Boğuluyoruz…

31 Mart seçimleri sonrası…

Ahmet Özer. CHP Esenyurt Belediye başkanı. Keyfi iddialarla gözaltına alındı ve tutuklandı. Yerine kayyum atandı.

Cem Aydın. CHP Gençlik Kolları Başkanı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nı eleştiren tweetinden dolayı hakkında soruşturma açıldı. Adli kontrol koşuluyla serbest bırakıldı.

Ekrem İmamoğlu. İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı. Cem Aydın’la ilgili soruşturmayı eleştirdiği için hakkında soruşturma açıldı.

İsmail Saymaz. Yaptığı haberde halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçundan hakkında resen soruşturma başlatıldı. Bilginin yanlışlığına dair referans “İletişim Başkanlığı Dezenformasyon Dairesi”nin açıklaması…

Fatih Altaylı. İsmail Saymaz’la aynı suçtan soruşturuluyor.

Rıza Akpolat. CHP Beşiktaş Belediye Başkanı. İhaleye fesat karıştırma iddiasıyla tutuklandı.

Ümit Özdağ. Zafer Partisi Genel Başkanı. Cumhurbaşkanına hakaretten gözaltına alındı. Başka bir nedenle, “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” gerekçesiyle tutuklandı.

Ekrem İmamoğlu. Bir bilirkişi adını zikrettiği için hakkında yeni bir soruşturma açıldı.

Ayşe Barım, 12 yıl sonra Gezi Olayları’nın organizatörlerinden olduğu iddiasıyla tutuklandı. Tutuklanma gerekçeleri arasında henüz yasalaşmamış “etki ajanlığı” suçlaması var.

Barış Pehlivan bir bilirkişiyle telefon görüşmesini yayınladığı gerekçesiyle gözaltına alındı.

Seda Selek. Aynı suçlamayla gözaltına alındı.

Serkan Asker. Aynı suçlamayla gözaltına alındı.

Son olarak Siirt Belediyesi’ne kayyum atandı.

31 Mart’tan bu yana görevden alınan başkan ve atanan kayyum sayısı toplam 10 oldu.

Sokakta mikrofon uzatılan sıradan insanların cumhurbaşkanına hareket iddiasıyla tutuklanma sayısında sürekli bir artış var.

Rıza Türkmen hatırlatıyor bir yazısında,” 2015-2019 yılları arasında Cumhurbaşkanına hakaret suçu sayısı Erdoğan’ın başbakanlık dönemine kıyasla 16 kat artmış, soruşturma sayısı 142 bin 623, dava sayısı 29 bin 488’e ulaşmış…”

Bunun tek bir anlamı var:

“Cumhurbaşkanını eleştirmek yasaktır…”

Yine Türkmen’in söylediği gibi “demokrasiyle yönetilen ülkelerde siyasal iktidarlar, ifade özgürlüğünü, bunlar şok edici, incitici, eleştirel ifadeler olsa bile korur. Kendi kendini sınırlar. Demokrasiyle yönetilmeyen ülkelerde ise ifade özgürlüğü yasaklanır, baskılanır…”

Bizde olan bu.

Demokrasi adına elimizde seçimlerden başka bir şey kalmadı.

Orada da kuralı koyan, kimin kaç kere seçileceğini, nasıl ve ne zaman seçim yapılacağını belirleyen iktidar.

Siyasi iktidar adliyeyi, kanunları keyfi kullanmak, eleştiriyi, muhalefet için siyaseti sınırlamak, baskı altında tutmak bakımından zıvanadan çıkmış durumda.

Erdoğan iktidarı, Suriye’de yelkenlerini rüzgarla doldurduğu oranda aldığı toplumun önemli bir kesiminden aldığı desteği arttırıyor, bu oranda da içeride baskı ivmesini yükseltmekte beis görmüyor. Kürt açılımı yaptığını iddia ettiği oranda yasal Kürt aktörler üzerindeki boğma kemendini sıkıyor. Muhalif belediyeleri devletleştiriyor. Devleti tam tekelinde tutarak muhalif siyaseti karşısına alıyor.

