin bu gördüklerinizi salt mahalle kimliğini aşamadığı için kaç kişi görebiliyor asıl burayı sorgulamak lazım vesselam.
Yanıtla (0) (0)Sayın yazar, yazınızda çok güzel izah ettiğiniz ülkenin geldiği vaziyetin yollarını "Hukuki hassasiyetleri " var dediğiniz insanlar açmadı mı? Yolların taşlarını döşemedi mi?
Yanıtla (0) (0)Ben şunu anlamıyorum, bir hakim ve savcı inandığı ilkeler yerine birilerinin baskısıyla nasıl karar verebilir? Allah'tan korkmuyorlar mı acaba? Ben yapmazsam başkası yapar nasılsa demek yarın ahirette bizi kurtarır mı? İYani o haksız yere hapse atılan kadınların, çocukların, yaşlıların hakları kendilerinden sorulmayacak mı sanıyorlar? Birileri şu çocuğu öldür, yoksa seni işinden atarız derlerse yine öldürecekler mi? Bunu yapmayacak olanlar nasıl oluyor da masum insanları hapse gönderebiliyor?
Yanıtla (1) (0)allah azze ve celle
Yanıtla (0) (0)Hocam, Allah sizden razı olsun.
Yanıtla (1) (0)Her kelimesine imzamı atarım.
Hislerimize tercüman oluyorsunuz.
Alkışlaya alkışlaya geldik hocam buralara.Başka ne olacaktı.Herşey herkesin gözlerinin önünde oldu.Kendimizi kandırmak boşuna.
Yanıtla (16) (0)Cibilliyetsiz gibi sözler söylendi bu milletin bir kısmına. Bu ifade hakaret değil mi
Yanıtla (4) (0)Cezaevi inşa edeceğinize işyeri ve fabrika inşa ediniz.
Yanıtla (4) (0)Herşey çok güzeeel, ev kiraları yüksek değil, çocuklarımız işsiz değiiil, asgari ücret ve emekli maaşları oldukça yeterlii, hayat pahalılığı yoook istediğimiz herşeyi alabiliyoruz, düşüncelerimizi korkmadan paylaşabiliyoruuuuz hatta istersek putin'i, Trump'ı bile rahatça eleştirebiliyoruuuz daha ne isteriz ki!!
Yanıtla (8) (0)Bir türkü vardır. Kime anlatayım derdimi kime söyleyeyim diye. Ülke öyle bir duruma gelmiş ki kimsenin gıkı' çıkmıyor. Çıkanlar ise cezaevini boyluyor.
Yanıtla (2) (0)Reis bizde genellikle Karadeniz'de takalarla 5, 10 Tayfa ile balık avlayan kişiye derler.. Biz kendisine 85 milyon tayfayı yönetmesi için kaptanlık payesi verdik. Ama ne yaptı? Komşuların karasularına girdi. Orada daha çok balık var, daha çok av var. Kendi ülkesini de Komşuları da perişan eyledi. Kendisini kaptanı derya Barbaros Hayrettin Paşa zannetti.Kendine gel Kaptan gemi su alıyor, fırtınalarla boğuşamıyor, gemiyi idare edemiyor, tayfayla kavga ediyorsun. Suçu kabahati tayfaya atıyorsun...
Yanıtla (19) (0)sayın yazar, siz hiç hakarete,küfüre maruz kaldınız mı? kaldıysanız tepkiniz nasıl oldu?
Yanıtla (3) (25)Bundan önce de ülke başbakanlar, cumhurbaşkanları gördü. Hiç 150.000 kişi için iddianame hazırlanmadı bu ülkede. O koltuğa oturanlar bunu bilmeli, yaptıklarını herkes beğenmek zorunda değil, eleştiriye açık olmalılar. Rahmetli Özal, Demirel... o zaman kızıyorduk ama kıymetlerini bilememişiz...
