Anayasa’yı bırakın da hayâlet sınıflara bakın

Anketlerde halka öncelikli sorunları soruluyor. Cevaplar arasında Anayasa yok, sondan birinci bile değil.

Ama ilk 3’te artık yeni iki madde var, sıralama değişmiş.

Ekonomi, birinci çıkıyor. O sabit, listenin değişmezi.

Peşindense adâlet ve eğitim geliyor.

İktidar, acilen yeni bir Anayasa ihtiyacı içinde.

Oysa halk, halkın gerçek gündeminden kopmadıysa yeni bir Anayasa’ya ihtiyaç duymuyor. Yeni Anayasa’yla çözülecek herhangi bir sorunundan da haberdar değil.

Onun yerine mevcut Anayasa’ya uyulmasını istiyor, adâlet sorununun çözülmesi için.

Ve eğitim! Giderek büyüyen bir sorun.

Ne kadar büyük bir çileye dönüştüğünü anlamak için, Milli Eğitim Bakanının dünkü ifşası bile yeterli.

Yusuf Tekin, Erzurum’da eğitim editörlerine şöyle bir bilgi verdi:

“Lise son sınıfa geçen öğrencilerin önemli bir kısmı, üniversite sınavına hazırlık için açık liseye geçiyor ve merdiven altı kurslara gidiyordu.

Biz, göreve başlar başlamaz bu kapıyı kapattık. Bunu çözdük.

Sonra hayâlet sınıflar çıktı. Hayâlet liselere çok ağır yaptırımlar uyguluyoruz. Bunu duyduğumuz an hemen cezayı verdik. Geçen sene hayâlet sınıftan dolayı yaklaşık 500 civarında okula ceza yazdık. Bu tür yapılar varsa yine gereken cezaları vereceğiz. Ben, özel okul temsilcilerine de sürekli söylüyorum; yani en meşhur okul da olsa hiç affetmeyeceğiz.”

Kulaklarınıza inanabiliyor musunuz?

Müfredat, eğitim ihtiyacını karşılamıyor demek. Onun itirafından başka bir şey değil. Devlet okulunda karşılamadığı gibi özel okulda da karşılamıyor.

Sınava hazırlayan dershanelerse paralel eğitim yanlış, diye güya kapatılmıştı.

Halk çaresiz. Çocuğunu üniversiteye sokmak için bula bula çareyi, hileli yollarda buluyor. Lise sonda çocuğunu devlet okulundan alıyor. Ve merdiven altı bir dershanede parayla okusun diye, özel okulda hiç gitmeyeceği hayâli bir sınıfa yazdırıyor. Fâhiş fiyatla hem de.

Nasıl geliyor kulağa?

Yakaladıklarını, buna dahi göz açtırmayacaklarını bizzat Bakan anlatmasın mı bir de!

500 özel okula ceza kesilmişse yakalanamayanları da hesaba katıp yaygınlığını siz düşünün.

Bu değilse nedir skandal!

Öncelikli sorunlar sıralamasında eğitimin neden bu kadar öne çıktığını, bu habere kadar tam anlamamıştım.

Ama şimdi fotoğraf, zihnimde tamamlandı.

Eğitime maarif, sağduyuya aklıselim, temiz kalbe kalbiselim, ince zevke de zevkiselim diyerek bu sorun çözülebilir mi?

Kelimelerle oynayarak çözüleceğe pek benzemiyor.

Aklıselim, kalbiselim, zevkiselim nesiller yetiştirmek, değerler eğitimi vermek için Türkiye Maarif Modeli getirildi.

Fakat 5. sınıf fen bilimleri ders kitabı meselâ, yanlışlarla doluymuş. Bilim tarihçisi Prof. Yavuz Unat, GazeteBilim sitesinde tek tek çıkarıp düzeltmiş.

“MEB ders kitabında İslam Dünyası’ndaki bilim insanlarıyla ilgili yanlışlar” başlıklı yazısını öneririm.

Hoca diyor ki, hiçbiri kitapta söylendiği gibi değil...

Mevsimleri Biruni, güneşin kendi etrafında hareketini Fergani, Ay haritasını ve Güneş Sistemi’ni Ali Kuşçu, ışınların düz yayıldığını Kindi, mikrobu da Akşemseddin bulmadı. Caca Bey, gözlemevi değil medreseydi. Hezarfen Ahmet Çelebi’nin yaşayıp yaşamadığıysa belli bile değil.

Asılsız propagandayla mı değerler eğitimi verilecek?

Göstermelik eğitim modeliyle bu kadar olur ancak.

Anayasa’yı filan bırakın da şu skandallara bakın önce siz.

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.