Felsefe dünyasının duayeni Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı İstanbul’da vefat etti. Duralı için ilk olarak ömrünü adadığı İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde tören düzenlendi. Duralı, Fatih Camii’nde Prof. Dr. Mehmet Görmez’in kıldırdığı cenaze namazının ardından öğrencilerinin omuzlarında Aşiyan Mezarlığı’nda son yolculuğuna uğurlandı.
SALİHA SULTAN
Felsefe profesörü, biyolog ve düşünür Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı, 74 yaşında İstanbul’da vefat etti. Bir süredir kanser tedavisi gördüğü ve Kasım ayında 2 kez ameliyat geçirdiği bilinen Duralı’nın vefatını Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu “Değerli dostlar ustamızı kaybettik. Allah rahmet eylesin. Başımız sağ olsun. Makamı ali olsun. Tüm sevenlerine sabır niyaz ediyorum” ifadeleriyle duyurdu. Prof. Dr. Duralı’nın vefat haberi bütün Türkiye’de büyük üzüntü yarattı. Sosyal medyada on binlerce kişi gün boyu Prof. Dr. Duralı’ya ait sözleri, çeşitli gazetelere verdiği röportajları ve televizyon programlarındaki konuşmalarını paylaşarak veda etti.
FİKİRLERİNİ YETİŞTİRDİĞİ AKADEMİSYENLER YAŞATACAK
Duralı’nın naaşı dün ilk olarak öğrencilerinin omuzlarında öğretim üyesi olduğu İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne götürüldü. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan törende konuşan İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Duralı’nın bir fikir üretim merkezi gibi çalışan bir şahsiyet olduğunu belirterek, sadece kendi bölümünün öğrencilerini değil, diğer bölümlerdeki talebeleri de etkileyen bir kişi olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Ak şunları söyledi: “Gerek odasındaki sohbetleriyle gerekse koridordaki duruşlarıyla, derslerindeki yoğun rağbetle hiç durmak bilmeyen enerjisiyle etrafını aydınlatırdı. Hepimiz geldik ve aldığımız her nefesle bulunduğumuz yolu azaltıyoruz. Bu kurumlar önderlerinin açtığı yoldan geçecek insanlarla sürdürüldü. Bizim tesellimiz şudur ki; hocamızın şöyle arkasına baktığımız zaman onun münevverliğinden tenevvür etmiş bir çok yetişmiş simayı görüyoruz. Bir alim olarak hayattan ayrıldı ama fikirleriyle yaşıyor. Biz buna inanıyoruz.” İÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hayati Develi de konuşmasında Duralı’nın yerinin doldurulması zor bir şahsiyet olduğunu kaydederek, “Onun yetiştirdiği kıymetli akademisyenler onun geleneğini devam ettirecek. Dile bakışımı onun Biyolojik Felsefe kitabıyla öğrendim. Her önemli felsefeci gibi dile değer veren entelektüel bir münevverdi. Türk dilini canından aziz bilir, onu korumak için her mecliste fikirlerini dile getirirdi” diye konuştu. Üniversitedeki törenin ardından naaşı Fatih Camii’ne götürülen Prof. Dr. Duralı’nın ikindiyi müteakip eda edilen cenaze namazını Prof. Dr. Mehmet Görmez kıldırdı. Prof. Dr. Duralı’nın naaşı Aşiyan Mezarlığı’nda bulunan aile kabristanında toprağa verildi. Cenaze törenine TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Ak Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu, Teoman Duralı’nın oğlu ve kızı Deniz-Elif Duralı’nın yanı sıra birçok meslektaşı ve öğrencisi katıldı.
AKLIN ÇEKİLDİĞİ YERDE KIYAMET KOPAR DEMİŞTİ...