Yanıtla (16) (0)Yazarı bilmem ama ben kaldım. Küfür edene acıyarak güldüm geçtim. Küfür eden bozuk karakterini ortaya sermiş demektir. Bozuk karakterleri kendi dünyalarında yalnız bırakmak gerekir. Ben?: Sade vatandaş. Peki, küfür edilen devleti yönetenler olursa fark eder mi? Bir de terazinin diğer kefesi var. Devleti yönetenler vatandaşa küfür ederse, işte orada durmak gerekir. Bozuk karakterli vatandaş için bu örnektir ve kopyalanıp yapıştırılır.
Yanıtla (8) (0)Akp iktidar olabilmek için halka vaad ettiği her şeyin tersini tek tek, adeta yanılmamak, eksik bırakmamak için arşive bakarak yapmaya, gerçekleştirmeye doludizgin devam ediyor.'Lekelenmeme hakkı' bunlardan biri.Şimdi muhalif olan herkesi lekelemek, damgalamak, suç icad ederek (vicdani sorumluluk) hapse tıkmak Cumhur ittifakının 1 numaralı icraati haline geldi. 11 tane hapishane 40 milyon muhalife yetmeyebilir. 5'li müteahhitleri bu işe sokmak; mahpus, suçlu garantili 20-30 yıllık işler vermeli.
Yanıtla (2) (0)ileri demokrasilerde bu tür uygulamalar olmakta --bir düşünün bir lider Avrupa'da veya Asya da veya Latin Amerika'da hatta Afrika'da haftada 4-5 gün canlı yayında konuşur kendini alkışlatırır mı veya bu kadar konuşma ihtiyacını neden hisseder. bu görev diğer bakanlarda yok mu veya genel müdürde veya valide ?????
Yanıtla (2) (0)Teşekkürler Ahmet bey bu günlerde ben de aynı sizin gibi yazdığınız isimleri aklımdan geçirip niye birşeyler söylemiyorlar diyordum isabet oldu. Yoksa gerçekten söz bitti mi
Yanıtla (6) (0)Ne olması lazım peki. Herkes eleştiri sınırlarını aşıp ağzına geleni söylesin. Hakaret etsin sövsün ama hiçbir şey olmasın. Yok öyle bir sistem. O zaman aynı hakaretleri ben size söyleyeceğim ama şikayetçi olmayacaksınız söz mü?
Yanıtla (1) (33)Sağlıklı ve doğru yönetemediğiniz toplumu "Firavun" misali korkutarak yönetirsiniz. Fakat kendi sonunuzu hazırladığınızın farkında değilsiniz. Dünya durmadan dönüyor. Herkes dünyadan haberdar. Nefi’nin; “Devletin bekası için gerekirse tüm halkın boynunu vururum” diyen IV. Murad’a; “Devlet dahi halk içindür padişahım!” cevabı insanın devlete değil, devletin insana feda edilmesi gerektiğini anlatır. Padişahın devlet dediği aslında kendi bekasıdır.
Yanıtla (12) (0)Mahkum garantili yaptırılsın,cebimizden bir kuruş çıkmaz ! ????
Yanıtla (15) (0)ileri demokrasi meyvelerini veriyor ,sen dediğinde başka ben dediğimde başka anlamlar yükleniyorsa ortada kuyu var yandan geç mottosu ile bu devran dönmez,harç bitti yapı paydos.
Yanıtla (2) (0)Kader planı çok ince, hayret ve hayranlık uyandıracak şekilde işler. Misal: Bir sincap, palamutları toplar, zor zamanlarda yemek için toprağa saklar...zaman geçer gömdüğünün çoğunu bulamaz, ama oralardan yeni meşe fidanları yeşerir, neye niyet neye kısmet!. Allah Latiftir, bu "zalim Şahıs" habire "pırıl pırıl, lüks" cezaevi yapıyor, muhalif olan kim varsa içeri tıkmak niyetiyle...ama kendileri girmek için yapıyor olmasınlar?. Lükse alıştılar ya, ora da itibardan tasarruf olmaz!.
Yanıtla (7) (0)Veebzy..
Yanıtla (0) (0)Türk telekom için banner virüs yazılım var
Karar sayfası
Para onay istedi
Dikkatinize
İleri demokrasi demişlerdi. olanı da kaybettik. milli irade yanlış kararda verebiliyormuş. sandık demokrasisi bu kadar oluyor. ileri demokrasi olması için halkında ileri olması gerekiyor.
