Cubeyr’in yüzsüzlüğü
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil El Cubeyr’in evvelki gün Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin olarak yaptığı açıklamayı parçalarına ayıralım:
1. “Bu cinayet, aşırılığa karşı uyguladığımız siyaseti değiştirmeyecek”
Ne demek bu?
Cubeyr, ‘Aşırılıkla mücadele siyasetimizin çok önemli bir aktörünü kaybetmiş olsak da yılmayacağız’ demek istemedi herhalde.
Öyleyse şunu demek istemiş olmalı:
‘Kaşıkçı cinayetinde suçüstü yakalanmamız, aşırılıkla mücadele edebiyatı yaparken aslında en makul ve mutedil muhaliflerimizi bile en vahşi yöntemlerle susturduğumuzu cümle âleme aşikâr etmiş olsa da, bu zulme utanmadan sıkılmadan devam edeceğiz.’
Kanlı Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ın başlattığı “aşırılıkla mücadele” kampanyası hakkında Cemal Kaşıkçı’nın 31 Ekim 2017 tarihli Washington Post’ta ne yazdığını hatırlayalım:
“Aşırıların tepesine binmek gerektiğini söyleyen Prens Muhammed haklı. Ne var ki yanlış insanların tepesine biniyor. Son iki ayda tutuklanan onlarca Suudi entelektüeli, âlim, gazeteci ve sosyal medya yıldızının çoğu, en kötü ihtimalle, hükümete hafifçe eleştirel bakıyor. Öte yandan, Ulema Konseyi’nin birçok üyesi aşırı fikirlere sahip. Prens Muhammed’in yüksek iltifatına mazhar olan Şeyh Salih El Favzan, Suudi Televizyonunda, Şiilerin Müslüman olmadığını söyledi. Aynı şekilde büyük itibar gören Şeyh Salih El Luhaydan, Müslümanların emirinin başkalarıyla istişareye mecbur olmadığı fetvasını verdi…”
2. “Kaşıkçı cinayetinin uluslararası boyuta taşınması kabul edilemez. Olayın siyasileştirilmesini ve Suudi Arabistan’ın içişlerine müdahale çabalarını reddediyoruz!”
Bak sen!
ABD’nin önde gelen gazetelerinden birinin uluslararası şöhrete sahip bir yazarı Türkiye’de vahşice katledilecek ama bu olay uluslararası boyuta taşınmayacak, öyle mi?
Suudi Arabistan devletine bağlı kimselerin işlediği siyasi bir cinayet söz konusu ve cinayetin Türkiye’de işlenmiş olması uluslararası siyasetin konusu ama bu olay siyasileştirilmeyecek, öyle mi?
Olayın kendisi uluslararası ve siyasi iken nasıl olacak bu?
Bir de, Suudi Arabistan’ın içişlerine müdahaleyi reddediyormuş beyefendiler…
Masum bir insanın hunharca öldürülmesi ve vücudunun parçalanması, maşeri vicdanın en ağır şekilde yaralanması söz konusu; bunun “içişleri”si “dışişleri”si mi olur?
Ayrıca, Suudi Arabistan’ın içişleri Türkiye’de ne arıyor?
3. “Türkiye ve Katar, Kaşıkçı cinayeti üzerinden Suudi Arabistan’ı hedef alıyor.”
Ya kimi hedef alacaktık?
Monaco Prensliğini mi?
4. “Suudi Arabistan’ın Arap ve İslam dünyasında büyük sorumluluğu var. İslam ve Müslümanlara hizmet etmeye devam edeceğiz.”
Mısır’da firavunluğu hortlattınız, Filistin’i sattınız, İran’ın zulmünü engellemek bahanesiyle girdiğiniz Yemen’de zulmü ayyuka çıkardınız, Cemal Kaşıkıçı’yı ve kim bilir daha nice hakperesti işkenceyle öldürdünüz, şimdi de Kabe’de dünyanın dört bir yanından gelen Müslümanlara bu “hizmet”lerin banisi olan kanlı veliaht prensinize itaatin farziyetini (!) vazediyorsunuz…
Sorumluluğunuzu size bağışlıyoruz Sayın Cubeyr; aman eksik kalsın hizmetiniz!