Ampute milliler şampiyon!
Osman kaptan topa vuruyordu. Kaderdaşlarının önlerine konulan tüm engellere vuruyordu kaptan. Bu yiğit vatan evladı, bir milletin makus talihini sevince çeviriyordu.
Ampute milli takımı 2017 Avrupa şampiyonu oldu. Ay-Yıldızlılar, İstanbul’da oynanan mücadeleyi 25. dakikada Ömer Güleryüz, 50+2. dakikada Osman Çakmak’ın golleriyle 2-1 kazandı. Milli takımımız, bu sonuçla 2015’in ardından bir kez daha Avrupa şampiyonluğuna ulaştı.
Tek bacaklı bin yürekli adamlar tarih yazdılar. İşte Avrupa’nın en büyüğü olduk. A milli seviyesinde gol dahi atamadığımız İngiliz’i param parça ettik. Çanakkale’de bize ‘tek bacaklılar ordusu’ veren İngiliz’den o tek bacaklıların torunları intikamlarını en insancıl şekilde aldı.
***
Bilmeyenler için anlatayım. Çanakkale’de İngiliz uçakları cephe gerimize ucu zehirli çengel şeklinde dönemin mayını diyebileceğimiz iğneler yağdırıyordu. Bu çengele basan Mehmet’in ayağı kangren oluyor ve kesilmek zorunda kalıyordu. Çanakkale’de bir zafer ve tam on altı bin kişilik tek bacaklılar ordumuz tarihe yadigar kalıyordu. Bunun insanlık suçu olduğunu Birleşmiş Milletler’e (BM) bildiriyor ve bu alçaklığın durdurulması konusunda yardım istiyorduk. İngilizler ise tam olarak şöyle bir savunma yapıyordu: “Evet bunun bir insanlık suçu olduğu kuşku götürmez bir gerçek. Ama kim Türklere insan diyebilir ki!”
***
Tarihe adlarını eksik bacaklarıyla değil yürekleriyle yazdırdı milliler.
Sevincimiz dile dökülemiyordu.
Maç sonrası röportajları izliyorum. Gözleri doluyor yiğitlerin. Gururlu ama üzgünler. Engel tanımayan bu adamlar, engelli oldukları için mi üzgünler? Hiç sanmıyorum.
İnternetin başına geçiyor ve “ampute” yazıyorum. Ampute ile ilgili kelimeler, yayınlar... Fiziksel sakatlık haberleri ve milli takımın şampiyonluğu kaplamış her yeri. Milli gururla ilgili haberleri bir solukta geçiyorum. Bir korku tüneline gelip demirliyorum: “Türkiye’de her yedi kişiden biri engelli” diyor. “İş kazaları yüzünden günlük ortalama üç kişi ölüyor, on bir kişi sakat kalıyor” diyor.
Binlerce gazi haberi… Rehabilitasyon konusunda eksiklikler…
Ampute milli takımının alt yapısına geliyor sıra.
Kırk yıldır bitmeyen terör belası ilk sırada. Ağır çalışma koşulları ve iş verenlerin tedbir için kaçtığı harcamalar milli başarımızın bir diğer köşe taşı. Trafik kazaları, hastanede yanlış müdahaleler, maganda kurşununa kurban gidenler…
Anlayalım artık diyorum, bu işte bir terslik var.
Sadece tehlikeli iş koşullarındaki tedbirsizlik bile bize günlük on bir ampute kazandırıyor.
Vatan aşkıyla dağlarda gezen aslan parçalarının zaferini bir kenara koyalım; bizim sevinmek için ne katkımız var ona bakalım.
Ortada onların başarısı, bizlerin ise rezilliği var. Milletçe ortak olduğumuz nice başarısızlıkların, kayıtsızlıkların ürünü o yiğitler.
İhmallerimizin, kötülüklerimizin, umursamazlıklarımızın, özensizliğimizin neticesi onlar.
Şampiyon olduk, evet ortada sevinmeye değer bir şey var ama bu tamamen onların hakkı. Kendimize devşirebileceğimiz fazla bir şey yok o sevinçten. Bu başarıyı A milli takım kazansa merkez bankası bir hafta bu arkadaşlara para basardı muhtemelen.
Kullanılmamış vicdanlar biraz sızlayacak belki ama bari bu kez gerçekle yüzleşseydik.
Ay yıldız en çok onlara yakışıyor.
Bizim de yüzümüze bu utanç tokadı...