Türkiye dev bir çamaşırhane gibi…
Nasıl oldu da AK Parti iktidarında bu ülke bir uyuşturucu cennetine dönüştü?
Sedat Peker ile gözümüz açıldı desem yanlış olmaz sanırım, anlattı da anlattı Peker. Marinalar, baronlar, konteynırlar, tır kamyonları neler neler…
Ne değişti?
Ülkeye sadece oluk oluk uyuşturucu akmıyor, oluk oluk “kara para” da akıyor.
Hukuka halihazırda ihanet edilmişken ve çürüme bir rutubet gibi her yeri kuşatırken torba yasalara sıkıştırılan bir “varlık barışı” geldi.
Adı “varlık barışı” olan ama “vergisiz” bir barışma…
Bu “barışa” göre yurtdışından getirilen dövizin kaynağı sorulmuyor ve o paradan vergi alınmıyor.
Varlık Barışı Yasasının gerekçesinde ne yazıyor bir de ona bakalım; Dışarıdan gelen varlığın “Türkiye'ye getirilmek suretiyle millî ekonomiye kazandırılması” …
Kaynağının sorulmadığı vergisinin de alınmadığı yurt dışından gelen bir para milli ekonomiye nasıl kazandırılır?
Türkiye dev bir çamaşırhane gibi harıl harıl kara para aklıyor şimdi, bütün dünya da Türkiye’ye “şüpheli” ülke olarak bakıyor.
Neden Türkiye “gri listede”?
Kaynağı belirsiz “varlıklar" gelince “sahipleri” de geliyor tabii.
Bir ülke, varlığın temiz mi kirli mi olduğuna bakmadan ülkesine alıyorsa, vergi de istemiyorsa konfor var, koruma var demektir.
Erk Acarer de yazdı, anlattı… Yabancı ülke mafya gruplarının nerelerde yaşadığını, İstanbul’da semt semt, ülkede şehir şehir gösterdi.
Dünyada arama listesinde 45. sırada bulunan bir mafya lideri Sarıyer’de lüks bir sitede 8 yıldır yaşıyormuş meğer…
Sırp çete lideri Zeljko Bojanic…
Zeljko Bojanic, Kovac klanı olarak anılan Sırp mafyasından. Bojanic’in villasında cesedi aranan Mijanovic ise Skaljlar klanından. Skaljlar klan lideri Vukotic de iki ay önce Şişli’de öldürülmüştü.
Vukotic, Mijanovic ve Bojanic…
Futbolcu değil bunlar. Eli kanlı, uyuşturucu kaçakçılığı yapan, aranan insanlar. Hepsi sahte pasaportlar ile yıllardır İstanbul’da yaşıyorlar.
Anlaşılıyor ki birbirine düşman iki mafya klanı var ve aralarındaki kanlı intikam serisi sürüyor, hem de İstanbul’da… Sokaklarda, caddelerde, AVM’lerde silahlı çatışmalar gündelik işlere döndü.
Bu insanların Türkiye’de yaşadığını yetkililer bilmiyor mu?
Bunların burada yaşamasına, “iş” yapmasına, çatışıp birbirini öldürmesine kim, neden izin veriyor?
Bütün bu skandallar yaşanırken Kemal Kılıçdaroğlu’na da Emniyet Genel Müdürlüğü ile Jandarma Genel Komutanlığı suç duyurusunda bulunuyor.
Devlet kurumları kendi görevlerini yapmak yerine, siyaset yapmaya başlayınca zaten sistem de çökmeye başlıyor.
Kılıçdaroğlu, bu sadece buzdağının görünen yüzü dedi.
Sedat Peker tecritte olmasaydı muhtemelen buz dağını bize ince ince anlatırdı.
Örneğin, Kovac klanının lideri Bojanic olmadığı, üç ayrı lider daha olduğu, ikisinin Sırbistan’da cezaevinde olduğu biliniyor.
Sırp mafyasının, Bojanic’in lüks villası gibi Sarıyer’de, Çekmeköy ve Kilyos mevkilerindeki lüks sitelerde villaları olduğu konuşuluyor.
Sırp Kovac Klanının en önemli müttefikinin İtalyan Ndrangheta mafyası olduğu, bu İtalyan mafyasının yıllık gelirinin yaklaşık 50 milyar euro'ya vardığı tahmin ediliyor. Ndrangheta, Avrupa'da kokain kaçakçılığını büyük ölçüde kontrolü altında tutuyor. Aralarında Türklerin de bulunduğu 10 bin üyesi ve acımasız uygulamalarıyla dünyanın en büyük suç örgütü olduğu bildiriliyor.
İtalyan Ndrangheta mafyasının liderlerinin bazıları yakalanmış ancak yakalanmayan bir tanesinin kırmızı bülten ile arandığı, Türkiye ve Brezilya arasında hayatını sürdürdüğü iddia ediliyor.
İstanbul’da cirit atan, kara para cenneti ve ceset torbasına dönüştüren bu Sırp asıllı mafyaların ülkesi Sırbistan, hukukun üstünlüğü endeksinde “Doğu Avrupa ve Orta Asya Kategorisnde” 8. sırada.
Türkiye ise 14. sıra ile sonuncu…Bunu da ayrıca not edelim.
Ey hukuk, sana ihanet nelere kadirmiş…
Türkiye’nin bu skandallardan kurutulması, temizlenmesi, bir hukuk devleti olması gerekiyor.
Bunun için heyecanla ve umutla seçimleri bekliyoruz.
Ülkemizi sandıkta yıkayıp temizleyeceğiz.