Yanıtla (34) (2)Demokrasi ülkemizde o kadar ileri gitti ki artık gözden kayboldu. Bu ahvalde enflasyonun düşeceğini veya herhangi bir şeyin düzeleceğini düşünmek ham hayaldir, uyanıkken rüya görmektir...
Yanıtla (9) (0)Cemil Çiçek..... "Bu ülke dinen ve siyaseten aldatılmışlar ülkesidir!" dedi. "Bize tövbe-i nasuh gereklidir!" dedi... Gidişatın pek hayra alamet olmadığına dikkat çekti.. vb. Zihniyette pek tesiri olmadı! En sonunda "Köyün delisi ben miyim!" diyerek kenara çekildi!! Daha ne desin, ne yapsın!? Kulun/ülkenin göreceği varmış! Allah hayırlara vesile eylesin...
Yanıtla (26) (2)Herkes yanlışı tespit ediyor. Zor değil zaten. Zor olan sorumluyu teşhis etmek ve çözümü önermek. Asıl sorumlu olan, ki bu her şeyin başı olan RTE oluyor, sorumlu tutulmadığı sürece bu iş artarak devam eder.
Yanıtla (7) (0)Nasıl ki, Allah Kuran'da bir çok ayette "Andolsun cehennemi Lebâleb dolduracağım..." diye yeminle söylüyorsa...
Yanıtla (3) (0)İktidar da, cezaevlerini Lebâleb doldurmaya kararlı..Hatta eğer doğruysa yeni cezaevleri de yapılıyormuş.. KALKINMA amacına matuf kuruldu ama yolda amaç değiştirdi galiba..
Yalan dolan talan entrika olan alcak dünyanın mayası bozuk olduğu için tüm bunlar..
Ahmet abe acaba akp ye oy veren dindar kesim bir kısmını ayırıyorum belki büyük çoksrı var onların nefsi esir almış diğer dindar insanlar bunu görmüyormu demiyormu siz yanlış yapıyorsunuz.bak esadda baskı yaptı binlerce kişi göç etti suriyedeki esadı destekleyen rahat ettimi hayır etmedi.yarın bir karışıklık olursa akp li dindar kardeşlerimizde zarar görmezmi onlardan bu şartlarda yoksulluk çeken yokmu.bak bundan önce kemalist görüş aynısını yapıyordu ne oldu şimdi onlar aynı muameleye tabidirle
Yanıtla (0) (0)"Bizim oğlan bina okur.... "
Yanıtla (0) (0)Hocam, adaletsizlik düşmanlık getirir. Böyle giderse hapishanelere acil ihtiyaç vardır. Yap işlet devret modeli ile hapishane yapalım……
Yanıtla (24) (1)Hapishanelerde garantiyi kesin tutururlar, hatta kâra bile geçerler.
Yanıtla (26) (0)Türkülerimizde, ayrılıkla ölümü tartmışlar, elli dirhem ağır gelmiş ayrılık. denir.
Yanıtla (25) (0)aynı şey adaletsizlikle ölüm arasında da geçerli, adaletsizlik ölümden ağır. Çünkü yaşama saldırıyor.
Emile Durkhiem, Toplumsal işbölümü eserinde ''başkasına yapılan haksızlığa ses çıkarmayan kimse, kendisine yapılacak daha ağırına rıza göstermiş olur'' der. Haksızlık kendi başına geldiğinde savunacak kimsenin kalmadığını görmenin acısı ve çaresizliği de cabası.
Çok enteresan! Herkes sorunun doğru muhatabını çok iyi bilmesine rağmen kimse oraya soru yöneltemiyor. Yani suçlamayı, eleştiriyi geçtim, soru dahi yöneltilemiyor. Bu nasıl bir sorgulanamaz makam? Bir sokak röportajında vatandaş şöyle demişti: "Öyle istiyorsa toplanak Allah diyek!" Güldük-ettik ama durum oraya vardı. Ekonomiden şikayet eden Şimşek'e giydiriyor, adaletten şikayet eden Arınç'a vs. Yahu bu adamlar kim ki kendi başlarına iş görecek!?