Sistematik bir zihin, güçlü bir mekan ve zaman bilinci, tarihten geleceğe uzanan özgün bir düşünce arayışı, günlük hayatın her vechesine yansıyan bir nezaket dili, bitip tükenmek bilmeyen bir öğrenme ve öğretme aşkı. İşte rahmetli Teoman Durali hocamız. Kendisiyle üç yıl kadar Malezya’da gurbet ve fikir arkadaşlığı yaptık. Sohbeti doyumsuz, dostluğu kavi idi. Malezya’da Türk öğretim üyeleri ve öğrencileri yanında çocukların da dahil olduğu ve herkesin kendi alanında seminer verdiği düzenli sohbetlerde Aristo’dan Farabi’ye felsefe tarihini nasıl bir aşkla anlattığı hala gözümün önündedir. Güçlü bir zihin onda hiç bir rüzgar karşısında eğilmeyen güçlü bir şahsiyet ile bütünleşmişti. Şehir üniversitesi kapatılıp kendisinin de yıllarca ders verdiği Bilim ve Sanat Vakfına kayyum atandığında vicdanlarını yitirerek susanlar gibi yapmamış ve KARAR’a verdiği mülakatta “Aklın çekildiği yerde kıyamet kopar. Duygulara kendimizi kaptırdığımızda her iş tersine döner’’ diye haykırmıştı. Özgün bir zihni ve örnek bir ilmi şahsiyeti ama en önemlisi de yakın bir dostu kaybetmenin derin hüznünü yaşıyorum. Allah mekanını cennet, ruhunu şad eylesin.
‘BİLGE BİR ŞAHSİYET, HİKMETLİ BİR HOCA’
Duralı’nın vefatının ardından sosyal medyada baş sağlığı mesajları art arda geldi:
YUSUF KAPLAN: Teoman Duralı Hocamız vefat etti. Türkiye beynini kaybetti, düşünce öksüz artık! Önce Sezai Karakoç üstadımız şimdi de Teoman Duralı Hocamız! İnsan inanamıyor! Ama takdir böyle demek ki. Allah (cc) rahmet eylesin. Mekânı cennet, makamı âlî olsun.
MEHMET GÖRMEZ: Milletçe bir hazan mevsimi yaşıyoruz. Bilge bir şahsiyet, hikmetli bir hoca Teoman Duralı hoca da Rahmet-i Rahman’a erdi. Sonsuz rahmet diliyorum. Mekanı cennet makamı ali olsun. Aile efradına, sevenlerine, öğrencilerine ve ilim camiasına sabr-ı cemil niyaz ediyorum.
KEMAL SAYAR: ‘Alimin ölümü alemin ölümü gibidir’. Muhterem Teoman Duralı hocamıza Allah’tan rahmet dilerim. Dünyamızı güzelleştiren nadide ruhlardan biriydi. Menzili mübarek olsun.
ALİ ŞÜKRÜ ÇORUK: Teoman Duralı vefat etti. Allah Rahmet eylesin. Edebiyat Fakültesi’nde hemen hemen her bölümden öğrencilerin ve öğretim elemanlarının takip ettiği alim hocalardan biriydi.
TEOMAN DURALI KİMDİR?
Prof. Dr. Duralı, 1947’de Zonguldak’ta doğdu. 1973’te İstanbul Üniversitesi (İÜ) Felsefe Bölümünü bitirdi. 1975’te aynı üniversitenin Felsefe Bölümünde asistan, 1977’de ‘Biyoloji Felsefesine Dair’ teziyle felsefe doktoru oldu. 1978’de NATO bursuyla Paris’te biyo-teknoloji seminerlerine katıldı. 1982’de yardımcı doçent, aynı yıl biyoloji felsefesi üzerine verdiği tezle doçent, 1988’de ise profesör oldu. 1992-93 yıllarında Kuala Lumpur/Malezya’da, 1994 ve 2003 yıllarında Viyana Üniversitesi Bilim Felsefesi Bölümünde, 1995-97 ve 1999 yıllarında ISTAT (Kuala Lumpur)’da misafir öğretim üyesi olarak bulundu. İÜ’den başka, Kırklareli, Medeniyet gibi pek çok üniversitede değişik alanlarda dersler ve konferanslar verdi. 1999’da İÜ Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Başkanı oldu. Türkçe, İngilizce ve çeviri makaleleri birçok dergi ve gazetede yayımlanan Duralı ardında 10’u aşkın eser bıraktı. 2000’de Çağdaş Küresel Medeniyet çalışmasıyla TYB İnceleme Ödülünü alan Duralı, Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü’ne de layık görüldü. Duralı son olarak, yaşamı boyunca gezip gördüğü yerleri, araştırdığı konuları ve anılarını Ali Değermenci’ye anlattığı ‘Öyle Geçer ki Zaman’ kitabıyla okurla buluşmuştu.