Hangi Fırtına?
Başakşehir’in 2. gol haberi geldiğinde Galatasaray takım otobüsü yoldaydı. Otobüste ise liderliğin elden gitmesinin sessizliği değil tam aksine inanmışlığın coşkusu vardı. Otobüs ‘şampiyon’ sesleriyle inliyordu. Hem de camlara vura vura bağırıyordu futbolcular. Sarı-Kırmızılılar bu motivasyonla çıktı sahaya. Ve fırtına gibi estiği ilk çeyrekte golü de buldu. Trabzonspor’un kendine gelmesi ancak ilk yarının ortalarına doğru oldu. Seyircisi ile bütünleşen, sağlı sollu gelen Galatasaray yavaşladığında ancak topu görebildi Bordo-Mavililer. Ama hemen şunu da belirtelim, ilk maçta, Galatasaray’ı felce uğratan ve sahadan silen Trabzonspor da dün ortalıklarda yoktu. Tudor’u çaresiz bırakan Rıza Çalımbay’ın planı Fatih Terim karşısında tutmamıştı. Terim, 4-1-2-3 oynayarak Çalımbay’ın sahadaki kadrosunu felce uğrattı. İlk yarının ikinci bölümünde Galatasaray oyunu geniş alanda oynayıp yorulunca Trabzonspor’a maçı dengeleme fırsatı doğru ama onu yapacak futbolcusu yoktu. ‘Sahte okey’e dönüşmüş Sosa, tecrübesiz (A Milli Takıma diye bağrışıp maç günü Ümit Takıma gönderildiği için moralsiz de olan) Abdülkadir ve yorgun Yusuf maça ağırlık koyamadı. Koca ilk yarı Burak’ı bir kere bile topla buluşturamadılar.
Ligin bu dönemlerinde şampiyonluğa oynayan takımlara musallat olan stres illeti, ikinci yarıda Galatasaray’da da belirti vermeye başladı. Daha derli toplu oynamaya başlayan ve çoklu hücuma kalkan Trabzonspor, rakip ceza alanına girmeye ve Muslera’yı zorlamaya başladı. Cesaretlenen Çalımbay da savunmadan oyuncu alıp N’Doye’u alarak kritik hamlesini yaptı. Konuk ekip tam maça ortak olmuşken Gomis’in golü geldi. Gomis, Okay’ın hatasını affetmeyip riske giren maçın seyrini Galatasaray lehine değiştirdi, Galatasaray tekrar üstünlüğü ele geçirdi.
Galatasaray’da Donk, Fernando’yu aratmadı. Terim’in gelişiyle küllerinden doğan Selçuk maça damgasını vurdu. Trabzonspor ise aldığı yenilgi ile Avrupa kupaları hedefinin çok gerisine düştü. Okay’ın hatasından gelen 2. golden sonra toparlanamadı. Bu kadar ağır hücuma çıkan ve saha içi organizasyon sıkıntısı çeken bir kadronun toparlanması da mümkün değildi.