Yanıtla (20) (0)Sayın taşgetiren o sokak röportajlarındaki bazı sözleri sizin şahsınıza söylemek istiyorum ama dava açmak yok tamam derseniz söyleyeceğim cevabı nizi bekliyorum
Yanıtla (1) (10)Hapislerin lebalep dolması suç işleyenlerin çoğunun örgütlü kötülükle bağlantılı olması,cezasızlık algısı ve caydırıcılığın olmaması,her suça karşılık mutlak hapis cezasını getiriyor olması(halbuki kırbaçlama,sopalama,kitap okuma cezası,morglarda,huzurevlerinde ve diğer kamu kuruluşlarında temizlik cezası,ayıplama ve kınama cezası,sürgün,kısasa kısas,bir organının kesilmesi tckya ilave edilebilir)periyodik olarak hukuk ve yetki dışı(belki de insanlık dışı)bir şekilde aflar getirilmesi,yozlaşma
Yanıtla (1) (3)Ahmet Bey bence daha net sorular sormanız gerekiyor. Bu çürüme insan kalitemizle ilgili. Bu, elini attığı her şeyi ifsat eden ve çevresine yayan bir toplumsal, ahlaki, kültürel bir kokuşma. Bu çürümenin baş aktörleri, siyasetçi, bürokrasi ve sermaye sahipleri ve bunu destekleyen toplum. Sonuçta insani ve ahlaki gelişmişlik düzeyi. Bunları doğru tahlil ederseniz bence daha net sonuçlara varabilirsiniz. Bu da asıl gerçekle yüzleşmek olur ki bu oldukça riskli ve zordur.
Yanıtla (13) (2)Korkma sor, açık açık korkmadan. Dümdüz sorun artık. gerçek muhataplar belli. Sorunun gerçek muhatabı da belli. İma ederek değil. Dan diyerek sorun artık.
Yanıtla (49) (3)Kolaysa önce sen sor.
Yanıtla (21) (0)Evet evet Sn.Üstad;sorun,sorun gerçekten,bu Sn.Beylere,ki sizin söylediginizden vede zaten biliyoruz;herbirisinin hukuki duyarlılıgını! Ama şimdilerde ne oldu,yoksa bir ses kısanlarımı oldu!Sn.Çiçek fetö.darbe girişim sonrasında Anayadanın 138.md.çöktü demişti,orası olağanüstü çökedebilir.Lakin bu nereye kadar Sn.Akp.hukuk elitleri! çünkü yarınlarda bu size vede hepimize lazım olacak;düşünen bir insan olaraktan!Bu ülke hepimizin,dışarda hukuk arar duruma gelmemeli,getirilmemeli,bu ülkenin insanı
Yanıtla (18) (0)E neapsın vatandaş. Elbette yapabileceği bir şey kaldıysa onu yapacak. Mesela gidecek AİHMye başvuracak. Başka ne yapsın.
Yanıtla (5) (0)Sayın Taşgetiren siz de benzer soruya muhatap olabilirsiniz zaman içinde. Siz de belki haklı olarak dile getirilmesi gerekenin hepsini değil kendinize göre daha az tehlikelisini dile getiriyorsunuz. Dolayısıyla hakları hiç savunulmayan dile getirilmeyenler oluyor. Eğer kullar kendileri dile getiremiyorsa kendileri dışındaki hiç kimse de dile getirmiyorsa işte o zaman Allahın gazabından korkulmalı. Anneleri şefkatli kılan Allah elbette kullarına karşı daha şefkatlidir.
Yanıtla (8) (0)hukuk hassasiyeti olduğunu söylediği insanlar döneminde yaşananlar ortada ...
Yanıtla (7) (0)Biraz önce bir haber sitesinde okudum. Hüseyin Çelik yargı İstiklal Mahkemelerine döndürüldü son 10 yılda demiş.
Yanıtla (9) (1)İktidarla ilgili soru cümlelerini bir kenara bırakın. Hüküm cümlelerine geçin. Yanlışa yanlış direkt diyin. Öyle midir, böyle midir, diye sorayım mı, sorsam mı? Elinizde yetirince veri ve vaka yokmu ki hükme varamıyorsunuz?
Yanıtla (14) (0)Hergün yaygınlaşarak büyüyen adaletsizlikler bir şeylerin sonunu getirebilir. Yani adaletsizlik ilelebet devam etmez.
Yanıtla (6) (0)11 tane daha dersane yaptırmayıp da n'apsın yönetim? Herkes koşa koşa ıslah olmaya geliyor. Sınıflar doldu taştı. Eli sopalı hocaların kolları yoruldu, binlerce öğrenciye her gün vuracağım diye. Yeni sınıflar açılsın ki; binlerce yeni hoca atansın oralara. Eski sınıflardan da yeni sınıflara geçişler olur belki. Hocalar da daha fazla yorulmazlar böylelikle.
Yanıtla (0) (0)Lekelenmeme hakkını, masumiyet karinesini Kasım 2021 de, Adalet Bakanlığının sempozyumunda proflar muroflar, doçlar moçlar konuşmuşlar da konuşmuşlar. Adalet Bakanlığı da herkesi bu hakların ihlal edilmemesi için uyarmışlar da uyarmışlar. Günümüze gelindiğinde ise siyasiler ve medyalar ağızları hiç kapanmadan herkese atıp tutmaya devam etmişler. Masal da burada bitmiş.
Yanıtla (1) (0)İçi dolu yazar yazdıkça yazar,
Yanıtla (10) (0)Ama sorsa ne yazar, sormasa ne yazar!
Zulüm uzadıkça uzar,
Ümit azalır azar azar.
Soramadı, dili sürçtü.
Yanıtla (5) (0)Atı alan Üsküdar'ı geçti.
Emir demiri biçti.
Soramayan bir yudum su içti.
Bu Karakuşi adaleti Hocam. Şimdi artık kara gözün üstündeki kara kaş da suç!
Yanıtla (3) (0)Bütün idealler ve onların temsilcileri sonunda menfaat denizine dökülür demişti bir düşünür. Susan dilsizleşenlerin hemen hepsi şu an menfaat denizinde kulaç atıyor durumdadır diye düşünüyorum.
Yanıtla (2) (0)Bugün ağızlara fermuar çeken, yarın insanların bakışlarından şüphelenip “aklından hoş olmayan şeyler geçirdin“ der içeri alır. Kurt kuzuyu yemeye niyetlenmişse hikayesi. Anlaşılan o ki, Iktidar, uzlaşısız, zoraki, kendisine hayran bir toplum ve seçeneksiz tekdüze bir hayat tarzı yaratmak istiyor. Kendi içimizde yeni bir ayrışma türü tetiklendi. Onurlu bir millet baskıya karşı direnen bir milletir. İnşallah yanıltmaz.
Yanıtla (6) (1)Ülkenin mevcut karanlık atmosferinde bir yazar görüşlerini ancak böyle ifade edebilir. Teşekkürler sayın yazar.
Yanıtla (25) (2)Hiç kimsenin hukuku araçsallaştırmaya hakkı olamaz! Hukukun siyasete alet edilip araçsallaştırılması, bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüklerden biridir! Bu ülkeyi gerçekten sevdiklerini ve millete hizmet ettiklerini iddia edenler, siyaseti de dürüst yapmak durumundadırlar. Hiçbir şekilde kutuplaştırmaya, ötekileştirmeye ve düşmanlaştırmaya yer olamaz!
Yanıtla (14) (2)“Yoksa en üstteki yetkililere “Ülkenin nereye doğru gittiğini gerçekten okuyabiliyor musunuz yoksa sizleri de mi aştı ürettiğiniz yapı?” diye sorayım mı?”….
Yanıtla (34) (3)Ne o! Bu dava sizindi, şimdi vebali taşıyabilecek misiniz yoksa “ben Ayasofya’da ibadetime bakarım hak, hukuk, ahlak beni ilgilendirmez yığınları artık sizi de dinlemiyor mu?
ağırlık merkezini kıyıdan kıyıdan kırpanlar,ağırlık merkezinin dışında kalınca bişey söyleseler ne olur,söylemeseler ne olur
Yanıtla (15) (0)