Trump bir avatar broligarklar mekanın asıl sahipleri mi?

Trump bir avatar broligarklar mekanın asıl sahipleri mi?

Trump’ın yemin töreni tekno milyarderlerin geçiş töreni gibiydi. Kimileri Donald Trump’ın yemin törenini ve konuşmasının ABD siyasetinde yeni bir dönemin şafağı olarak adlandırıyor. Belli ki bu dönem sadece ‘seçilmişler’ tarafından değil, teknoloji devleri tarafından da şekillendirilecek. Elon Musk, Mark Zuckerberg, Sundar Pichai, Jeff Bezos ve niceleri, törende ‘birinci mevki’de yer aldılar ki bildiğiniz üzere hemen hepsi Trump karşıtıydı. Neyse dün dündür değil mi?

GÜLAY ERDEMLİ

Şimdilerde bu milyarderlere ‘broligarch/broligark’ deniyor. Bu kelime ‘bro/ İngilizce erkek kardeş anlamına gelen brother’ın kısaltması ve oligark kelimesinin bileşiminden türetilmiş. Bu tanım, genellikle teknoloji sektöründe yer alan ve siyasi olarak etkili olan genç, erkek iş adamlarını ifade ediyor. ‘Modern dönemlerin’ kelimelerinden biri... Ve emin olun, Trump döneminde bu kavramla çok sık karşılaşacağız. Bu arada ‘erkek kardeşlik’ kelimesinden üretilmiş olmaları akılllara bu adamların birbirlerine sıkı sıkıya bağlı olduğunu düşündürtmesin. Hani ellerinde olsa birbirlerini bir kaşık suda boğabilirler.

Erkeklerin siyasi güçle ilgilenmesinin şaşırtıcı olmaması gerektiğini düşünüyorum,” diyor. “Bunlar Donald Trump’a yaranabileceklerini ve bundan çıkar sağlayabileceklerini fark eden erkekler.” ABD medyasında son üç gündür broligarklar ve broligarşi kelimeleri o kadar çok gündeme geliyor ki… The Daily Show’a katılan bir sosyoloğun söyledikleri gelecek günlerin fragmanı gibi: “Zengin elitlerin başkanlık törenlerine katılması ne yeni, ne de şaşırtıcı, ancak ruh sağlığı uzmanları, ‘broligarşi’ teriminin kullanılmasının, erkekler ve kadınlar arasında büyüyen politik ve sosyolojik uçurumu gösterdiğini söylüyor.” Yani broligarşinin bu kadar hararetli konu haline gelmesi şaşırtıcı değil. Akron Üniversitesi psikoloji profesörü Ronald Levant, bu terimin erkeklere ve kadınlara farklı mesajlar gönderdiğini söylüyor. Kadınlara ne mi söylüyor? “Şöyle siz arka planda duruverin!” Zaten Meta’nın patronu da bir podcast yayınında şunu söylememiş miydi? “Şirketlerin daha fazla ‘maskülen’ enerjiye ihtiyacı var.” Gözünüz doysun, daha ne kadar olsun?

KENDİLERİNİ SÜPER KAHRAMAN OLARAK GÖRÜYORLAR

Dedim ya ABD medyası şu ara ‘broligarchy/ broligarşi’ ve ‘broligarklar’ diye diye bitiremedi diye; Vox’ta da ilginç bir makale vardı konuyla ilgili. Biraz da o makaleye göz atalım. Musk’ından Bezos’una, Zuckerberg’ünden Peter Thiel’ine çok sayıda broligark ya ‘aman da ne güzel oldu yeni başkan’ diye destekliyor ya da içten içe gönülsüz de olsa ona boyun eğiyor. Ne de olsa kendileri için daha düşük vergiler ve ‘dostça’ düzenlemeler yapacağının umut ediyorlar. Daha da dürüst olmak gerekirse kendi bencil çıkarlarını korumaya çalışıyorlar.

Peki ya daha karanlık hayalleri varsa, yoksa bir ideolojiyi mi genişletmeye çalışıyorlar? Adeta bilim kurgulara benzeyen bir ideolojiyi! Sanıyorlar ki onlar süpermen, kurallara tabi olamazlar ve önemli bir misyonları var; dünyayı kendi imajlarına göre yeniden şekillendirmek!

