Ece Ayhan’ın çizdikleri
Ben Ece Ayhan’ı severim. Bir kere zekidir, cins ve sıkı şairdir. Yazı ve şiirlerinde en küçük imlâ işaretinin dahi anlamı vardır. Bir an dalmaya gelmez. Ters bakar, tersten bakar, tarihi ayağa kalkarak okuyanlardandır, iktidar karşıtıdır, hâl ve gidişi sıfır olanların şiirini yazar, marijinaldir, eyvallahı yoktur. Ama tehlikelidir, fazla haşır neşir olmaya da gelmez. Ben bugün sert virajlara dalmayacağım. Dedim ya onun dolmuşuna binmek tehlikelidir!..
Ece Ayhan’ın edebiyat dünyamıza dair müthiş tespitleri var, keskin, sert ama doğru tespitleri. ‘Kemalist ve militer edebî kanon’a karşıdır o. Kimi şair ve yazarları yerden yere vurur. Sözünü sakınmaz, cin gibi çarpar. Siyaset arenasına dalıp gönül kırmaktansa onlardan bahsedelim bugün, Ece Ayhan’ın diline düşenlerden…
***
Ece’nin eserlerinde en çok Yaşar Kemal için yazdıklarına gülmüştüm. Kimileri kızacak ama elçiye zeval olmaz. Ona göre İnce Memed’in yazarı; ‘Türk romanının İbrahim Tatlıses’i’dir… Eserlerini arabesk buluyordu anlaşılan! Doğrusu İnce Memed bence de arabesk bir eşkıyadır. Kemal Tahir, Rahmet Yolları Kesti’de, Yaşar Kemal’in ‘soylu eşkıya’sını epeyce hırpalamıştı. Zaten Kemal Tahir’e göre Yaşar Kemal ‘yarı cahil aydınlar’dan biriydi. Ece Ayhan bir başka yazısında da ‘Mavi Yolcularla aşağı yukarı aynı eküri’den pazarlamacı ve romancı’ der onun için. Hele İdris Küçükömer’in düşüncelerini algılayamıyorum, demesini asla kabul edemez. Bir de mektup yazmış ‘romanın bir sesi’ne (burada ‘romanın bir sesi’ de İbrahim Tatlıses oluyor dikkat!) hastanede yatarken, demiş ki; ‘Benim topuğumu bulamadılar işte!’ Kastettiği, mitolojideki Akhilleus’un topuğu, ameliyat olduktan sonra, ölmedim hâlâ yaşıyorum demek istiyor. Ama çözememiş bu ‘sıkı imge’yi Homeros’un oğlu (!) Yaşar Kemal!.. Hem Homeros’un oğlu olacaksın hem topuğu çözemeyeceksin, oldu mu?..
***
Mavi Yolcular deyince!.. Biliyorsunuz işte şu Sabahattin Eyüboğlu, Halikarnas Balıkçısı, Azra Erhat, Mina Urgan gibi edebiyatçılar… Onlar da nasibini almış Mor Külhani’den. Bir yazısında ‘Atatürkçü bir kadın hareketi’ dediği Mavi Yolculardan bahsederken ‘Kurban kesilmesine karşı olanlar’, “‘mavi’ renkli bir Jöntürk olayı”, “Batı Tekkesi” benzetmelerini kahkahalarla okuyorum. Sabahattin Eyüboğlu için de; “liberal eğilimli adem-i merkeziyet’çi Prens Sabahattin’i düşünerek. –çeyrek sakal- Prens Sabahattin Eyüboğlu diyorum.” notunu düşmüş. Mavi Yolcu ‘Batı Tekkesinin postnişini’ oluyormuş kendileri.
Sırada Can Yücel var! Ece’ye göre ‘Can Yücel Türk şiirinin Şevki Şakrak’ı’dır. Aslında önce İsmail Dümbüllü demiş ona ama bir arkadaşı “Ne yapıyorsun Dümbüllü Halk sanatçısı” diye uyarınca Şevki Şakrak’ta karar kılmış!.. Babası Hasan Âli Yücel de kurtulamamış onun sivri dilinden. ‘Trabzon yağı’ derlermiş Hasan Âli Yücel’e, öyle rivayet ediyor. Bir de şu anekdotu aktarıyor:
“Bir gün Atatürk, ziyafet sofrasında “Sıfır nedir?” diye sormuş. Müşekkel Hasan (Hasan Âli Yücel) hemen atılmış, “Efendim, işte meselâ sizin karşınızda bendeniz!”
***
Attilâ İlhan ise ‘şiirin Orhan Gencebay’ı’ ve ‘C.H.P ödüllü Kemalist Attilâ İlhan’dır ona göre. Bir yerde de ‘yarı-askerî şair’ diyor. Fazıl Hüsnü de hiciv oklarına hedef olmuş. Çünkü 1946’da Missouri zırhlısı Türkiye’ye geldiğinde o yıl yayımlanan bir şiirinde “Memnunuz cihandan ve hükûmetten” dizesini yazmış. Ece Ayhan affeder mi bunu? Artık ona göre Dağlarca da ‘Kemalist Dağlarca’, ‘askerî şair’ ve ‘hükûmet şairi’dir…
Başkaları da var: Meselâ, Tevfik Fikret ‘Yelekli Tevfik’, Âşık Veysel ‘Halk şairi değil, Halkevi şairi’, Demir Özlü ‘Suluboya Demiz Özlü’…
Devletle…