Neden artıyor baskı? Ne ihtiyacı var iktidarın?

Belki yeniden seçilmek için toplumda ve siyasette meşru (kendileri) ve gayrimeşru (diğerleri) ayrımına dayanan popülist kutuplaşmayı, popülist toplum kurgu ve tanımını devreye sokuyor.

Belki de gidişat artık bu. Otoriter siyaset, kuvvetler birliği, suskun toplum fikrini, ideal düzen kabul ederek, buna dair toplumsal destek üreterek bu düzeni iyice yerleştiriyor.

Bu desteğin içinde yer almayanlar, diğer kesim, olanları gördükçe, okudukça, yaşadıkça boğuluyor.

Boğuluyoruz.

YORUMLAR (37)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
37 Yorum
  • vatandaş / 03 Şubat 2025 12:04

    ali bayramoğlu karşı devrim henüz başlamadı bunlar ufak çaplı hareketlenmeler.... ülkeyi zihniyetinizin çevirdiği bataklıktan kurtarmak kolay olmayacak

    Yanıtla (0) (0)
  • Melek / 30 Ocak 2025 13:42

    Esenyurt belediye başkanı nımı suçsuz pkk dökumları var bildiri var pkk renkleri var kent uzlaş işi adına CHP kendi adayını cekmiş pkk'lı yi aday koymuş hala savunuyor sunuş sizler kimlersiniz

    Yanıtla (4) (23)
  • Düşünceli / 30 Ocak 2025 15:09

    Ne demek “PKK dökumu”? “PKK bildirisi var,” var derken de neyi gösterdiğiniz belli değil; ne ilgisi var belediye başkanının şunun ya da bunun bildirisiyle? Renkler ise kimsenin tekelinde değil, yani kimse şu ya da bu rengi
    sahiplenemez. Hülasa dediğinizden, henüz hakkında hiçbir hüküm olmayan belediye reisini bir nedenle sevmediğinizden, delil olsun olmasın terörle suçlansın istediğiniz sonucu çıkıyor. Ama bu hukuku hiçe saymak olur; emin misiniz hak hukuk olmayan bir dünya istediğinizden?

    Yanıtla (5) (0)
  • Efedamat / 30 Ocak 2025 21:53

    Yahu iktidar ortağı aponun meclise gelip konuşma yapabileceğini söylüyor iktidarda gık yok.
    Sen neyin kafasındasın.
    Kendini akıllı alemi sersem mi sanıyorsunuz

    Yanıtla (2) (1)
  • ÖZCAN ŞAHİN / 30 Ocak 2025 07:01

    GÜNAYDIN MUTLU SABAHLAR hak hukuk adalet ve demokrasinin bittiği bir ülke haline geldik dar gelirler emekliler yarı aç ama hala bu iktidara oy verecek kadar akıl tutulmasına sahipler en büyük sorunu muhalefetin etkili karizmatik bir LİDER çıkaramaması yoksa bu iktidar oktan yolcuyu EFENDİM

    Yanıtla (7) (2)
  • Düşünceli / 30 Ocak 2025 15:19

    Bence en büyük sorun muhalefetin “karizmatik lider çıkaramaması” değil, toplumdaki yaygın sorunlarının çözümünü bir “lider”den beklemeleri. Türkiye bir küçük beylik değil ki karizmatik bir muhalefet “lider”i tüm dertlere deva oksun! İşinin ehli kadrolar ancak çözebilir sorunları- o da ancak halkın katılım ve desteğiyle.

    Yanıtla (0) (0)
  • Bilal / 30 Ocak 2025 13:40

    Trt deki Fatih dizisinin son bölümündeki gelişme ve diyaloglar Türkiye’ ye yansıyor gibi; illa devlet illa padişah!

    Yine kuşatılıyoruz vesvesesi! Vesvese Risalesi okuyalım lütfen/ bsNursi.

    Yanıtla (4) (0)
  • Yalçın / 30 Ocak 2025 00:54

    Boğuluyorum, boğuluyoruz. Boğuyorlar, daha da boğacaklar. Geçmiş olsun. Yazık ettiler güzel ülkemize. Yazık oldu millete.