Makalede ultra zenginlerin davranışlarını da inceleyen ekonomi ve sosyoloji profesörü Brooke Harrington’dan da görüş alınmış: “Bu, doğanın yasalarına karşı dokunulmazlık da dahil olmak üzere tam bir dokunulmazlık duygusu. Her türlü kısıtlamayı reddediyorlar. Trump da bu dünya görüşü için mükemmel bir avatar. Sonuçta Trump ‘Yıldız olduğunuzda her şeyi yapabilirsiniz’ diyen bir adam.” Peki bu boligarklar ne yapmak istiyor, vizyonları ne? Makalede ve okuduğum pek çok farklı makalede ortak bazı görüşler var. Bunların ne kadarı gerçekçi diye sorarsanız açıkçası cevabım kesin değil. Sadece kendilerinin sınırlarını belirlemeyecek bir hükümet istedikleri kesin. Bilim kurgu, transhümanizm ve daha da ilerisi bir tür ölümsüzlük! Kendilerini kendi bilim kurgu destanlarının baş kahramanı olarak görülüyorlar. Kanunlardan üstünler kendilerine göre, ‘üstün bir görevleri’ olan üstün varlıklar! Ve görünen o ki erkek oldukları için üstün olduklarına da inanıyorlar. Artık nasıl bir kafaları var, bunu açıklamak da psikiyatristlerin işi…

Panama Kanalı, Grönland hatta Kanada’ya göz diken Trump bir yana Mars’ta koloni kurmak isteyen Musk, uzayda gözü olan bir başka tekno milyarder Bezos, teknoloji şirketlerinin hayalini kurduğu start-up şehirleri derken yeni başkan broligarklar post-gerçek bir dünya oluşturmaya kararlı… Hatta biliyoruz ki bazı teknoloji patronları ve destekçileri hükümetlerin kuralları yerine kendi kurallarına göre yaşayacakları mini uluslar kurmayı hedefliyor.

ŞİRKET MONARŞİSİ

Mini uluslar, start-up şehirleri demişken Honduras’ın Roatán adasındaki Próspera ZEDE’den (İspanyolcada İstihdam ve Ekonomik Kalkınma Bölgesi’nin kısaltması) bahsetmek gerekiyor. Bu imtiyazlı şehir kendi yasal çerçevesine sahip özel bir ekonomik bölge. Projenin arkasında PayPal’in kurucu ortağı, Facebook’un ilk yatırımcılarından, girişim sermayesi şirketit Founders Fund’ın ortağı Peter Thiel ve Netscape’in kurucusu Marc Andreessen ve OpenAI’in patronu Sam Altman’ın öncülüğünde başlayan proje, yeni nesil bir şehir gibi. Aslında proje 2017 yılında başladı. Próspera, düşük vergiler, cazip yatırımcı fırsatlarıyla kar amacı güden bir şehir. Yasal bazı sorunlar olsa da bölgede çalışmalar devam ediyor. Güvenlik silahlı muhafızlardan oluşan özel bir firma tarafından sağlanıyor. Üç emekli yargıcın görev yaptığı tahkim mahkemesi anlaşmazlıkları çözmeye çalışıyor. FDA standartlarından muaf tıbbi tesislerde deneyler yapılıyor. Şehrin tanıtım materyallerinde sadece serbest piyasa politikaları değil, Karayip havasında iyi zaman geçirmek isteyen 21. Yüzyıl öncülerine cazip fırsatlar pazarlanıyor. Şimdilik konut olarak tek bina olsa da Próspera’nın 2030 yılına kadar 38 bin kişiye ev sahipliği yapması bekleniyor.

Trump, broligarklar ve yeni bir gerçeklik… Dünya nereye gidiyor?

ABD’LİLER ÇILGINCA ÇİNCE ÖĞRENİYOR

TikTok’un ABD’de yasaklanma kararı milyonları derinden yaraladı… Neyse ki Trump sayesinde erişime açıldı çünkü yeni başkan TikTok’un ABD’li bir şirkete satılması için TikTok’a 75 gün süre tanıdı. O sürede ne olur belli değil ama Trump’ın TikTok’u sevdiğini biliyoruz. Yasak yürürlüğe girdiğinde uygulama App Store ve Google Play’den de kaldırıldı ancak başkan süre vermiş olsa da uygulama mağazalarından hala indirilemiyor TikTok. Özetle halihazırda TikTok yüklü cihazlardan platforma girilebiliyor ama yeni cihazlara indirilemiyor. Uygulamanın yüklü cihazlar alışveriş sitelerinde binlerce dolara satılıyor. Ee tabi millet TikTok’suz ne yapsın?

