Hizmet siyasetiyle gelip kimlik siyasetiyle gitmek

Napolyon bir muharebeyi kaybeden komutanına, “Neden yenildiniz?” diye sormuş.

General yenilginin sebeplerinin on maddeden oluştuğunu söylemiş ve bunları saymaya başlamış: “Bir… Barutumuz tükenmişti... İki…” Napolyon birden “Tamam, yeterli!” diye muhatabının sözünü kesmiş, “gerisini saymanıza gerek yok.”

İktidarın “Ayasofya gündemi” hakkında da aynı şeyi söylemek gerekecek. Erdoğan’ın daha geçen yıl “Ayasofya’yı cami yapalım” diyenleri “Önce Sultanahmet’i bir doldurun... Bu işin siyasi boyutu var. Yan tarafta Sultanahmet’i doldurmayacaksın, Ayasofya’yı dolduralım diyeceksin. Bu oyunlara gelmeyelim. Bunların hepsi tezgâh…” diye payladığı hatırlanacak olursa “şimdi nereden icap etti bu konu?” diye soracak olanlar bulunabilir.

Böyle sorular soracak olan meraklı vatandaşlara bu girişimin sebepleri maddeler halinde sıralanabilir. Bu maddeler arasında Ayasofya’nın Türk ve Müslüman kimliğimizin tarihî ve güncel sembollerinden biri olması hasebiyle aklımıza ve gönlümüze seslenen gerekçeler de olacaktır elbette. Ama ilk madde “Barutumuz tükendi” açıklamasıdır.

***

Ne yazık ki iktidar işsizlik için, enflasyon için, tarımdaki veya dış politikadaki sorunlar için ve bir bütün olarak yaşanan yönetim krizi için anlamlı bir çözüm iddiası ortaya koyamıyor. Bu alanlarda özellikle son birkaç yılda dile getirilen iddialar da boş çıktığı için telaffuz edilen çözüm önerilerinin ciddiye alınma ihtimali de iyice azaldı. Bunun üzerine AK Parti birçok başka sahada olduğu gibi vaktiyle başkalarında eleştirdiği bir pozisyona çekildi. “Biz hizmet yapıyoruz ve yaptığımız hizmetin karşılığı olarak vatandaştan destek alıyoruz”, diyordu AK Partililer, “Ama muhaliflerimiz kimlik üzerinden, sembolik ve manevi değerler üzerinden siyaset yapıyorlar.”

Evet, özellikle muhalefetin elindeki belediyeler vatandaşa hizmet veremeseler bile “Kürt kimliği” diyerek, “Atatürk” diyerek oy almanın kolayını bulup yeniden seçilebiliyorlardı.

Hakkını teslim edelim, AK Parti kimlik ve değer siyasetiyle oy toplama yarışında hiç ön sıralarda olmadı. Kimliği zaten belli olduğu için ayrıca bunun telaffuzuna ihtiyaç duymadı belki. Ve yüzde 50’lerin üzerindeki oyu kimliği sayesinde değil, iktidar mevkiinde beğenelim ya da beğenmeyelim yaptığı icraatın büyük bir kitle nezdinde kabul görmesi sayesinde alabildi. Ne var ki son birkaç yıldır oyu hızla yüzde kırklar seviyesine düştüğü için MHP ile koalisyona mahkûm olan, bugün itibarıyla oy oranı yüzde otuzlar seviyesinde görünen AK Parti artık icraattan, hizmetten söz edemiyor. Seçim kampanyalarında sözünü ettikleri de “Eski AK Parti” döneminin başarıları.

***

Herhalde bu yüzden daha önce karşımıza çıkmayan görüntüler veriyor iktidar. Elinde mushafla seçim mitinglerinde görüntü vermeler, kıraat-ı şerif icraları, ezan ve bayrak vurguları vs. bambaşka bir çığır açtı siyasette. Muhalefet de etkilendi bundan. Onlar da mecburen “biz de dinsiz değiliz” mesajı verebilmek için camilerde aşır okumaya başladılar. Böylece “dini siyasete alet etme” suçlamasına muhatap olmayan hiç kimse kalmadı.

Ancak böyle bir alanda yarış başlayınca altta kalmamak için sürekli “el yükseltmek” gerekiyor. Vakti geldiğinde, “Önce Sultanahmet’i bir doldurun... Bu oyunlara gelmeyelim. Bunların hepsi tezgâh…” dediğiniz konuyu gündeme kendiniz taşımak zorunda kalıyorsunuz.

Dolayısıyla şu anda oturup konuşmamız gereken konu iktidarın gündeme getirdiği “Ayasofya’nın statüsü” değildir, tam aksine bu konunun neden şimdi gündeme geldiğidir. Tam da “erken seçim” veya “baskın seçim” konuları tartışılırken bu meselenin gündeme getirilmesinin gönüllerde uyandırdığı rahatsızlıktır. Bu toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan muhafazakâr, dindar, milliyetçi kitlelerin nesillerdir “milli/İslami kimliğimizin dirilişinin sembolü” olarak benimsedikleri Ayasofya’nın adının seçimle birlikte anılıyor olması karşısında hissettikleri derin hayal kırıklığıdır. Ayasofya’nın zor günde bozdurulan “ihtiyat akçası” muamelesi görmesidir.

Yıllar boyunca kimlik siyaseti karşısında hizmet siyaseti yapmakla övünen ama son yıllarda yönetme zaafının yol açtığı yönetim krizine çare bulamayan iktidar partisi açısından ise gelinen nokta “barut tükendi” ilanıdır.

YORUMLAR (53)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
53 Yorum