Sıkı para politikasının etkisiyle derinleşen finansman sorunları, şirketleri konkordato başvurusu yapmaya itiyor. Özellikle dış kaynak ağırlıklı çalışan firmalar, bu durumdan en çok etkilenenler arasında yer alıyor. Ekim ayında mahkemelere gelen 165 dosya için konkordato geçici mühlet kararı verilirken, yılın ilk 10 ayında toplam konkordato başvuru sayısı 1352'ye ulaştı
Sıkı para politikasının etkisiyle başlayan finansal zorluklar, şirketleri konkordato başvurusu yapmaya itiyor. Özellikle inşaat ve tekstil sektörlerinde yaşanan yoğunlaşma dikkat çekiyor. Konkordatotakip.com verilerine göre, yılın ilk 10 ayında 1352 şirket konkordato başvurusunda bulundu. Bu rakam, önceki yıllara göre önemli bir artış gösteriyor.
RİSKLİ SEKTÖRLERİN SAYISI ARTIYOR
Ekonomim'in haberine göre, konkordato verilerinin detayına bakıldığında, geçen ay kesin mühlet kararı verilen dosya sayısı 110, konkordatonun reddi kararı verilen dosya sayısı da 86 oldu. Ocak-ekim döneminde ise 557 dosyanın konkordato başvurusu için kesin mühlet kararı verilirken, 10 ayda dosyası reddedilen konkordato başvurusu sayısı 512 oldu. Ekim ayında 20 şirket için iflas kararı verilirken, 10 aylık dönemde bu sayı 96 oldu. Bu arada konkordato süreci, kesin mühlet kararı verildikten sonra ortalama 3 yıl kadar sürebiliyor, mahkemelerin iflas kararı ortalaması ise 436 gün.
Dolayısıyla yılın 10 ayında verilen 96 iflas kararı aslında yaklaşık 1,5-2 yıl önce başvurusu kabul edilmiş konkordato dosyalarından oluşuyor. Konkordato başvurularına göre sektörlerin riskleri hesaplandığında, en riskli sektörlerin başında inşaat ve tekstil geliyor. Yılbaşından bu yana inşaat sektöründen 78 konkordato başvurusu gelirken, tekstil sektöründen 73 konkordato başvurusu yapıldığı görülüyor. Yine metal ürün imalatı, mobilya, gıda ve tarım da en kırılgan sektörler olarak öne çıkıyor.
Artan konkordatolar iş dünyasının da uzun zamandır gündemindeki en sıcak konulardan biri… Konkordatoların şirketlerin sürdürülebilirliği için önemine dikkat çeken iş dünyası temsilcileri, buna karşın bir firmanın konkordato alarak borçlarını ödeme konusunda zaman kazandığını, ancak alacaklılarını zor duruma düşürdüğünü vurguluyor. Yanı sıra bazı firmaların konkordato müessesini suiistimal ettiğini de savunan iş dünyası temsilcileri, konkordato kararları verilirken mahkemelerin çok hassas davranması gerektiğini dile getiriyor.
ASMALI: SUİSTİMALE AĞIR CEZA VERİLMELİ
Konkordatolara ilişkin değerlendirmelerde bulunan MÜSİ- AD Başkanı Mahmut Asmalı da benzer görüşleri paylaştı. Konkordatoların özü itibarıyla sorunlu olmadığını dile getiren Asmalı, “Ancak bunun istismar edildiğini biz de duyuyoruz. Firmasının içini boşaltıp konkordato sürecine götüren bazı art niyetli başvuruların bildirimleri bizlere de geliyor. Bununla ilgili tedbir almak lazım. Konkordato kişiyi kendi ölçeğinde koruyor ama ona iş yapan üçüncü, dördüncü şahıslar nezdinde de yıkıcı bir etkisi oluyor. Hiçbir şeyden haberi olmayan firma malını satıyor, ancak daha sonra mal sattığı firma konkordato ilan ediyor. Bu sefer ne malını geri alabiliyor ne de ödemesini… Daha kolay konkordato çıkarabileceğini düşünerek şirket adresleri taşıyanlar da olabiliyor. Konkordatolarda bu tip suiistimallerin tespit edilip en ağır şekilde cezalandırılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.