TikTok ABD kullanıcıları ne olur ne olmaz diye TikTok yasağı öncesi RedNote’a göçmeye başlamıştı, öyle üç beş bin kişiden değil, milyonlarca kişiden bahsediyoruz. RedNote da (diğer adıyla Xiaohongshu) Çin’e ait, TikTok, Instagram benzeri bir sosyal medya uygulaması. ABD Çin ilişkilerinin durumunu bir yana koyalım, sosyal medya uygulamaları sayesinde iki ülke halkı arasında kültürel bir yakınlık başladı ve bu bağ giderek güçleniyor. Dil öğrenme uygulaması Duolingo ’da, TikTok yasağı ve Rednote’a geçişin ardından Çince öğrenen ABD’li kullanıcıların sayısında yüzde 216’lık bir artış yaşandı. RedNote’da pek çok ABD’li kullanıcı Çinli kullanıcıların İngilizce ödevlerine yardım ediyor, iki ülke halkı ‘dijital’ halkı birbirleriyle dostluk kuruyor… RedNote’a geçen ABD’liler ‘TikTok mültecileri’ olarak adlandırılıyor.

MUSK’IN KARAKTERİ GİZEMLİ BİR ŞEKİLDE ÖLDÜ

Hani oyunlarda hile yapan ya da bir oyunu kaybettiğinde hırs yapıp ağlayan çocuklar… Çocuk der geçeriz… İyi de dünyanın en zengin adamının oyunda hile yapmasını nereye koyacağız?

“Her şeyden ben anlarım” diyen Elon Musk, oyunlar söz konusu olunca da iddialıydı. Bir oyun varsa ‘en iyi’ oydu, katıldığı yayınlarda oyunların en başarılı oyuncusu olduğunu kendisi söylüyordu. Hatta sosyal medya hesaplarında oyun oynadığı sıradaki görüntülerini de sıkça paylaşıyordu. Kısa bir süre önce piyasaya sürülen, çok sevilen aksiyon oyunu Path of Exile 2’yi oyun meraklıları duymuş olabilir. Bazı aşamaları hayli zor. Oyunun tutkunları forumlarda deneyimlerini paylaşıyor, tüyolar veriyor, hele hele bir ‘Hardcore’ modu var ki geçebilen gerçekten kahraman gibi görülüyor. Bu oyunda yükselmek ve ‘yaşamak’ için oyuncular 40 saat hatta daha fazla uyumadan oyun oynuyor.

Meğer Elon Musk da bu oyunu pek severmiş. Buralarda da mekanın sahibi benim havalarındaydı tahmin ettiğiniz gibi. Karakterinin adı da Percy Verence’di. Geçmiş zaman kullanıyorum çünkü Musk’ın oyundaki kahramanı ne yazık ki rahmetli oldu! Oyunlardan çok anlamam ama Percy Verence, Hardcore modunun en üst sıralarındaydı, oyunu en iyilerinden biri olarak görülüyordu. Elon Musk’ın ‘onca işi’ arasında bu seviyeye gelebilmesinin imkansız olduğu konuşuluyordu. Oyun ortamları bunu tartışırken Percy Verence 97. seviyede ölüverdi. Kısa bir süre önce hilesi ortaya çıktı. Meğer Elon Musk, karakterinin seviyesini yükseltmek için yetenekli oyunculara para veriyormuş. Egoya bakar mısınız? “Ben video oyunlarında bir numarayım, Path of Exile 2’nin de en güçlü oyuncusuyum” diyen, gururla seviyesini paylaşan Musk meğer hile yapıyormuş. Hatta oyunun guruları Musk’ın oyun hakkında hiçbir fikri olmadığının bile iddia ediyor. Yahu bunu ilkokul öğrencisi bile yapmaz diyeceğim de söz konusu Elon Musk olunca her şey mümkün.

Musk yalanı ortaya çıkınca buna takıldı mı? Elbette hayır!

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN