TRT World Citizen tarafından düzenlenen ‘Humanitarian Film Festival’de ‘İnsani Film Yapımı’ paneli düzenlendi. Panelde konuşan, Netflix’te yayınlanan ‘Farha’ filmi ile tanınan Filistinli yönetmen Darin J. Sallam: “Filmler eğer bir yalanı yaymak için yapıldıysa bence insani değildir. İsrail bir yalanı dünyaya yayıyor. Sinema da bir silah, onların dayatmalarını etkisiz hale getirecek ve kendi hikayemizi anlatacak işler yapmalıyız.”
SALİHA SULTAN
TRT World Citizen tarafından düzenlenen ‘Humanitarian Film Festival’ 2 Kasım’da İstanbul’da altıncı kez sinemaseverlerle buluştu. Savaş, çatışma, insan hakları gibi küresel insani sorunlara ışık tutmak amacıyla düzenlenen festivalde film gösterimlerinin yanı sıra söyleşilere de imza atıldı. Festivalde 2 Kasım’da Elif Bereketli moderatörlüğünde gerçekleştirilen AKM Yeşilçam Sineması’nda düzenlenen ‘İnsani Film Yapımı’ başlıklı panelde ise festivalin bu yılki jüri başkanı Boşnak yönetmen Aida Begiç ve jüri üyeleri Filistinli yönetmen Darin J. Sallam, yönetmen Faysal Soysal ve yazar ve yönetmen Abdulhamit Güler konuşmacı oldu.
Türk ve dünya sinemasının saygın yönetmenleri panelde bir filmin hangi şartlarda ‘insani’ kategorisinde değerlendirilebileceği yönündeki fikirlerini aktardı. Yönetmenlerin konuşmalarında Gazze’de son bir yıldır yaşanan katliam ve İsrail lobisinin dünya sinema sektöründe yarattığı sansüre de değinildi.
Darin J. Sallam
YÖNETMEN SAMİNİ İSE DAHA İNSANİ BİR FİLM YAPIYOR
Yönetmen Soysal, konuşmasında filmleri aşk, dini ya da insani gibi kategorilere ayırmaya karşı olduğunu vurgulayarak, “Ben sinemaya aslında şiir perspektifinden yaklaşıyorum. Yönetmen hakikaten bir sanatçı ise yaşadığımız dünya ile ilgili bir derdi varsa zaten filmi insani olmalı. Değilse zaten sanatçılığından ve eserinin bir sanat eseri olmasından şüphe etmemiz lazım” görüşünü paylaştı. Yönetmen Güler de, şu görüşlerini aktardı: “Bence doğru film yapmak kişiye özel bir şey, bir formülü yok. Yönetmenin hem sinema hem kendi ile kurduğu ilişkiye bağlı bence. Bir insan samimi ve az duvarlı ise daha iyi film yapıyor. Kendi ile ilişkisi sınırlı ise sıkıntı çıkıyor ortaya çünkü o insanın filmi duvarlı oluyor. Bir film ne kadar yönetmenine ait ise o kadar insani olur diye düşünüyorum.” Boşnak yönetmen Begiç de, sinemanın bir eğlence aracı olduğu ancak yönetmenin insanlığa karşı sorumlu bir konumda olduğu fikrini aktararak, şunları paylaştı: “Çünkü sinema kalplere etki eden bir şey. Ayrıca insani filmler görünebilir olmalı, o hikayeleri insanlara göstermek zorundayız. İnsani diyebileceğimiz filmler daha çok festivallerde gösteriliyor belki. Günümüzdeki problemler belki beş on yıl sonra anlamını yitirebilir ama siz insanın tarihini anlatmak zorundasınız, sorumlusunuz. Ve yirmi yıl sonra insanlar izleyip yorum yapıyorsa bu sizin filminizin insani bir kategoride olduğunu gösterir.”
EN İYİ FİLM ÖDÜLÜ EKVADOR’A
Festival, akşam gerçekleşen ödül töreni ile son erdi. Törende ‘En İyi Film’ kategorisinde birinciliğe ‘The Strange Case Of The Human Cannonball’ adlı filmle Ekvador’dan Roberto Valencia, ikinciliğe ‘Murder Tongue’ adlı yapımla Pakistan’dan Ali Sohail Jaura ve üçüncülüğe ‘Talk To Me’ filmiyle Japonya’dan Jimmy Ming Shum değer görüldü. Ödül töreninde İngiliz müzisyen Billy Rowan da sahne alarak, Filistin için yazdığı ‘We Are Not Numbers’ şarkısını seslendirdi.