    Yanıtla (30) (2)
  • Karar okuru / 30 Ocak 2025 11:56

    Dün “yetmez ama evet” diye iktidarın bu gücü almasına yol vermişlerin “boğuluyoruz” nidası anlamlı mı? Bu günü öngörebilenler çok uyarmıştı. Üstelik daha dün yeni bir süreç aldatmacası sahneye konduğunda yine aynı anlayış yıllardır ortada olanı unutup bu aldatmacaya sarılmadı mı. “Boğulma” ortamına zemin yaratanlara destek ol, sonra “boğuluyoruz”. Hadi canım oradan!!

    Yanıtla (7) (4)
  • Hayat borçlular / 30 Ocak 2025 13:14

    Bu millet kendine yazık etti de bu vebale ortak olmayanlara da yazık etti. Katmerli veballeri var... Merkel'e inat oy veriyom diyerek akp'ye oy verenlerin olduğu ülkede durum vahim. Dini değerler üzerinden, güvenlik söylemleri üzerinde kutuplaştırmalarla oy devşiren iktidarın yatacak yeri yok. Sürekli bir Ohal iklimindeyiz. Kalkışma iktidarın kendi hatalarına uzansa da, ceremesini kendi halindeki insanlar çekti, çekiyor.. o gün bugün soluk alamaz olduk.

    Yanıtla (10) (2)
  • Evrensel Karar / 30 Ocak 2025 09:15

    Daha ileri boyutta durum tesbiti; İnsan kalitesi, bilgi ve bilniç düzeyi üzerinden; evrensel gelişmişlik akıl çapına bakarak durumu analiz etmek gerekiyor. Kültürel ve entelektüel seviyesi ideolojik sınırları aşamayan birey ve toplumlar; bunun en önemli sorumlusu okumuşlar olmak üzere yaşadıkları sorunları aşamazlar. Duygusal ve nostaljik yazılarla bu değişemez.

    Yanıtla (2) (3)
  • Karar okuru / 30 Ocak 2025 12:11

    Bebek ve küçük çocukların kayıtsız koşulsuz ebeveyne bağlı olduğu ve hiçbir koşulda bırakması, vazgeçmesi mümkün olmadığı gibi ilkel (kabile) ve az gelişmiş (feodal) toplumlarda kimlikler aile, aşiret, din, ırk ve milliyet gibi aidiyet üzerinden yaşanır. Bu gibi toplumlar yetkin olmadığından ve menfaat bağlarından dolayı da ne yapılırsa yapılsın boyun eğmekten doğal olarak kurtulamaz. İnsanoğlu için Homo Habilis’den Homo Sapiens’e yol bayağı uzundu!

    Yanıtla (4) (0)
  • okur 41 / 30 Ocak 2025 08:46

    Son bir kaç gündür hisettiğim şeydi ama adını koyamamıştım. Teşekkürler sayın yazar.
    Tam manası ile boğuluyoruz.
    İktidarın görevi vatandaşlarının can, mal güvenliğini sağlamak, refahını artırmak değil midir? Bu yaptıkları ile büyük bir muhalefet kitlesini bir araya topluyor. Artık eski Türkiye yok, iletişim çağında yaşıyoruz, her şey çok daha hızlı öğreniliyor. Artık emeklilerden ve gençlerden de eski desteği bulamayacaklar, toplum şimdi ses çıkarmasa dahi sandıkta gerekeni söyleyecektir.

    Yanıtla (13) (2)
  • Karar okuru / 30 Ocak 2025 00:45

    Aman hocam iktidar duymasın, yerin kulağı var. Gözaltı, tutuklama moda oldu artık. Uçuyoruz, karnımız tok, sırtımız pek, sıkıntımız yok, dünya bizi kıskanıyor diyeceğiz bundan sonra. Sayın bakanın dediği gibi "hukuk tarihinde bu kadar üst seviye değildi" anlamında ifade buyurmuş.

    Yanıtla (22) (2)
  • Karar okuru / 30 Ocak 2025 01:19

    İleri demokrasi masalına kanıp, Kapıyı açanlar utansın

    Yanıtla (25) (1)