Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, vergide kayıp kaçağı önlemek için büyük bir mücadele verdiklerini söylüyor.

En son lüks yat ve tekne satışlarına el atmışlar ve 2021-23 arasında 1 milyar 400 milyon liralık kaçak yakalamışlar.

Daha önce lüks araba sahiplerini takibe almışlardı.

Hatta garsonlarla kuryelerin bahşişlerini bile kayıt altına almaya kalkışılmıştı.

Şimşek, vergilendirilmiş alan bırakmayacaklarını tekrarlayıp duruyor. Ayrıca çok kazanandan çok vergi alacaklarını da...

Kaynağı belirsiz, ayda milyonlar harcanan, beyan edilmemiş gelirler için ‘nereden buldun’ düzenlemesi getirilecekti. Fakat geçen vergi paketine sokulmadı, yolda çıkarıldı sanki.

Şimdi ikinci bir vergi paketi hazırlanıyor. İçeriği yavaş yavaş sızmaya başladı. Ama ‘nereden buldun’dan hâlâ bahis yok.

Oysa geçen paketten çıkarılan başka bir şey, yeni pakete konacakmış. Türkiye gazetesinin haberine göre, o da belediyelerin SGK prim borçlarını vergi paylarından kesmek.

SGK’nın toplam gelirleri içinde belediyelerin payı, yüzde 4. Mansur Yavaş açıklamıştı. Devede kulak değil.

Yine de SGK’yı, borç takan CHP’li belediyeler batırmış gibi gösteriyorlar.

Prim borçlarını belediyelerden almanın yolunu da bulmuşlar; vergi alacaklarından kaynağında keserek.

E sormazlar mı; sizin derdiniz vergide kayıp kaçağı önlemek, alacakların tahsili mi? Yoksa kaynaklarını kesip muhalefet belediyelerini çalışamaz hâle getirmek, başarızlığa mahkum etmek mi?

Maksat bağcıyı dövmek değil de üzüm yemekse bu ne! Belediyelere sıra gelinceye kadar neler var.

Bu yıl toplam vergilerin 2 trilyon liradan fazlasından vazgeçilecek, toplanmayacak. Teşvikli müteahhitlerin, indirimli patronların vergi muafiyetleri gözden geçirilecekti. Şimşek söylemişti.

Ondan önce yapılan her şey, kepçeyle saçılan vergilerimizi kaşıkla toplamaktan öteye gitmez.

Dibi delik kova su tutar mı?

Bol keseden havaya savrulan şu vergi israfına bakın...

2023 Sayıştay raporu çıktı, okuyorsunuzdur; sivil toplum kuruluşlarına vergilerimizden 37 milyar lira aktarılmış.

Güya gönüllü bağışlarla faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları bunlar. Hangileri olduğunu tahmin edersiniz. Kamu hizmetlerinde kullanılsın diye ödediğimiz vergilerden onlara aktarılıyor.

Yabancı kuruluş ve ülkelerin başı kel mi? Onlara da 23 milyar liraya yakın hibe edilmiş.

Kamuda görev zararlarını kapatmaya ise vergilerimizden 800 milyar lira gitmiş.

Tasarruf, genelge demeden tanıtım, tören ve temsil harcamalarına da devam edilmiş.

Bazı fakülte ve yüksekokullarda ise öğrenciden fazla personele maaş bağlanmış.

İhalesiz alımlarda keyfilik de sürüyormuş.

Öyle ya, bir de ihale yasası reformu vardı. Şimşek söz vermişti. Aksi halde ekonomi düzeltilemezdi. Yolsuzluğu önleyecek o reforma ne oldu, nerede takılıp kaldı?